“Akrabalık Bağını Koparan Cennete Giremez”
Kocasının sıla-yı rahmi umursamadığını belirten hanımefendi okuyucumuz şöyle diyor:
“Sekiz yıldır evliyiz. Üç çocuğumuz var. Ben, eşimin başta anne babası olmak üzere bütün yakınlarına ilgi gösteriyorum, soruyorum. Ama kocam benim ne annemi soruyor, ne babamı. Onunla bu konuda çok tartıştım, tavrını değiştirmedi, ne desem etkili olur?”
O zaman gelin, sıla-yı rahmle ilgili bilgilerimizi tazeleyelim.
Rabbimiz, âyet-i kerîmede şöyle buyuruyor; "Allah'tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının" (Nisâ 1)
Yine: "Onlar ki Allah'ın gözetilmesini emrettiği hakları(akrabalık bağlarını) gözetirler Rablerine saygı beslerler ve kötü hesaptan korkarlar." (Ra'd 21) buyuruyor.
Ve Allah-ü Teala, sıla-yı rahmi ihmal etmememiz için bizi şiddetle uyarır:
“Demek idâreyi ve hâkimiyeti ele alırsanız hemen yeryüzünde fesad çıkaracak, akrabalık bağlarını bile parçalayıp keseceksiniz öyle mi? Onlar öyle kimselerdir ki Allah kendilerini rahmetinden kovmuş da duygularını almış ve gözlerini kör eylemiştir.” (Muhammed 22-23)
“Onlar, Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozan, Allah’ın korunmasını emrettiği bağları (imân, akrabalık, beşeri ve ahlaki bütün ilişkileri) koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimselerdir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir” (Bakara 27)
Peygamber Efendimiz(sav) birçok hadis-i şeriflerinde sıla-yı rahmin önemine dikkat çekmiştir. Ezcümle:
"Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse akrabasını görüp gözetsin." (Buharî, İlim, 37; Müslim, İmam 74-77)
"Akrabalık, Arş'ta asılıdır. Der ki: "Beni gözeteni Allah gözetsin; beni terk edeni Allah terk etsin." (Müslim, Birr ve Sıla 17)
"Akrabalık bağlarını kesip koparan kimse Cennete giremez." (Buhari, Edeb 11)
"Her kim rızkının bol olmasını ve ecelinin gecikmesini istiyorsa akrabasını görüp gözetsin." (Buhari, Edeb, 12)
"Ey insanlar, birbirinize selâm verin, akrabanızı gözetin, yemeği yedirin! Geceleyin insanlar uyurken namaz kılın ki selâmetle Cennete giresiniz." (Tirmizî, Et'ime 45)
“Nesebinizi (kimlerden geldiğinizi, yakın akrabanızı) -sıla-i rahim yapmak için- öğreniniz. Şüphe yok ki sıla-i rahimde muhabbet, zenginlik ve uzun ömürlülük vardır.” (Tirmizi, Birr ve Sıla 49)
"Yoksula yapılan sadaka bir sadakadır. Bu sadaka akrabaya yapılmışsa iki sadaka demektir. Biri sadaka, diğeri sıla-i rahimdir ki bu da sadaka sayılır." (Tirmizi, Zekât 26)
"Teyze, anne yerindedir." (Tirmizi, Birr, 5)
"İyiliğe benzeri ile karşılık veren kişi, tam anlamıyla akrabasını görüp gözetmiş olmaz. Hakiki sıla, kişinin kendisi ile ilgiyi kesenleri görüp gözetmesidir." (Buharî, Edeb 15)
“Allah’a dua eden herhangi bir insan yoktur ki duası kabul edilmiş olmasın. Günah işlemediği, akrabasıyla ilişkisini kesmediği ve isteğinde acele etmediği sürece Allah ona ya dünyada istediğini hemen verir veya isteğini ahirete bırakır ya da duası nispetinde günahlarını bağışlar. Sahabe, “Ey Allah’ın elçisi! Nasıl acele edilir? diye sordular. Hz. Peygamber, “Kulun, Rabbime dua ettim de duama icabet etmedi, demesidir.” (Tirmizî, Müslim, Dua 92)
Hira mağarası dönüşünde, vahyin ilk geldiği gün, kocası Hz. Muhammed Mustafa(sav)’i teselli eden Hz. Hatice validemiz de şöyle demiştir: “Allah’a yemin ederim ki Allah seni asla mahcup etmeyecektir. Çünkü sen akrabalık bağlarını korur; güçsüzlere yardım edersin…” (Buhari, Bed’ül-vahy 3)
Kaynana kelimesinin aslı, ‘kaimana’dır. Yani anne yerine anne(ikinci anne gibi). Kayınbaba da ‘kaimbaba’, yani babanın yerini tutan demektir.
Tercih bizde. Cennete gitmek istiyor muyuz istemiyor muyuz. Malımızda, ömrümüzde bereket görmek istiyor muyuz, istemiyor muyuz? Eh cevap belliyse yapılacak olan da bellidir.
Dua bekleriz.