Aldanma katsayısı aldatma katsayısından büyük olunca
Eskiden çok sık sorulan ‘Türkiye nereye gidiyor` sorusu bugünlerde bölge nereye gidiyor diye sorulur oldu. Tabi ‘nereye gidiyor` değil ‘nereye götürülüyor` dense daha doğrudur.
Hdp`nin barajı aşmasının sonuçları üzerinde çok konuştuk ve yazdık. Dolayısıyla şu anda olanlar daha işin le lesidir. Büyük şeytan ve avanesinin sahip olduğu tüm stratejilerle oynadığı bir oyunda asker, medya, sermaye veya bürokrasinin, her şey olmadığı bir kez daha görülmüştür. Çünkü şapkadan tavşan çıkaran sihirbaz, pekala sandıktan canavar da çıkartabilir. Kaldı ki, hak arayan bir milliyetçilik, kitle duygusallığı, ötekileşme, çok yönlü kuşatılmışlık gibi birçok zayıf damara sahip bir bünyeden siz birazcık masraf ve planlı bir propaganda ile Hdp`de çıkartırsınız Pkk` de.
Aldanma katsayısı aldatma katsayısından çok yüksek olan Ak parti yöneticileri, 17-25 Aralık`tan sonraki; “ne yapalım paralel yapı bizi aldatmış, yıllardır onlara aldanmışız” türünden nedamet repliklerini mevcut seçim neticesi için henüz; “ne yapalım imralı-kandil-parti yumağı çözüm sürecinde bizi aldatmış, onları şımartıp aldanmışız” biçiminde açıktan söyleyemiyorlar.
Aldanma değil aldatma derseniz, Hdp hatırına kendi iktidarlarına son verdiler demiş olursunuz ki bu da çok mantıklı gözükmüyor. Gerçi geriye bir ihtimal kalıyor, ABD`ye aldanmak. Mesela şöyle aldatmış olamaz mı: “Siz onların güçlü bir şekilde meclise girip düz ovada siyaset yapmasını sağlayın söz veriyorum hem iktidarınızı koruyacaksınız hem başkanlık sistemi için onlar size mecliste destek olacaklar hem de silah bırakacaklar, ben de dağdaki kısmı tasfiye edeceğim.”
Yok artık demeyin. Çünkü hükümetin yıllardır bu sonuçları hazırlama çabası ve “süreçte Hdp`yi biz güçlendirdik” itirafına bakılırsa ABD`nin mezkûr teklifini kabul ettiklerine dair ihtimal çok güçlü gözüküyor. Ak partinin şu anda; “Ama Sam amca, biz sözümüzü tuttuk, hani yine tek başına iktidar olacaktık, hani söz vermiştin, silah bırakıp tasfiye olacaklardı” diye sızlanan bir ruh haline sahip olduğu da kimsenin gözünden kaçmıyor.
Ve siz şimdi artık akıllanmışlardır, bundan sonra çözüm sürecinde yaptıkları hatalardan ders alırlar, ABD`nin ipiyle kuyuya inmezler, aldanmazlar diyorsunuz. Haklısınız demek zor. Çünkü maalesef şimdiye kadar Hak`tan ve hakikatten yana tüm uyarılara aldırış etmeyen bir gururun tepelerde sağlam yuva yaptığı görülüyor.
Herkesin de az çok tahmin ettiği gibi kahir ekseriyetle, ülke insanı, kullanım ömrü iki yıl olan Ak parti ile Mhp`nin koalisyonundan sonra gidilecek bir seçimin ardından, Pkk yönetiminde bir bölgesel devleti kabullenmiş olacak. Barzani`ye bu çatıda bir makam verilmesi muhtemelen kısa vadede ikna edici olacaktır.
Öte yandan her gün yeni yöntemlerle fantastik öldürme videoları yayınlayarak dünya halklarının bilinçaltına sadece İslamın devlet pratiğine karşı değil aynı zamanda siyaset ve sosyal hayatta İslami duruşa sahip tüm yapılara karşı nefret pompalayan bir yapıyı daha da büyüterek bölgeyi dizayn etmede kırbaç olarak kullanan bir oyuna karşı yeni hükümetin aldanmayacağını söylemek de çok zor.
Yani ABD`nin; “Şimdilik sadece videolarını izlettirdiğimiz bu kıyma makinesine karşı, sizinle onlar arasında tampon görevi görecek Pyd kontrolünde bir devlet olsa fena mı olur?” demediğini mi zannediyorsunuz. Dolayısıyla ‘ilerde bu taraflarda da durdurulmaları için Pkk ve türevleri silahlarıyla var olmalı` denilmeye devam edilecektir.
Tüm batı dünyasının tanıyıp onaylayacağı bu yeni denkleme, Türkiye`nin askeri seçeneklerle karşı çıkacağını düşünmek de çok gerçekçi değildir. Hatta siyasi olarak da ne zaman hamle yapmaya kalksa Işid`e destek vermekle itham edilecek ve uslu uslu yerinde oturacaktır.
Elhasıl bölge için kim ne derse desin Allah`ın dediği olacaktır, O`na dayanıp O`na tevekkül etmişiz, yalnız aldatma demişken son olarak şunu da hatırlatmadan geçmeyelim: Solcu, muhalif, LGBT ve adı her neyse tüm İslam karşıtları Türk Kürt demeden aynı sancak altında toplanabiliyorken İslamcı geçinenlerin hala bilinçaltlarındaki milliyetçilikten sıyrılmamaları da bir aldanmadır.
Ve umarız ki Ümmetin yetimi olduğu kadar İslamın da hamisi olmuş bir halkın yaşadığı tüm acıları bastırıp içten içe süsleyip beslediği hayali, ucuza gitmeyecektir.