Büyük Resim ve En Büyük Müfessir
“Allah'ın dışında başka veliler edinenlerin örneği, kendine ev edinen örümcek örneğine benzer. Gerçek şu ki, evlerin en dayanıksız olanı örümcek evidir; bir bilselerdi.” (Ankebut 41)
Bediüzzaman Hazretleri Muhakemat’ta; “Zaman en büyük müfessirdir” der.
Şu anda yeryüzü, makro ve mikro planda, Kur’an-ı Kerim’de söz edilen geçmiş kavimlerle tıpatıp aynı davranışlara sahip insan kümeleriyle doludur.
Ölçü ve tartıda yani ticarette/ekonomide hile yapan Medyen ve Eyke’liler bugünkü dalaverenin geldiği seviyeyi görselerdi herhalde küçük dillerini yutarlardı.
Aynısı Sodom ve Gomore’liler için de geçerli.
Ya da konforizmin sabık mümessilleri olan Ad için, yine dünyevileşme peşinde çeteleşerek Allah’ın şiarlarına ilişen Semud için de geçerli.
Firavun ve Nemrutlar da bugünkü muadillerinin sayısını, çapını ve yaptıklarını görseler, herhalde mumyaya dönerlerdi.
28 Şubat’ın mimarlarının “bin sene sürecek” diye gururlandıkları zulüm tavrı da, 950 sene Hz. Nuh(as)’a düşmanlıktan geri durmayanların duruşunun basit bir güncellemesidir.
Ve en çok bahse konu olan İsrailoğulları ise zaten halihazırda yine tüm arza musallat oldukları gibi, diğer bütün toplumlar içinde aynı defolu yaşam emareleriyle oldukça yaygın bir simülasyona sahiptir.
Dolayısıyla çok hızlanan, çok bilen, çok üreten, çok keşfeden çok ilerleyen günümüzün beşer projeksiyonu da, tüm yönleriyle ve bütün taraflarıyla hayatın tüm alanlarını ona göre modellemek zorunda olduğumuz ve kıyamete kadar gelecek tüm zamanlara hitap eden Kur’an-ı Kerim’in tefsirinden başka bir şey değildir.
“Andolsun, insanlara bu Kur'an'da her tür örneği çeşitli şekillerde açıkladık.” (Kehf 54)
O yüzden kestirmeden söylersek mesela, Kur’an’dan bağımsız bir ABD okuması, başkası için farklı bir anlama gelebilir ama Müslüman için masaldır, laf ü güzaftır.
Tıpkı Bakara, Araf, Neml, Gafir, Kasas, Şuara, Ta Ha gibi surelerin penceresinden bakmadan Siyonist işgal rejimini doğru ve net biçimde teşhis etmeye çalışmanın beyhude oluşu gibi.
Yine A’raf, Hud, Enbiya, Hicr, Şuara, Neml, Saffat, Kamer gibi surelerin gözlüğünü takmadan cinsi sapıklığın son zamanlardaki iğrenç silueti de görülemez.
Ve tabi ki mesela ahlaki dejenerenin geldiği noktaya karşı birçok surenin yanında bir Hucurat dürbünü şarttır. Hakeza diğer hadisat için de tüm ayetlerle kuşanmak bizim için bir zarurettir.
Allah-ü Teala, örümceğin ağına örümceğin evi diyerek örnek verirken kafirleri dost edinenleri buna benzetiyorsa, herhalde Pentagon binasının neden örümcek ağı şeklinde yapıldığına bir de bu açıdan bakacağız, soft power numarasını bu ağların şablonuyla ölçüp biçeceğiz.
Örümceğin ağını gece bir saatte nasıl örüp bitirdiğini ve tutunduğu iplikle karada 5 km, denizde ise sınırsız nasıl zıplayıp istediği yere inebildiğini okurken herhalde şu anda başımıza ne çoraplar/ağlar ördüklerine bir de bu zaviyeden bakacağız.
Hislerimize yenilgimiz kadar küçülen karelere dalarak yürürken, arka plandaki devasa resmi, vahiyde tarif edilen “şeytan” tarifiyle inceleyemezsek yine tefsirin konusu olacağız, tabi kaybedenler kısmında.
Sırıtan dişlerinin arkasındaki beyin kıvrımlarında kendilerine boyun eğmedikçe, lanetli projelerini onaylamadıkça, tüm Müslüman halklar ve Türkiye Müslümanlarının zerre kadar kıymet-i harbiyesinin olmadığını milyonlarca defa gösterdiler, yine gösterecekler. 15 Temmuz’da değil 251 kurban, Allah(cc) muhafaza etmeseydi, milyonlarca kişi de katledilse umurlarında olmayacaktı ve sonunda başarısız olunca da tiyatro diyecek/dedirteceklerdi.
Şu anda da benzer bir ağı ördüklerinden zerre kadar şüphe eden kim varsa ahmak-ul humakadan tahammuk etmiş bir ahmaktan başkası değildir.
İncirlik gibi Türkiye’nin kendilerine kapatma kozuna karşı ve yine bizzat bu memleketin onlara itaat etmeme riskine karşı sol tarafta hemen sınırın dibindeki Dedeağaç’ta ve Suriye’nin kuzeyinde kurduğu üslerle hazırlanıyorlar.
Libya, Doğu Akdeniz, Karabağ, Afrika gibi noktalarda hazırlandıkları iblislikler ve içerde hızla kurmakta oldukları tuzaklar için, “amaan bize ne” diyebilecek olan da varsa buyursun desin ve elde edecekse meyvesi, otursun yesin.
Elhasıl her dönemin virdidir eyvallah da, yalnız şimdilerde “hayrü’l makirin”e sığınıp belki de günde yüz defa okumak lazım: “Neuzü billahi mineşşeytanirracim”