• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Nübüvvet’in farklı dereceleri var. Şehadetin ise hükmü şehid, manevi şehid, ahiret şehidi diye yapılan tasniflerden öte çok çok daha fazla mertebeleri var.

Şehid olan kişinin konumu, kim veya ne tarafından nerede ve ne hal üzere şehid edildiği gibi hususlar elbetteki o mertebelerden haber verir..

Şehidlerin Efendisi Hz. Hamza’nın şehadeti gibi en yüceden başlayıp kıyamete kadar devam edecek bu kervanın sonuçta tüm yolcuları bahtiyardır. Mevlâ şefaatlerini nasip eylesin, bu lütfu bizden de esirgemesin.

Şehidlerin diriliği bizi her daim yeniden kıyama kaldırır.

Duvardaki şehidlerin resimlerini yanındakine gösterip “o resimlerin içinde benim de resmim olacak” diyen bir rehberedasıyla sürekli kendisini çağıran o kutlu makama koşanların aşkı ile tartılacak bir hazine yoktur.

Ve Salih el Aruri.

Sadece Batı Şeria’nın değil, kalbi Mescidi Aksa’da asılı tüm muvahhidlerin Salih Abi’si.. Dünya nehrinin bir türlü avuçlayamadığı yiğitlerin Ebu Muhammed’i..

Kendisinden önce şehid olanları derece olarak daha üstün gören ve bir parçasıyız dediği halkının şehidlerinden olmayı dileyen makbul dua gibi göz önünde olmaktan çekinmeyen ete kemiğe bürünmüş bir Amin!!  

Batı Şeria üzerindeki ölü toprağını tamamen silkeleyip işgal rejimini ve oradaki uşaklarını yenilmiş ekin yaprağına çeviren bir ebabil liderliği onunkisi.

Bir röportajında “Ben de şehid olacağım, komutan Muhammed Dayf, Kudüs’e girecek” derken ilahi kudretinördüğü nakışı da müjdelemeyi ihmal etmemişti.

Nasıl gitmeli? diye düşünenlerin elindeki defteri kalemi kaldırıp atan bir vuslat oldu gidişi.

“Ne hesabı yapıyorsunuz?” der gibi.

“Bunca mazlumiyetin ateş topuna çevirdiği bir yer küreden şehadet dışında hangi yolla cennete varacaksınız?” der gibi.

“Bir davanız varsa nefesiniz alınır ahdiniz salınır ve o,kalbi duran nicesine nabız olur, yolunu kaybeden nicesine pusula olur.” der gibi.

ABD Dışişleri, onun hakkında bilgi getirene 5 milyon dolara kadar ödül vadetmişti ya aslında bu, O’nun bizzat kendisine verilecek ilâhi ödülün büyüklüğünü de ifşa ediyordu.

Şimdi katlettikleri diğer şehidler gibi Şehid Aruri’yi de gücün bizzat kendisi olarak gördükleri için bu suikasta da “müthiş bir başarı” diyecekler.

Bu ahmak kafirlerin ataları da Salih’in devesini katlettiklerinde öyle sevinmişlerdi.

Tıpkı Uhud’daki şehidlerin çokluğuna bakarak sevinen yahudi kabileleri gibi.

Geçmişte peygamberleri(asm) öldürürken de kurtulduklarını zannediyorlardı. Ancak Cebrail’i bir türlü öldüremedikleri için sürekli yeniden bir peygamber çıkıyordu karşılarına.

Ne demişlerdi: (Ey Muhammed! Cebrâil bizim düşmanımızdır; çünkü o savaş, kıtlık ve kuraklık meleğidir. Eğer sana vahiy getiren melek Mîkâil olsaydı iman ederdik; çünkü Mîkâil rahmet, bolluk ve yağmur meleğidir.

Peki ne olacak şimdi? Üç aydır zaten nice Salih Aruri doğdu, nicesi yemin etti, nicesi lider diye, komutan diye sınıflandırıldı.

Sizin öldürmek dediğinizin, hakikatte “çevresi mübarek kılınmış topraklara” sizin kökünüzü kurutacak en verimli tohumları ekmek olduğunu bilseydiniz bırakın onları katletmeyi yaşatmak için çırpınırdınız.

Ve bir şey daha:

Hz. Ali'nin belirttiğine göre; “Allah, Mehdî için birçok insanları bulut parçaları gibi toplayacak ve Allah kalblerini telif edecektir.”

Şimdi tüm insanlığın kalpleri bir araya geliyor ya, hangi birini öldüreceksiniz.. İrlanda’lıyı mı? Brezilya’lıyı mı? Güney Afrika’lıyı mı?

En iyisi çıkın gidin. Hayber gibi Filistin de size göre değil..