Müslüman Memleketin Batıcıları
Müslüman memlekette bu kadar batıcı, Amerikancı, NATO’cu görmek ne kadar ürkütücü. Maalesef bunlar sadece batıdan fonlanan ve bir şekilde iltisaklı köktendinsiz, ultra seküler kesimlerle sınırlı değil. İçlerinde yok yok. Kendini bir zamanlar İslamcı diye tanımlayanlar mı dersiniz, milliyetçi muhafazakarlar mı dersiniz, eskinin hızlı solcuları mı dersiniz ne ararsanız var.
İki yüz yıl öncesindeki batı hayranlığı bir şekilde anlaşılabilirdi. Çünkü o zaman çok fazla geri kalmış bir ülkeden batıya bakıldığı zaman, içi ne kadar pis olsa da, sürekli icat eden, çalışan, gelişen bir canlı tablo gözüküyordu. Şimdi öyle bir görüntü de yok. Amerika’nın şimdi Türkiye’ye vereceği ne var?
İnanın bu ülkedeki batıcılar, sırf Erdoğan karşıtlığı üzerinden anglo sakson dünya görüşüne gönül vermiyorlar.
Bunlar, batıdan uzaklaştığımızda hem kendilerinin hem bütün bir toplumun açlıktan öleceğine iman etmişler.
Bunlar, Amerika ile bağımızı kopardığımızda aklımızı yitireceğimize tam kanaat getirmişler.
Bunlar, batının her zaman en doğrusunu yaptığı, en iyisini söylediği ve en isabetlisini düşündüğü konusunda zerrece tereddüt etmezler.
Bunlar, devletin tüm yönetim alanlarının kesinlikle ve sonuna kadar batıya açık olmasını, en ince detaylarına varıncaya kadar batı tarafından dizayn edilmesini, batı tarafından denetlenmesini isterler.
Bunlar, bırakın batıyı kızdıracak ufacık bir söz sarf etmeyi böyle bir işe cüret edene hayat hakkı dahi tanımazlar.
Bunlar, batının yaşam tarzı ile örtüşmeyen her şeye mesafelidirler. Hatta kendi dini sembollerine bile batının müsamahası kadar hoşgörülüdürler.
Bunların gözünde batıda eğitim almayan, batıyı yüceltmeyen, batı felsefesini içselleştirmeyenin pek de kıymet-i harbiyesi yoktur.
Bunlara göre Amerika’dan Türkiye’ye gelecek çok sıradan bir devlet yetkilisi bile çok büyük bir lütuftur.
Bunların mantığı Türkiye’deki her sorunun temelinde batı ile ilişkilerin iyi olmamasını sebep gösterir: Döviz, altın, enerji, hammadde ve gıda fiyatları normale mi dönsün istiyorsunuz o zaman Amerika ve Avrupa’ya kayıtsız şartsız mutlak itaat edeceksiniz, onların onaylamadığı tüm işlemleri/politikaları iptal edeceksiniz. İşsizliği azaltıp toplumun refah seviyesini yükseltmek mi istiyorsunuz o vakit batının dizinin dibinden ayrılmayacaksınız.
Bunlar, faizin düşürülmesine dövizi yükseltme ihtimalinden dolayı değil, batıyı rahatsız etme ihtimalinden dolayı karşı çıkarlar.
Bunlar batının Türkiye’ye zorla giydirdiği laiklik gömleğine leke getirecek helal haram gibi hiçbir hükmi nitelemeleri telaffuz etmezler.
Kadın hakları filan diye geveledikleri şeyler de, köpek sevgileri de yalnızca batılı efendilerinin gözüne girmek içindir.
Bunlar, sapkın güruh hakkında da hümanist ve son derece yumuşak konuşmaya özen gösterirler ki, batıdakilerden aferin alsınlar.
Bunlar, İstanbul sözleşmesinin iptalini duyunca batılı merkezlere telaşla “biz bu karardan beriyiz, bizim bu iptalle bir alakamız yok” derken, Paris sözleşmesinin imzalanmasına sessiz alkış tutarlar.
Bunlar, batıdan almak varken kendi uçağını, otomobilini, silahını yapmaya çalışmanın da son derece gereksiz olduğunu savunurlar.
Bunların yanında, batının tanımadığı bir Afganistan yönetimini tanımak akılsızlıktır.
Bunların kabulüne göre, batının iş tuttuğu örgütlerde mutlaka bir fayda vardır o yüzden onlarla birlikte çalışılmalı hatta bir soruna çözüm aranıyorsa bu süreç onlarla yürütülmelidir.
Bunların kurdukları ve içinde Kudüs geçen cümleleriyle mesela veliaht bin Selman’ın ki arasında hiçbir fark yoktur.
Bunların demokrasiden anladıkları ise tabi ki, batının Mısır’a çizdiği karikatürün anlattığı kadardır.
Peki bunlardan şu memlekete hayır gelir mi? İki yüz yıl boyunca batı batı diye yırtınıp milleti perişan edenlerden ne hayır geldiyse o kadar gelir..
“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu doğru yola eriştirmez. Kalplerinde hastalık (nifak) olanların "başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların aralarına koşuştuklarını görürsün. Ancak olur ki Allah fetih nasip eder yahut kendi katından bir emir gönderir de onlar kalplerinde gizlediklerine pişman olurlar.” (Maide 51-52)
Ve onlar bu ayetleri de bilirler. Ama hastalık işte..
Bu dünyada mı pişman olurlar. Hayır, tabi ki ahirette. Allah muhafaza..