Seçim rüzgarı
İlkokulda mı öğretiliyordu hani Türkiye’de yönüne göre, şiddetine ve vaktine göre esen değişik rüzgar isimleri vardı. Lodos, poyraz, karayel ve keşişleme gibi.
Keşişleme diye rüzgar mı olur? Neden böyle demişler? Meğer Uludağ’ın eski adı olan Keşiş dağı yönünden estiği için öyle denmiş.
Rüzgarın ismini değiştirmeyi unutmuşlar ya da “ululama” hoşlarına gitmemiş.
Malum, rüzgar Farsça’dan geçmiş, ruz ile kâr kelimelerinden oluşuyor. Günün kârı, zaman, vakit gibi manalara geliyor. Arapçadaki karşılığı olan riyh kelimesinde de güç, kâr, heybet gibi çağrışımlar saklı.
Sosyolojide, edebiyatta, sanatta tarihte akım dedikleri şey -ki sosyal medyadakileri de katalım- siyasette aslında rüzgara tekabül ediyor.
Siyasette doğru rüzgarı arkasına alan gemisini yürüten kaptan oluyor. Ne demek istiyoruz, mevzuya girmeden önce rüzgarı hakikat nazarıyla hatırlayalım:
“Allah O’dur ki, rüzgârları gönderir..” (Rum 48)
“Süleyman'ın emrine de zorlu rüzgârı verdik. Onun emriyle içinde bereketler yarattığımız ülkeye doğru eserdi. Biz her şeyi biliriz.” (Enbiyâ 81)
"Rüzgâr, Allah'ın kullarına bir nimetidir. Bazen rahmet, bazen da azap getirir. Rüzgârı gördüğünüz zaman ona sövmeyiniz. Onun hayrını isteyiniz; şerrinden de Allah'a sığınınız." (Ebû Dâvûd, Edeb 104)
Rüzgarı estiren unutulduğu zaman, herhalde ‘kaza ve kadere iman’la ilgili ayarlar gözden geçirilmelidir. Ya da sebep, illet, hikmet, netice ve akıbet gibi mümkünatı yani şu yaratılmışları kontrol eden etkenler üzerinde yeniden düşünmelidir.
Suni rüzgarların tesiri çok zayıftır. Kitleleri yönlendirmek için pek elverişli değildir.
Şeytanın üflemesini rüzgar zannedip havalara girenler de sonunda havalarını almışlardır.
Hani yakın geçmişte Soros’u Lodos zannedip sokağa açılanlar vardı.
Ya da Sam Amca’larının sam yeliyle keşişleme rüzgarına kapılanlar vardı. Gemileri sahili selamete varmadı.
Bir de uzakların rüzgarına, gücün, statükonun rüzgarına kendilerini salıverip bataklığa savrulanlar var.
Mağduriyet diye bir rüzgar da olur yalnız bağlamı, yolu yordamı, boyu endamı ve serencamı sahte definecilerin kurgusuna benziyorsa aksi yönde esebilir.
Öte yandan dünyalık rüzgarlar bazen sahibini istediği yere getirse de ahiretin cehennem çukuruna atıyor da olabilir.
Seçimler yaklaştıkça etrafta bolca rüzgar göreceğiz.
Halkın tercihlerini istedikleri yöne çevirmek için ne rüzgarların peşine düşülecek. Güçlü hikayesi bulunmayan da ciddi çaba ve gayreti olmayan da menfaat ve çıkar için rüzgar arayacak.
Aslında halk olarak sonuçta amellerimizin rüzgarı bizi dünyada da ahirette de takdiri ilahinin işaretlediği yere ulaştıracak.
O yüzden kimin hangi rüzgarla estiği bir yana en sağlam rüzgar istikamet rüzgarıdır, hak ve adalet rüzgarıdır, edep ve ahlak rüzgarıdır, uhuvvet rüzgarıdır.
“Allah'a ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; yoksa korkuya kapılırsınız, rüzgârınız kesilir.” (Enfal 46)
Mevlâ’nın rızası için el ele verenlerin rüzgarı ne güzeldir.
Rabbim Süleyman(as)’ın emrine verdiği rüzgarlardan Peygamberlerin yolundakilere de versin. Kötü rüzgarların şerrinden muhafaza eylesin.