• DOLAR 34.369
  • EURO 36.37
  • ALTIN 2827.37
  • ...

Kur’an-ı Kerim’in en büyük mucize olduğunda her vasat müslüman aklın kesin kabulü vardır.

Kur’ana itibar eden bir topluma, Kuran’sızlığın yedirilmesi mümkün değildir.

Kur’an okumayı ve dinlemeyi sevap, şifa, hayır, dua, zikir, fazilet sayan bir toplumun Kuran’sızlıkla avutulması mümkün değildir.

Kur’an üzerine gerek elifbası ve tecvidi ile gerek ezberi ile sürekli devam eden bir sürecin şöyle ya da böyle doğal parçası olan bir topluma Kuran’sız bir iklim oluşturmak mümkün değildir.

Kur’anı, ölümün en büyük teselli edicisi görmüş bir topluma Kuran’sız bir ideolojinin satılması mümkün değildir.

Şimdi Kemalizmi, Kur’anın ruhu ile barıştırmayı, hatta sentez yapmayı hedefleyen tuhaf bir projenin muhafazakar yöneticilere ihale edildiği görülüyor.

Muhtemelen, onları bu absürt fikre ikna eden süpzeklerin tezleri şunlardır:

Birincisi; CHP, şu anda kurucu ideolojisi olan Kemalizm’le çok çelişkili bir politika izliyor. Onları söbelemek için Kemalizmi onların eline bırakmamak gerekir.

İkincisi; Türk ırkçılığının ultra versiyonları hızlıca yayılıyor. Onlar da Kemalizmin ilgili damarından besleniyorlar. Kemalizmin onların eline de bırakılması, onlara güç kazandırmak demektir.

Üçüncüsü; İktidara yönelik 28 Şubat öncesindekine benzer bir takım kurgu senaryolar var. Bunların kontrolsüz olanları da işi organize edenlerin kullanacağı simge eşleşmeler içerdiği için, her olay mezkur kurguya hizmet ediyor, bu tuzağı bozmanın yolu ise Kemalizme çok açık ve net sahip olmaktan geçiyor.  

Dördüncüsü; Siyasi tercihlere bakıldığı zaman görülüyor ki, Kemalizme açıktan karşı olduğunu vurgulayan kitlenin oranı son derece düşük. Yüz yıllık eğitimin ürettiği ortalama bir ittifak var. O da Kemalizmin, ülkedeki modern yaşamın motor motivasyonu olduğudur. O halde bu enerjiyi başkasına bırakmak karlı değildir.

Yakında her Cuma hutbesinde Kemalizme dua, camilerde büstler, köşeler zorunlu hale gelirse buna da şaşmamak gerek.

Bunun yanında sadece 5816 değil, bunun yanında yeni koruma yasalarının çıkacağını, güvenlik soruşturmalarında referansın buna göre yeniden ele alınacağını, matematik, fizik, kimya gibi bütün okul ders kitaplarının daha önceden olduğu gibi kapağından başlayarak içeriğinin Kemalizm ile daha fazla zenginleştirileceğini, ilkokul birinci sınıftan itibaren hayat bilgisinden ayrı olarak inkılap tarihi derslerinin zorunlu hale getirileceğini, Kemalizme destek için vergiden, maaşlardan, faturalardan bir miktar zorunlu kesinti yapılacağını öngörmek de herhalde boş kehanet sayılmaz.

Peki dindarların oylarıyla yetkiyi ellerinde bulunduranlar bu yöntemle, ne elde edebilirler, kimden nasıl korunabilirler, neyi nasıl def edebilirler?

Yok, tüm bunlarla asıl hedef, şimdiye kadar yapılanın aksine dine ilişmeden ve din kullanılarak dindarların tam Kemalist olması ise, bunun gerçekleşmesi birkaç nedenden dolayı muhal ender muhaldir.

Evvela, Kemalizmin bizzat kendisinin İslama ve İslam medeniyetine olan düşmanlığı çok eski ve muğlak değil.

Haliyle sentez için Kemalizmin İslama göre yeniden dizayn edilmesi gerek ki bu da mümkün değil.

En önemlisi de, bunun için yüz yıl öncesinden bugüne yaşanan hikayeyi, ulemayı, eserleri değiştirmek gerekir. Bu da akıl ve mantık dışıdır. 

Bediüzzaman Hazretlerini, Mehmet Akif merhumu, Şeyh Said Efendiyi, Necip Fazılı ve daha nicelerini, onların şiirini, eserini nereden nasıl sileceksiniz.

Şimdi nedir derdiniz?

Neden bu zorlamanız?