• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

“Annen baban cennete gittiler orada bizi bekliyorlar.”

“Peygamber (sav), küçük yaşta ölen çocukların yeşilliği bol bir tepede Hz. İbrahim(as) ile Hz. Sare’nin yanında olduğunu söylüyor. O lütfuyla vermişti rahmetiyle aldı. Korkma O, emanetine senden daha iyi sahip çıkar.”

“Yine Hadisi Şerif, depremde ölenler için şehiddir diyor ve şehidin ölüm acısı hissetmediğini söylüyor. Onlar bu afette cehennemden kurtulmuş oldular. Bizim ise akıbetimiz belli değil, şimdi asıl kendimize üzülmemiz lazım.”

“Senin kaybettiğin evin, malın, paran senin için çok büyük bir sadaka hükmüne geçti. Sadaka malı eksiltmez bereketlendirir, hem o sadakayı fakir değil Allah aldı, kim bilir karşılığında dünya ve ahirette neler verecek.”

“Bak, şu günler sonra enkaz altından sağ çıkarılan çocuklar, bebekler yedirilip içirilmiş, dinlendirilmiş ve güler bir halde bulunuyorlar. Yaşı büyükler de kimi ayetler okuyarak, kimi tekbir getirerek çıkıyor. Hak Teâlâ, bunlarla canlı erişilmeyenleri de şanına yakışır biçimde ağırladığını gösteriyor.”

İnanın imtihan büyük olsa da müminleri avutmanın değil, hak ve hakikat ile teselli etmenin nice yolu yöntemi var.

Ve bunlar hep imanın meyveleri.

Yardımlar da öyle. Batı ülkelerinin yardımları ile İslam ülkelerinin yaptıkları arasında dağlar kadar fark var. Ve ülke içinde de durum aynı.

Birkaç kişinin şahsi çabası ve organizesi dışında seküler kesimlerin duyarlılığı siyasi ve ideolojik kaygılarına yenilmiş vaziyette.

Allah’a düşmanlıkları bu tür zamanlarda daha fazla nüksediyor.

“Allah’ın takdiri, kaderi” ifadesinden nefret ediyorlar.

“Allah verdi Allah aldı” denmesinden nefret ediyorlar.

“Allah’ın imtihanı” denmesinden nefret ediyorlar.

“Allah’tan geldik yine Allah’a döneceğiz” denmesinden nefret ediyorlar.

“Allah var gam yok” denmesinden nefret ediyorlar.

“Allahü Ekber, Allah büyüktür” denmesinden nefret ediyorlar.

 Olayı ve sonrasındaki tabloyu iktidarın ve dindar halkın üzerine yıkmak için hararetle yalan, iftira ve karalama üretiyorlar.

İmanları merhametleri kadar büyük olan gönüllüler, her yanda sırf Allah için en ufak fayda sağlamak gayesiyle çabalarken onlar da mürted iblisleriyle, ırkçı şeytanlarıyla, kindar melunlarıyla nefret yayıyorlar, sinir uçlarına basıyorlar, azgın damarları tahrik ediyorlar.

Yıkımın sosyal dokuyu da sarsması için yırtınıyorlar. Sayın Erdoğan’ın makamından indirilmesinin kendileri için tüm memleketin yıkılmasından daha önemli olduğunu bir kez daha ispatlıyorlar.

Velhasıl, bu ülke için Allah’a cc düşman olan zındıkların güç, yetki, kürsü ve itibar görüp taraftar bulmasından daha büyük bir afet yoktur.

Bu diyar için en büyük felaket; mürtedlerin, ultra faşist ırkçıların, garpperest elitlerin seslerinin hâlâ gür çıkıyor olmasıdır.

Bu belde için en büyük yıkım; kendi halkına, tarih ve medeniyetine, toplumun dinine ecnebileşmiş, gavurlaşmış, mankurtlaşmış kesimlere hâlâ dokunulmuyor oluşudur.

Müslüman milletin acısı ne kadar büyük olursa olsun onların hissetmeleri imkansızdır olumlu yönde milim değişmeleri muhaldir ve onların zerre kadar düzelmesini beklemek de beyhudedir.

 Ne buyuruyor Rabbimiz ayeti kerimede mealen: “Biz onları korkutan uyarılarda bulunuruz, fakat bu onların taşkınlıklarını iyice arttırmaktan başka bir şey sağlamaz.” (İsra Suresi 60)

Evet iman olmasaydı gidenler yıkık binaların altında, kalanlar ise sapık, bozuk zihniyetlerin tahakkümü altında kalacaktı.

Subhannallahi velhamdülillahi vela ilahe illallahü vAllahüekber..

Diğer Köşe Yazarları