• DOLAR 33.997
  • EURO 37.847
  • ALTIN 2820.797
  • ...

Osmanlı sadrazamlarından Koca Mehmet Ragıp Paşa(ö.1763) o meşhur şiirinde ne diyordu:

“Meyan-ı güft ü gûda bed-meniş îhâm eder kubhun

Şecaat arzederken merd-i kıptî sirkatin söyler”

Şimdiki karşılığı şöyle:

Mayası bozuk kimseler, konuşurken farkında olmadan suçlarını îma ederler. Kıptî beyi de, kahramanlığını anlatmak için hırsızlıklarını örnek verir.

Geçen Trump’ın kurduğu cümleler de aynen bu dizede anlatılan cinsten ama çok daha ötesi.

Ne demişti: “Afgan kadınları binlerce yıldır örtülüydü. Ne halt yemeye biz oraya gittik te onlara örtünüzü çıkarın dedik? Bana göre örtünmek makyaj yapmaktan daha pratik. Kadın olsam herhalde örtünürdüm.”

Buradaki amerikanperest, fıransızperest, almanperest, ingilizperest kısaca garpperest seküler laik mamüller, tabi ki alaya alır bir gülümsemeyle bu konuşmanın Trump’ın zaman zaman kaale alınmayacak anormal çıkışlarından biri olduğunu söyleyecekler.

Şecaat arzederken ağzından kaçırdığı itirafa bakar mısınız?

Afganistan’a kadınları açmak için gittik diyor.

 Onbinlerce Afgan’lı masumu bunun için öldürdük. Milyonlarcasını bunun için elsiz, ayaksız, evlatsız, yuvasız bıraktık. Koca bir coğrafyayı bunun için yirmi yıl bombaladık, yaktık, yıktık, talan ettik, geri bıraktık, açlığın, uyuşturucunun pençesine attık.

 Hicabının, tesettürünün kıymetini idrak edemeyenler için de ayrıca ibretlik.

  Ve yukarıdaki itirafları bir de şu ayeti kerimenin ışığında okuyun: “Ey Ademoğulları, şeytan, anne ve babanızın çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini sıyırtarak, onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de bir belaya uğratmasın.” (A’raf 27)

O halde kimse; ‘Türkiye gibi halkı müslüman bir memleketin ekranında, sokağında, mağazasında, reklam panosunda üryanlığın, çıplaklığın iğrenç boyutlara varmasının Trump’ın ağzından çıkardığı baklayla alakası yoktur’ diyemez.

Demek ki mesele, sadece işgalci süper zalimi Afganistan’dan kovmak değilmiş. Mesele zokayı yutmamakmış.

Ayette, ehli fesadın bozmak için çabaladığı şeyler iki kelimede özetlenir: Ekin ve nesil.

Ekini yani ekonomisi bozulan bir ülke, eğer nesli sağlamsa bir şekilde kendini toparlar. Ancak nesil bozulmuşsa ayağa kalkması çok zordur. O yüzden birkaç asırdır batılı güçlerin en iddialı projeleri ve uygulamada yaygın başarı elde ettikleri eserleri kültür emperyalizmi değil midir?

Dolayısıyla beyni siyonist olan bir bozguncu haydutun mantığı çok basit:

Ekini boz da nasıl bozuyorsan boz. Hormon mu, ilaç mı, gen mühendisliği mi, tefecilik mi, tüketim çılgınlığı mı, savurganlık mı, ne yaparsa yap.

Nesli de nasıl istersen öyle mahvet. Erit, çürüt, öğüt, dağıt ne yaparsan yap. Kadının üzerinden örtüyü, gencin ruhundan ideali al, edebi, hürmeti, imanı al. Giyimlerini atmıyorlarsa pes etme, operasyona devam et, önlerine ahlaksız diziler, rezil özentiler at. Sonra aileyi kıyma makinesinden geçir, çocuk yapmayı eziyet, eşe sabretmeyi enayilik olarak dikte et. Sorusu olanın başına feminizm ile vur. Her çocuğu şirk mabedinin rahibi olarak yetiştirirken, omurgasını yani dinini geriye bırak, zayıflat, değersizleştir..

Sonra hiç merak etme. Onlar değil sadece Gazze’deki kardeşleri, dünyadaki tüm müslümanlar ve onların kutsalları aleni biçimde her saniye birer birer doğransa sesleri çıkmaz, öfkeleri belirmez, hayat tarzları değişmez..

Trump yine ne demiş oldu: Afganistan’da istediğimizi elde edemedik. Fakat, dostlarımız sağolsun bizi kırmadılar..

Afganistan İslam Emirliği bugünlerde Amerika’ya karşı zaferini kutluyor.

Kadınların zaferini.

Tesettürden taviz vermemenin zaferini.