• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Henüz kurulmadı ama yeni hükümetin seçimler öncesinde verdiği sözlerden başlayarak yapması gereken birçok ödevi var. Halkın verdiği ev ödevleri içinde var mıydı bilmiyoruz ama sanki en önemli ve acil bir meseleymiş gibi günlerdir ne olduğunu ve bu ülkede nasıl uygulanacağını neredeyse hiç kimsenin tam olarak bilmediği başkanlık sistemi, memleketin biricik gündem maddesi yapıldı. İlahi ve nebevi esaslar hariç hiçbir mesele tartışılmaz değildir ve insanlar da elbette konuşa konuşa anlaşır. Ama bir önem ve öncelik sıralaması da olmalı değil mi?

Kimi siyasetçi ve yazarlar da mezkûr sistemi öyle ballandırarak anlatıyorlar ki, başkanlığa geçersek ne işsizlik sorunu kalacak ne de diğerleri. İşin trajikomik taraflarının ironi ile işleneceği bir film herhalde çekilecektir ama yediği onca darbe ve muhtıraya rağmen demokrasi ve cumhuriyetin ne olduğunu daha tam kavramamış, kavramayı bırakın hiç oralı olmamış bir topluma siz başkanlıktan bahsedeceksiniz ve ‘tek adam` yönetiminden başka bir şey anlaşılacak öyle mi?

Kelli felli akademisyenler öyle yorumlar serdediyorlar ki, memlekete kız beğeniyorlar zannediyorsunuz. Yok, efendim ABD modeli olmazsa, Meksika modeli olurmuş, hatta krallık ünvanı atılıp Ürdün modeli dahi olabilirmiş. Devlet-i âliye, batılılaşma hastalığına yakalandığından beri bu halkı vitrin mankenine çevirdiler ya hâlâ şu ülke bu ülke modeli deyip denemeye devam diyorlar.

Bundan yüz yıl önce zaten adı padişahlık olan bir başkanlık sistemi vardı ve onu kaldırıp yerine batılı ülkelerin çağdaş(!) parlamenter sistemini getiren devrimciyi de yere göğe sığdıramıyorlar. Gerçi şimdiye kadar Atatürk`ün de yanılmış olabileceğine dair bir iddiada bulunma cüretini dahi gösteremeyenlerin kelime cambazlıklarına da siyaset deniyor ya neyse.

Şimdiye kadar bu ülke askerî vesayetten filan nasıl kurtulur diyenlerin adeta bugün tek derdi, başkanlık sistemine nasıl geçeriz olmuş. Hadi diyelim ki, neyse o dediğiniz şey, ona geçildi. Ne olacak? İslâmı, devlete layık görmeyen laiklik atılıp yerine dinin ahkâmı mı gelecek? Eski Yunan`ın lâdini(latin) alfabesi yerine Kur`an alfabesi mi geri gelecek?

Gerçekten bahsettiğiniz sistemi bu kadar iştahlı istemenizin nedeni, İtalya`dan, İsviçre`den filan alınan kanunları atıp yerine tekrar Mecelle`yi geri getirmek midir? Öyle olmadığına göre, gelin şu devasa memleketin enerjisini böyle çok da zaruri olmayan kuru ve kısır bir gündemin yakıtı yapmayın. İlla sistemle ilgili konuşacaksanız o halde şu katı ulusçu, tek tipçi Kemalist sistemin bu ülkeye 92 yıldır ödettiği bedelleri analiz edin.

Evet, söyleyin, işçisinden köylüsüne, öğrencisinden memuruna herkes tartışsın ama konu acil olsun, mühim olsun. Öyle çok iddialı olmaya da gerek yok. Kolaydan başlayın. Şu karma eğitim kalksa iyi olmaz mı bunu tartıştırın. Ders kitapları, ‘Atatürk`ün Gençliğe Hitabesi` yerine ayet ve hadislerle başlasa daha doğru değil mi bunu tartıştırın. İnsanımıza güzel ahlâkı, camiyi, namazı nasıl sevdiririz, israfı nasıl azaltırız, adaletsizliği, içkiyi, kumarı, faizi, zinayı, fuhşiyatı nasıl önleriz bunları önceleyin.

Hem şu anda zaten adını ‘Milli Birlik ve Kardeşlik` diye değiştirdiğiniz çok acil çözülmeyi bekleyen dağ gibi ve dağdakiler gibi bir sorun var. Tüm beyinleri bu işe teksif etmeniz gerekirken alınan oyu, küllenmiş fantezilerinizin rüzgârı yapmanın âlemi nedir?

 Hani hep söylenir, ‘Türkiye`de kitap, ihtiyaç listesinde 235. sırada` diye. İki haftadır bahsettiğiniz bu sistem muhabbetini, halk o listeye ne zaman yazar biliyor musunuz? Adalet, samimiyet ve güven ihtiyaçlarını karşıladığınızdan emin oldukları zaman.  Siz bu kanalları gereği gibi tesis etmeye bakın, sistem nasıl olsa ortak aklın dediği yöne akacaktır.

Başkanlık sistemi ile anayasa değişikliği de birbirinden ayrı değerlendirilmelidir. Ancak değiştirilmesi gereken anayasadan önce değişmesi gereken ise insandır. Çünkü kula kullukta ısrar edenlerin değiştireceği anayasanın da öncekinden çok farkı olmayacaktır.

Ve değişmez hakikat: “İnsan, her yerde ve her zaman Allah`ın yarattığı bir kuldur. Yasası da sistemi de Allah`ın sınırları içinde olmalıdır.”