• DOLAR 34.245
  • EURO 37.638
  • ALTIN 2921.555
  • ...

“Atılanlar füze değil teneke boruymuş.

Hele şükür ya.

Balistik malistik demişlerdi.

Allah’tan bizim demir doğramacı Halil Ustanın da yapabileceği kadar basitmiş içine neredeyse barut bile koymamışlar.

Düştüğü yerlerde zaten bir iki kürek toprak kaldırmış.

Çok şükür azizim çok şükür.

İran’ın acem oyunundan başka bir şey yapmayacağını, derdinin sadece mezhebi ve kendi ülke çıkarları olduğunu bir kere daha gördük.

Füzelerin düştüğü yerlerin görüntüleri de füzelerin parçaları da zaten her şeyin ispatı.

Bir de sadece bir kişi ölmüş.

O da Filistinliymiş bak şu işe.”

Bunları bir de askeri uzman filan söyleyince tadından yenmiyor iyi mi. Peki füzeleri ve düştüğü yerin görüntülerini kim servis ediyor. İbrani medyası. Peki bu füzeler demir kubbeyi geçmiş mi? Geçmiş.

Evet ontolojiyi ıskalamak diye bir hamakatin mecnunu değiliz; bu ülkede yaşıyorsak illa ki ayaklarımızın bastığı yer diye bir önceliğimiz olacak.

İslami özüne rücuu parantezinde kendi devletimizin askeri gücünü geliştirmek için çalışacağız, bununla iftihar edeceğiz, başkası karşısında elbette ki yücelteceğiz.

Sınırın öte yanındaki ile kardeş de olsak benim füzem seninkinden iyi, benim uçağım seninkinden fonksiyonlu, benim silahım seninkinden daha gıcır diyeceğiz. 

Fakat komşu, hepimize zarar veren domuza bir şey atınca da herhalde meseleye hasedle yaklaşıp “Senin kullandığı mantar tabancası ile domuz beste yapıyor” çocukluğuna evrilmek yerine, ortak düşmanımızın karşısına dikilip; en azından “her ülkenin kendini savunma hakkı vardır” dedikten sonra çıkar yarıştırmaya devam etmekte ne var?

Hiç kimse, farklılıklarıyla büyüttüğü zenginliğin, başkasının başarısı karşısında değersizleşmesini istemez. Eyvallah.

Yalnız hangi ülke vardır ki, başkasıyla belli konularda ittifak kurmasın, ortak kararlara imza atmasın, birbirini destekleyip tebrik etmesin.

Bugün dünyada bazı işlerde yan yana gelen taraflar, aralarındaki rekabeti bu birliktelikler için bir engel olarak görmüyorlar.

Türkiye’nin şu anda ortağı olduğu onlarca ittifak, onlarca uluslararası, askeri, ekonomik, kültürel vs işbirliği yok mudur?

Terör rejimine karşı sırt sırta vermek gibi çok acil bir ihtiyacı görmezden gelip “o yılanı sen vuramazsın” demek bir mantık hatası değilse, işin arkasında yine azgın ibraninin düzeneği olmadığından nasıl emin olunabilir?

Görünen o ki, siyonist karakterli menfi milliyette ısrar edenlere rağmen Filistin direnişi kazanacak.

Rakibini düşürme derdi, mazlumların düşmesinden daha baskın olanlara rağmen yeryüzünün en lanetli zalimlerine karşı güçlerini birleştirenler kazanacak.

Zaten bir yıldır kazananların kimler olduğu açık değil mi?

Ve kaybedenlerin de..