• DOLAR 34.565
  • EURO 36.059
  • ALTIN 3003.111
  • ...

Bangladeş’te meydanlardaki devasa heykellerin yıkıldığını gören buradaki paganistler, Gazze için söyledikleri “bize ne” sözünü söylemediler. Aksine acayip bir korkuya kapıldılar. Heykel yıkmanın çok büyük bir yanlış olduğunu savundular.

Türkiye Bangladeş arası 5400 kilometre.

Peki o kadar uzakta bir halkın heykelleri yıkmasından buradakiler niye rahatsız olur ki?

O heykeller binlerce yıllık tarihi eser olduğu için mi? Hayır, şunun şurasında kırk yıllık filan.

Eşsiz birer sanat harikaları oldukları için mi? Hayır, bildiğin demir ve betondan yapılmış üstelik çok da estetik olmayan şekiller.

Putperestlik böyle bir şey işte. Ta o oradaki rüzgardan korkarlar, bu tarafa filan esmesin diye.

Gerçi bu sayede Allah-ü Teala tarafından bir aylık mesafeden düşmanın kalbine korku salmakla desteklendiğini belirten Resulullah(sav)’in mucizesinin her çağda geçerli olduğunu yeniden hatırlıyoruz.

Neyse Bangladeş için belki her şey yeni başlıyor. Allah tamamına erdirsin diyelim.

Diğer ana gündeme geri dönelim.

Şu ana kadar azgın ibranilerin üstünü örtmeye çalıştıkları bir “Yahya Sinvar ismiyle titreme nöbeti” vardı. Şimdi o korku pandemisi buralarda da iyice salgın haline gelecek iyi mi.

Yahya Sinvar için belki şehid komutanlardan sancağı alan Halid bin Velid benzetmesi yapılabilir. Ancak o daha çok Ka'ka' b. 'Amr et-Temîmî radıyallahu anh’a benziyor. Bu büyük komutan öykünün neredeyse her satırında var. Üstelik hiç yalpalamadan. Hz. Ebubekir’in yanında, Hz.Ömer’in yanında, Hz. Osman’ın yanında ve son olarak da bizzat tereddütsüz Hz. Ali’nin yanında.(Allah hepsinden razı olsun.)

            Ve ömrü boyunca Şam’dan İran’a zaferden zafere koşan ve İran’ın fethinde de çok büyük bir rolü olduğu halde ismi pek bilinmeyen çok büyük bir komutan.

 Halid b. Velid(ra), Halife Hz. Ebubekir(ra)tan, bin kişilik kuvvet isteyince; “sana bin kişi yanında bir adam gönderiyorum, onun sadece sesi bin kişi kuvvetindedir” dediği büyük komutan Ka'ka' b. 'Amr (ra).

Şimdi Yahya Sinvar’ın değil bir videosu, konuşması yahut fotoğrafı sadece ismi bile bu korkak domuz sürüleri için milyon milyon kuvvetinde.

Artık herkes ister istemez günde kırk öğün Yahya Sinvar diyecek.

“Yahya Sinvar, ateşkes için Hamas’ın şartlarını açıkladı.”

“Yahya Sinvar, konuşmasında işgal rejimini tanımak gibi bir seçeneklerinin hiçbir zaman olmadığını ve olamayacağını söyledi.”

“Yahya Sinvar, silahsız siyaset maskaralığına karınlarının tok olduğunu belirtti.”

Bunlar bugünden itibaren haber bültenlerinin sürekli tekrarlayacağı muhtemel spotlardan bazıları.

Amerikan sözcülerinin “endişeliyiz” dedikten sonra; “Yahya Sinvar’ın mal varlığını tekraren acayip dondurduk ve onun için yeni ambargolar getiriyoruz” açıklamaları da herhalde bu yazı kaleme alınırken çoktan yapılmıştır.

Türkiye’de bol keseden yaşayan ve kimsenin kendilerine hesap sormadığı; kimisinin medyada, kimisinin siyasette, kimisinin çarşı pazarda, kimisinin de bizzat Gazze’ye gidip savaşarak aktif olduğu özgürlük israfı siyonist varlıklar şimdiden lanetli şebekelerine yalvaracaklar: “öldür öldür öldür” diye.

Tamam da her şey gibi ölüm de Allah azze ve cellenin elinde.

Hem rehineleriniz ne olacak? Bir türlü alamayınca Yahya Sinvar’a da yalvarmak zorunda kalacaksınız.

Amerika’nın gücüne iman edenler için de durum karışık. Çünkü ortada bir aydan fazladır başkan yok. Diğer bunağın da sağı solu belli değil.

Avrupa’nın tılsımına iman edenlerin de şu sıralar İngiltere yüzünden içine kasvet çökmüş halde. Çünkü şu yeni başbakan biraz aykırı numaralar mı deniyor ne?

Heniye’nin şehadetinden sonra işgal rejimi, Hamas’la dolaylı müzakere ihtimallerini de vurmuş olduğunu biliyordu. Yahya Sinvar’ın seçilmesiyle de bundan sonra Gazze’deki esirlerin ailelerine “yakınlarınızı unutun, üzerine soğuk su için” diyecekler.

Bekledikleri gibi bölgesel bir savaş da olmayacak. Çünkü ne Çin ne Rusya ve hatta ne de İran’ın böyle bir senaryoda oynamaya hiç niyetleri olmadığı ortada.

Terör rejiminin Lübnan’ı da işgal edecek ne mecali ne de ciddi bir gerekçesi var.

Kaldı ki Fransa’ya rağmen bunu yapması da kendi cephelerinin bölünmesi anlamına gelir. Hizbullah’a karşı da yapacağı şey bundan fazlası olsaydı şimdiye kadar çoktan yapardı.

Velhasıl çok yeni bir sayfa açıldı çok.

“Yahya Sinvar’la Mısır ve Katar’ın arabulucuğu ile müzakere görüşmeleri başladı.”

Nasıl bu haber metni? 

Çok klas durdu değil mi?