• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.89
  • ...

Murat Özdemir, bir meczup… Meczup olmanın dışında şiddete meyyal, etrafa zarar verecek kadar da saldırgan… Reyting uğruna her türlü ahlaksızlığı program diye sunan televizyonların ülkeye ettiği yüzlerce hediyeden sadece biri… Ben hediye diyeyim siz onu bela diye okuyun.

Türlü şaklabanlıklar yapan kişiler halkasının zayıf ve sıradan bir halkasıydı Murat Özdemir… Şöhreti-i kezzabın gazabına uğrayanlardan… Sahi hangi halkada bir numara vardı ki?

Tek kusuru seçtiği zamanın yanlış zaman olması… Bahtsız bedevi misali... Sırtını dayayacağı anlı şanlı paşalar yok ve boyundan büyük işlere kalkışır. Zaman yanlış zaman olunca şöhret umarken öfke ve nefret duvarına toslayabilirsiniz ki Murat Özdemir böyle bir duvara tosladı. Belki de Murat Özdemir`in en büyük talihsizliği buydu.

Eğer 80 Darbesi`nden hemen sonra sahnelerde boy gösterseydi, şimdi dokunulmazlık zırhına bürünen darbe soytarılarından biri olabilirdi.

Bilindiği üzere Roma döneminden beri kralları eğlendirmek için sanatçı diye geçinen bir müsvedde takımı peydahlanmıştır.

80 Darbesi`nden sonra ülkemizde de Evren`in çıkarlarına hizmet eden ve suya sabuna dokunmayan bir darbe soytarıları güruhu peydahlandı. Amaçları halkı güldürme adına türlü şaklabanlıklar yapmak. Sanat deseniz hak getire. Mizah deseniz izahı mümkün değil. Yıllarca ekranlarda sadece ellerine tutuşturulan kâğıt parçalarına göre jest ve mimik çalışması yapmışlar.  Aslında jest ve mimiklerinde de acemi bir tiyatrocu tavrı… Ancak alternatifsizler. Çünkü darbe rejimi sadece birilerinin önünü açmış. Bu kitlenin en büyük malzemesi ve amacı dini değerleri ve dindarları tiye almak… Öyle ya başka bir konu yok. Sınırlar çizilmiş ve kişiler ancak bu alanlarda volta atabiliyor.

Alanda volta atmak için votka şart. Tıynetinde bunu gönül rahatlığıyla yapan müptezeller de bu alanın gayet doğal olarak zirvesi olurlar. Zira meydan boş olunca zırva, zirve diye belletilir.

Yıllar geçer ve bu darbe soytarılarının ellerindeki malzeme alınır. Bir soytarı darbukasıyla kalakalır ortalıkta, biri mason localarının burs verme komisyonuna geçer. Genç dimağlara zehir enjekte etme derdinde. Ortağı bütün yatırımını kasaya yapar.

Gazeteci geçinen biri biranın faziletlerini anlatır ve “iki bardak bira içen başkan” söylemleriyle ayyaşa özlemini dile getirir.

Karanlık odalarda haber yapılıp türlü safsatalarla mütedeyyin insanların üzerine çomar salındığı bir dönemde ekranlarda darbenin çeşitlerine güzelleme yapanlar sanatçı diye dolaşır ortalıkta.

Sakarya`da sarhoşun biri; bir baba ve çocuğu kurşun yağmuruna tutar, savunması tek sözcük: Sarhoştum.

Murat Özdemir, papağana işkence eder, savunması tek sözcük: Sarhoştum.

Metin Akpınar ve Müjdat Gezen herze yarışına girer, savunma çok komik: Sanatçıyım.

Sahi bir ülkenin başkanı karar verirken sarhoş olsaydı ne olurdu?

Ormandan kafese tıktırıldığı günü herhalde “kurtuluş günü” ilan ederdi.

 

Yazarın Diğer Yazıları