• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

  Nişanı bozulan oğlunun bu durumu çok abarttığını dile getiren okuyucumuz şöyle diyor:

 “Oğlumu geçen sene bu vakitler nişanladık. Nişanlısı bu arada sürekli bir şeyler istedi. Ailesi de bir çok şart koştular: ‘Düğün, illa şu meşhur salonda olacak, şöyle sanatçı gelecek, yemek, pasta ikram kusursuz olacak. Düğünle birlikte ayrı eve geçecekler, evin eşyası tamam olacak, şu kadar zincir, bu kadar burma bilezik alacaksınız.’

Böyle madde madde o kadar şeylerde ısrar ettiler ki en sonunda ipler koptu ve nişan bozuldu. Oğlum, onlar ne dese tamam diyordu, halbuki bizim, dediklerini alacak,  yapacak imkanımız yoktu, hem de böyle emir buyurur gibi verdikleri ağır ödevler sanki bu işi istemediklerini gösteriyordu.

  Sonra öğrendik ki, saydıklarının çoğunu zaten kızları istiyormuş. Saf oğlumuzu vazgeçirmek için uzun süre uğraştık. Sonunda razı oldu. Kız da hiç diretmedi, hemen bitirdi ve alakasını kesti. Ama iki ay sonra oğlum pişman olmuş gibi bizi suçluyor ve ikide bir, ‘sizin yüzünüzden bu iş olmadı, siz masrafa girmek istemediniz’ diyor.

Oğlumun, sözünü dinlediği aklı başında bir arkadaşı var, ona çok itibar ediyor, o da yurt dışına gitti, o olsaydı, böyle demezdi diye düşünüyorum..”

 Kız tarafının istekleri çok abartılı olmamakla birlikte, bu hikayenin tek tesellisi, evlendikten sonra boşanma ile biteceğine henüz başlamadan sona ermiş olmasıdır. Ucuz atlatılan bir kaza üzerine de, ders ve ibret dışında yorum yapmak abes olsa gerek.

  Yola koyulmadan önce, istikameti bilmemenin, esas maksadı unutmanın, kalbe değil kalıba, manaya değil maddeye önem vermenin böyle neticeleri olur.  

Hangi iş için olursa olsun, mümin kimsenin şiarı kolaylaştırmadır. Özellikle de evlilik gibi rahmetin, muhabbetin, kerametin ve bereketin ziyadesiyle gündem edildiği bir konuyu yokuşa sürmek, olmasın der gibi türlü türlü zorluklar çıkarmak, iyi niyet göstergesi değildir.

 Anne babalar daha küçük yaşlarındayken çocuklarına varlık ile değer arasındaki bağı doğru biçimde bizzat örnek olarak öğretmek zorundadırlar. Mesela şunu: Doğru insanların kalbindeki sevgiyi, ilgiyi, şefkati, hürmeti vs. elde etmek, varlığını öyle büyütüp yüceltir ki, bunun değeri hiç bir dünyalık mal ve makamla kıyaslanmaz.

 Karşılık bulmamış bir girişimin ardındaki pişmanlığı da çok kaale almamak icap eder.

Yaşanan her tecrübeden bir sonraki adım için faydalanma diye basit mantık kuralına uyulsa yeter.

   Dua bekleriz.