• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Uzun süredir arkadaşlık yaptığı şimdilerde ise evlenmek istediği kızın kendisi ve babası hakkında ciddi tereddütlerinin olduğunu belirten genç okuyucumuz şöyle diyor:

“Üniversite son sınıftayım. Sınıfta bir kızla dört yıldır görüşüyoruz. Tanışıp bir kaç kez konuştuktan sonra örtündü. Okulu bitirince evlenmeye karar verdik. İlk başta pek merak etmemiştim, bir ara ailesinden bahsetmesini istedim.

Annesi özel bir işyerinde muhasebe ve sekreterlik yapmış. Babasıyla geçinememişler, on sene önce boşanmışlar. Babası da başka bir kadınla birlikte yaşıyormuş. Önce imam nikahı kıydılar sandım meğer öyle bir şey yokmuş. Kendi annesinden de neredeyse hiç söz etmiyor. Hep teyzem filan diyor. Sanki anne babası boşandıktan sonra annesi başkasıyla evlenmiş bunu teyzesi büyütmüş.

Hikaye böyle detaylandıkça kafam karıştı. Tamam, kendisi daha önce açıktı ama şimdi değişti, üstelik benim sözümden hiç çıkmıyor, İslâmi konularda da sürekli bilgisini artırıyor ama anne babasının öyle ilginç öykülerini öğrenince, içimde ciddi ciddi şüpheler oluşmaya başladı.

Anneme biraz anlatır gibi oldum. ‘Baban senin kızla görüştüğünü duyarsa kötü olur, okulunu bitir, bırak böyle şeyleri` deyince devamını zaten anlatamadım.

Bu zamanda evlenmenin maddi manevi zorluklarını biliyorum. Dediğim kız, bu konuda bana çok kolaylık sağlayacak gibi gözüküyor. Ancak arka planı net olmayan bir tercihle de hayatımın altüst olacağından korkuyorum. Ne yapayım, bir yol gösterir misiniz?”

Evvelâ şu yanlış iliklenen ilk düğmeyi atlamayalım:

Evliliği; öncesinde uzun arkadaşlıklarla, derin sohbet ve bir araya gelmelerle -tabiri ma`zur görün- gönül eğlendirilen bir süreç şeklinde anlarsak yanlış yaparız. Maalesef bazı İslami(!) romanların bu hususta veballeri büyük..

Evlenmenin öncesinde, arkadaşlıktan değil birbirini tanımaktan söz edilebilir. Bu ise, sadece evlilik gayesiyle sınırlı tutulur. Sorulur, soruşturulur, bu maksatla sınırlı bir görüşme olur, evet ya da hayır diye bir karar verilir.

Evet denmişse, mümkün olan en kısa sürede nişan yapılır ve ardından da nikah kıyılır. Yoksa öyle yıllara yayılan bir arkadaşlıktan sonra; “evleneceğim ama şöyle bir şüphem var” demek -Allah muhafaza- hem kendi akıbetinizi hem de kızın akıbetini hafife almak gibidir.

Kızın babasının sizde oluşturduğu tereddütten biraz da kendiniz için ayırmanız gerek. Çünkü nişanlınız ve nikâhlınız olmayan bir bayanla yıllardır sürdürdüğünüz bu samimiyet, “ona dinini anlattım, kapanmasına vesile oldum” gibi gerekçelerle savunulabilir mi? Bunu vicdanınıza havale ediyorum.

Gelelim diğer düğmelere.  

Anne veya babasının yanlışı/günahı yüzünden çocuk suçlanmaz. Bir kimseyi anne babası veya başka bir yakını yüzünden suçlu ve kusurlu görmek büyük bir zulümdür. Evlilikte kök denilen soy/asalet ise önemlidir ancak esas olan imandır, takvadır.

Meseleyi ailenizle paylaşmanız ve onların da onayını almanız gerekir.

Aile kurmak ciddi bir iştir. Hangi aşamasında olursanız olun ve ne yaparsanız yapın, tevbe istiğfar, dua ve gayret ihmal edilmemelidir.

Dua bekleriz.