Solcuların Gözleri DOLAR
Bir insanın ideolojisinin temeli bozuksa, bu bozukluk savunucusunun ruhuna sirayet eder.
Değişmez bir yasadır bu.
İdeoloji sahibinin Türk, Kürt, İspanyol, Ermeni, Rus veya Rum olması bu gerçeği değiştirmez.
Bu ideolojinin savunucularının kullandıkları dilin de hiçbir ehemmiyeti yoktur.
Düşünün, yıllarca anti Amerikancı(!) takılmış, anti Amerikancıyım diye caka satmış, hâkî parkasıyla üniversite koridorlarında anti Amerikancılık üzerinde hava atmış…
Bununla da kalmamış, sigara tercihini sarma cigaradan yana kullanmış…
Görünürde Anti Amerikancılık…
Reddedilen mandacılık…
Gel gör ki her şey şekilsel, her şey klişe...
Sloganları siper yapan bir ideolojinin tetikçileri var karşımızda…
Şu Bolşevik kanalizasyonlarından içme suyu geldiğine inanan…
Mana yoksunu, maddeye meftun; algılaması duyu organlarıyla sınırlı, beynini gözünün hizmetkârı kılmış ideoloji emekçileridir yazıma konu olan…
Eşitlik, emek diye pazarlanan, fırsat buldu mu palazlanan…
Varoşların duvarlarına işçi emekçi sloganlar yazan, yazdıkları sokağı geçmeden ekmekçiye dönüşen... Hani şu fakirlik edebiyatı yapıp zekâtı farz sayan bir dine savaş açacak kadar beyinsiz ve kitapsız ideolojinin tutarsız fedaileridir sözünü ettiklerim.
Gün gelir ulusalcı takılır, gün gelir enternasyonal…
Ülke tehlikeye girince maskesi düşer gerçek yüzü afişe olur, kına yakılır.
Dökülür cilası, fikirleri banal, ulusalcılığı sanal…
15 Temmuz`da ihanet mevziinde pusuya yattılar, kendilerine kan kusturan meczuptan medet umma hayâsızlığıyla…
İhanet ki alınyazıları olmuş…
Ve bir monolog…
Bir yoldaşın sanrıları…
“Sonra iç savaş çığırtkanlığı, tutmadıysa Alevi-Sünni, Kürt-Türk…
Şöyle ortaya bir karışık…
Belki aydınlığa dönüşecek, sürmeyecek ya bu ufukta görülen karanlık…
Umutlar tükenmede, güneş mütebessim yüzünü göstermiyor, gökyüzü kapkara, her taraf kasvet…
Heyhat ki ne heyhat, Gorbaçov merkezden çekiç salladı, Fidel görevi kardeşi oraksız Raul`a devrederek ırzına geçti hayallerimizin…
Dert üstüne dert…
Ama bir umut var!
Karanlığın en koyu vakti şafağa en yakın zaman değil mi?
Evet bir umut var ve yükselmekte dolar.
İnanın yoldaşlar insanının sevinçten gözleri dolar…
Işıklar söndü, biri beni mi dinliyor, hey orada kim var?”
Yıllarca anti Amerikancı takılan müptezelin dolar fırladıkça – ihanetten olsa gerek - gözleri dolar.
Sevinç gözyaşları ihanet duygusuyla karılınca ortaya tam anlamıyla bir Bolşevik eniği çıkar.
Hani şu bizim olan ama başkasının evinin önünde havlayan...
Altıncı Filo'ya karşı gösterisiyle meşhur olan idolleri Deniz Gezmiş yaşasaydı, solcuların dolar karşısında gözlerinin dolduğunu ve dahi (be)dava arkadaşlarının tutumlarını görseydi onun da gözleri dolar mıydı bilinmez, ancak üniversitede aynı evi paylaştığı Celal Doğan'ın Gaziantep Belediye Başkanı iken tekbir getirtip kurban keserek genelev açtığını ve işçi, emek, sömürü kavramlarının ırzına geçtiğini bilmeyenimiz yok sanırım.
Belki Deniz Gezmiş`e fazla bir şey söylemeye hakkımız yok ancak yoldaşlarının tutumu gün gibi ortada.
Çok büyük bir dalga, küresel emperyal kaynaklı...
Üstelik alçalan değerlere karşı yükselişte dolar...
Şen yoldaşlar devrim hayaliyle orak çekiç bayraklı...
Şüphesiz ümitvarlar bugün, sevinçten gözleri dolar...