Arife tarif gerekmez
Heval Erik Konstandinos Scurfield'in ölümünün üzerinden epey zaman geçti, yazacaklarım vardı yazmadım.
Şırnak'ta PYD kimlik kartlı iki İrlandalı yakalanınca içimizdeki İrlandalıların, İrlandalılardan beslendiğini yazayım dedim, sonra gündem işgal etmenin bir anlamı yok diyerek vazgeçtim.
ABD'nin PYD'ye altmış tır silah gönderdiğini öğrenince, amaçlarının tırın altında mayın katırı bulmak olduğunu dillendirmek gerekirdi ve görülen bu lüzum üzerine yazıyorum.
AB(D) Osmanlının son dönemine kadar İslam ümmetini dizayn etmek için dışarıdan yaptığı saldırılarla yetindi.
Aradan zaman geçti, içerden devşirdiği taşeron yapıların, dışarıdan yapacağı bir müdahaleden daha etkili olabileceğini anladı ve o gün bugündür İslam coğrafyası bu planın tatbikat alanı.
Tatbikatı yapan AB(D), tahribat gören ümmetin kendisi.
Zira bu yöntem, Batı için hem daha az maliyetli hem de amaca ulaşmada daha etkili olmakta…
Ümmetin yetimi Kürtler de Batı`nın bu kirli planlarından ne yazık ki nasiplerini aldılar ve içlerindeki akılsızlar yüzünden Kürt mahallesi, çakallarla dansın arenası durumunda.
Sahi, AB(D) Kürtleri mayın katırı olarak kullanmak istemiyorsa neden altmış tır silah göndersin?
*****
Malumunuz, Kürt gelenek ve göreneğini bozmaya yıllarca Batı`nın gücü yetmedi. Anadolu`nun genlerini bozan Kemalizm de Kürt mahallesini bozmakta yetersiz kaldı.
Kürtlerin gen haritasının dış müdahalelerle bozulmayacağını anlayan Batı, Kürtlerin başına kendi iç dinamiklerinden beslenmiş bir yapıyı musallat etti.
Bu yapıya Kürt ulusal hareketi dendi kimi zaman, kimi zaman da Kürdistan özgürlük hareketi olarak tanımlandı yapı.
Kimi zaman festival düzenlediler, adına caz dendi, kimi zaman keleşi gizleyip elindekine saz dendi.
İstedikleri kadar isimle istedikleri kodda örgüt vücuda getirdiler.
Adlarının şu veya bu harf olması bir şeyi değiştirmez.
Alfabede yirmi dokuz harf mevcut ve örgütlerin bir harfi sayısız kullanma limiti var..
PYD dersiniz arkasında bölücü PKK çıkar, PDY dersiniz ihanet çetesinin ABD'ye hizmeti kutsal addeden FETO çıkar.
Dedim ya harflerin sınırsız kullanımı mevcut.
Yarın aynı zihniyetlerin daha farklı harflerle çıkması da mümkün…
Harflerin yer değiştirmesi, asıl maksadın gizlenmesinin tek nedeni değil nitekim.
Her harfle birlikte birkaç saf insanı sorumluluk adı altında örgüte bağlama amacı söz konusu.
Buraya kadar anlattıklarımın tamamı iki yüz yıllık serencamımız.
Hiçbirinde sıra dışı bir şey yok, ısıtılıp ısıtılıp önümüze konmakta.
Heval Erik de bu planın mücessem hâli.
Heval Erik Yunan asıllı bir İngiliz.
“Ne işi var Kürt özgürlük(!) hareketinde” deyip hareketin fikir babalarının daha farklı olduğunu düşünüyorsanız, kendi algı dünyanızı sorgulayın.
İngiltere`nin Barnsley kentinden kalkıp Suriye`ye gelmiş bu hümanist ve yere izmarit atmayacak kadar ekolojik denge hayranı, hayvanlara kıyamayacağı için vejetaryen; ama PKK muhaliflerine karşı adeta yamyam olan adam Rojava`da vuruldu.
Yasin`in ölü bedeni üzerinde envai ölüm çeşitlerini deneyenlerin bu toprakların çocukları olmayacağını, piç bir zihniyetin tezahürü olduklarını defalarca söyledim, söylemeye de devam edeceğim.
Eylemi yapanın illa da İngiliz olması gerekmiyor, eylemin failinden ziyade emrini verenin İngiliz aklı olması tehlikelidir çünkü.
Her şeye rağmen, Kürtleri maceradan maceraya sürükleyen, her maceradan sonra ocaklara ateş düşüren ve bütün bunlara rağmen yanlışta inat edip direten yapının sadece İngiliz aklı tarafından yönlendirilmesinin de olumlu bir yönü var:
Ya bir gün ABD, bir gün Rus, bir başka gün İngiliz`den akıl alınıyorsa?
Ve ne yazık ki hakikat benim korktuğumdan başkası değildir.
Velhasıl Erik Konstandinos Scurfield`in mezarının taşında “Şehid Namirin” yazısının yazılması ne Scurfield`i bizden kılar, ne de kefereyi şehit yapar.
Bir gelenektir; putperestler helvadan bir put yapar, tokken tapar, açken yutar.
Zavallı Kürt halkının başından eksik olmuyor fırtına, boran, kar...
Olayı bir sünnetçi gibi irdelemem neye yarar?
Arif olan anlar…