NEDEN İSRAİL BAYRAĞI?
İsrail, kurulduğundan beri Ortadoğu`da hiçbir zaman açık kart kullanmadı.
Organize ettiği bütün eylemlerinde taşeron yapıları kullandı.
Mavi Marmara şehitlerinin cenazelerini beklediğimiz saatlerde İskenderun`da askeri üsse PKK saldırısını tesadüfe bağlayanlarınız varsa tesadüf diye düşünmeye devam etsinler.
MİT tırlarındaki ihaneti İsrail`den bağımsız düşünenleri de kendi hâllerine bırakalım.
İHH`yı radikal gruplarla ilişkilendiren haberler yapıp üç saat sonra haberi kaldıran FETÖ medyasının İsrail`den bağımsız olduğunu sananlar, sandıklarıyla kaladursunlar.
Darbe gecesi FETÖ kanallarına canlı bağlanan ve “Erdoğan halkı nasıl sokağa çağırır, halkı bu şekilde tehlikeye atıyorsa benim cumhurbaşkanım değil, darbecilerle pazarlık yapsın, darbe yapanlar beni izliyorsa Erdoğan`a kaçacağı bir yol belirlesinler, uçağında ne varsa götürsün” diyen Kerim Balcı`nın İsrail`le olan ilişkilerinden bîhaber olanlar da söylediklerimi hiçbir yere oturtamazlar.
Gelelim kilit sorumuza:
Her olayı perde gerisinde yöneten İsrail, neden bu referandumda açık kart kullandı?
İşte her şey tam da burada saklı.
İsrail`in tutumu “açık kart gizli hedef” diye okunabilirse düğüm çözülür sanırım.
*****
İsrail`in açık kart göstermesi durumunda Türkiye halkının göstereceği tepki bellidir.
Öfke, aklın önüne geçer; sağduyu beyin hücrelerinden hicret eder.
Bütün kararlar duyguların eseri olur ki duygu, taşmaya, taşkınlık yapmaya meyyal…
Ve İsrail`in de istediği, hatta çizdiği plan tam da buydu.
ABD, olayın gerisinde duracak, hatta “Kur`an, ekmek çarpsın haberim yok” diyecek. İsrail de açıkça destekleyerek ve hatta bayrak sallayacak birkaç taşeron bularak Türkiye hükümetini ve Türkiye halkını tahrik edecekti.
Tahrik olan da sadece Türkiye halkı olmayacaktı elbette.
Mevcut hükümet de bundan nasibini alarak akıllara ziyan ifadeler kuracak, Kürtlerle Türklerin arasına fay hatlarının kurulmasına neden olacaktı ve oldu da…
İslamcı geçinenlerin Türk, Fars ve Arap devletleri arsında bir Kürt devletinin kurulmasını ümmeti bölme olarak algılaması veya dillendirmesi de Kürtlerin İslamcıların yanlış söyleminden dolayı İslam`dan uzaklaşmasına sebep olacak ve sekülerleşen Kürtlerin Batı tarafından yönlendirilmesi kolaylaşacaktı.
Ulus devletlerin diliyle ulus devletine karşı çıkan İslamcı geçinenlerin hangi algıyla hareket ettiklerini anlamlandırmak beyhude bir çaba olacaktır.
Demem o ki İsrail bu kartı göstere göstere kullandı ve hedef olarak gördüğü Türkiye için oynadı.
Türkiye`de Kürtlerle Türklerin birbirinden ayrış(l)ması için oyun arenada oynandı.
Bundan Kürtçüler ve Türkçüler faydalandı mı?
Kuşkusuz evet!
“Saf”ları saflarına çekerek saflarını sıklaştırdılar.
Sonbahar yaprağı gibi sallanmaya başlayan muhafazakârlar da dalından kopan birer yaprak gibi yerlerde çöp oldu.
PYD/PKK, - Barzani`ye sempati duyuyorlar diye- Suriye`den sürgün ettiği üç yüz – dört yüz bin Kürt`e rağmen gerginliği fırsat bilip “Barzani`yi korumaya hazırız” diyerek İsrail gibi açık kart kullandı. Böylece “Barzani Referandumunda evet oyunu kullanacak onursuzlar” ifadesinden sonra kendi safından kayan safları bir daha geri çekmeyi başaracaktı/başardı.
Sonuç olarak Türkiye`nin Barzani kadar güvenebileceği bir komşusu yok, Barzani`nin de Türkiye kadar güvenebileceği bir komşusu…
Haşdi Şabi tehlikesi DEAŞ`tan geri değil.
Ortadoğu`da masa üstünde kurulan örgütler, masa üstünde yer değiştirir ve Kürtleri bir Haşdi Şabi tehlikesi bekliyor.
PKK, İran`a rağmen hiçbir şey yap(a)maz.
Esed, Türkiye ile anlaşıp PYD`yi oradan kaldıracak.
Bu durumda PKK`nın orta vadede Kuzey Irak`a yerleşmesi söz konusu...
Peki, ya Barzani ne olacak?
Barzani`nin cismi değil ismi Kürtler arasında konuşulacak.