• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Eşinin kendisini ikide bir sadakatsiz olmakla suçladığını belirten hanımefendi okuyucumuz şöyle diyor:           

 

            “Yedi aydır evliyiz. Evlendikten sonra ailemden uzak bir şehre yerleştik. Bu benim için biraz zor oldu. Telefon, yüz yüze görüşmek gibi olmuyor. Babamı, annemi ve küçük kardeşlerimi çok özlüyorum.

Bulunduğum şehirde gidip geleceğim bir eşimin amcasının gelini var. Onun da iki küçük çocuğu var, kendisi pek gelemiyor, ben gidiyorum. Bazen fazla kalıyorum, geç geldiğimde eşim kıyameti koparıyor, ‘sen itaatsiz bir kadınsın, cehennemliksin, ben böyle olduğunu bilmiyordum` gibi çok ağır konuşuyor. ‘Tamam` diyorum ve artık o kadar laftan bir yere gitmeye de çekiniyorum.

Bana verdiği paranın bir miktarını ayırıyordum, güya giderken anneme bir hediye alacaktım. Sonra tekrar para istediğimde ‘verdiğin para bitti` deyince inanmadı, gitti sağı solu karıştırdı, parayı buldu. Öyle hakaretler etti ki, neredeyse çekip gidecektim.

Bir defa da arkadaşlarını yemeğe davet etmişti. Ben de rahatsızdım, çok bir şey hazırlayamadım. Mutfağa geldi, ‘senin hiçbir şeyden anladığın yok, ev hanımlığını da bilmiyorsun` diye öyle kızdı ki, misafirler de duydular.

Bir hafta ağladım, konuşmadım. Ama o beni teselli etmedi. En çok zoruma giden ise her defasında bana, ‘sen sadakatsizsin` deyişi.

Doğuma da üç ay kaldı. Bu halimle bir yere gitmeyi de gururuma yediremiyorum. Biliyorum, sabretmem lazım ama inanın yoruluyorum..”

Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır. Hangi nimet vardır ki bir şükrün, alınan bir duanın, Allah`ın yardımıyla vaki olan bir sabrın neticesi olmasın.

Onun aşırı sinirle söylediği sözlerin size verdiği zararı fark etmesi için demek ki bir süre daha dişinizi sıkmanız gerekecek.

Korkmayın, eşiniz de canlı olduğu için mutlaka merhamet taşıyan, pişman olan, kendini hesaba çeken, karşıdakini kırdığında acı hisseden bir kalbi vardır.

Bazılarının eşlerinden aşırı beklentileri, onun için kurduğu pembe hayalleri çok havalardadır, yere inmesi biraz zaman alır.

Öte yandan, ailenin yükünü taşımaya başlarken, kimi şaşkınlıklar da öfke patlamasına ve kontrolsüz gerilimlere yol açabilir.

Kaba ve yıkıcı ithamların üzerinde çok durup kuruntu yapmak ve susmak yerine güzel zamanlarınızda ona açık ve net konuşabilirsiniz: “Tamam benim de hatam vardı, sana onu söylemem gerekirdi, şu konuda haklısın ama dediklerin beni çok üzüyor, dayanamıyorum” vs. diyebilirsiniz.

İlahi kudretin bu noktada kadına çok büyük bir fırsat/avantaj verdiğini bilmeniz ve bunu iyi değerlendirmeniz gerekir.

Çocuğunuzu kucağınıza aldıktan sonra zaten bir çok şey eskisinden farklı olacaktır. Bunun için de size düşen yine sabr-ı cemildir.

Günümüz insanının dışarda yüklendiği negatif enerjiden kurtulacağı en elverişli yer ailesidir.

Tabi bunu, bütün celalini, stresini eşine ve çocuklarına atmak şeklinde anlamamak gerekir.

Ancak kadının da, kocasının halini iyi teşhis etmesi ve onu rahatlatması gerekir.

Bununla birlikte sizin de kendinizi hesaba çekmeniz ve onun size güzel iltifatlar söylemesini sağlamanız gerekir.

Dua bekleriz.