HÜDA PAR Kimlerle İttifak Yapmaz/Yapamaz?
HÜDA PAR Kimlerle İttifak Yapmaz/Yapamaz?
HÜDA PAR, evvela Batı'nın liberalizm adı altında her türlü ahlaksızlığının bayraktarlığını yapmaya amade parti ve yapılarla ittifak yapmaz.
Başkasının davulunu boynunda taşıyıp tokmağına sahip olmayan gevendelerle ittifak yapmaz.
Gençlerin ellerinden kalem ve kitabı alıp silah ve kavgayı yaşam felsefesi haline getirmiş parti ve yapılarla ittifak yapmaz.
Yaşam yerine ölüm, barış ve esenlik yerine kaos ve kargaşadan nemalanan yapı ve partilerle ittifak yapmaz/yapamaz.
Kürt değerlerine hakaret edenleri yücelten, onları adam yerine koyan, partilerinde onlara yer veren yapı ve partilerin yanından geçmez.
Bir halkın kaderini kırk yıl önceki çürük bir felsefeye bağlamış, içinden çıktığı topluma kan ve gözyaşından başka hiçbir şey sunmamış yapılarla da ittifak yapmaz.
Bırakın meşruiyeti, varlığı bile meçhul olan şebekelerin başlarını bir halkın omuzları üzerine yükselten yapı ve partilerle de ittifak yapmaz/yapamaz/yapmamalı.
HÜDA PAR yeryüzünde adaletli bir yaşam vaad eder.
Mefkûresi saadet-i dareyn.
İlhamı çağlar ötesi…
TRT Kürdi Kimi Çağıracak
Kanallar rayting veya dünya görüşlerine göre parti başkanlarını programlara çıkarırken aday çıkarmada zorlanan tek kanal, şüphesiz TRT Kürdî`dir.
Zira söz konusu kanal, HÜDA PAR dışında hiçbir partinin genel başkanını çıkaramıyor.
Çünkü HÜDA PAR dışında genel başkanı Kürtçe konuşabilen başka bir parti yok.
HÜDA PAR genel başkanı TRT Kürdî`ye çağrılırsa sonra aman efendim, yaman efendim demek yok.
*****
Hani insanın “rayê xwe bidin xwe” diyesi geliyor.
Ancak bu sözün akıbetini bildiğimden ve çukurlara gömülen çocuklar gözümün önüne geldiğinden söylemeye dilim varmıyor.
HÜDA PAR`ın Çaresizliği
HÜDA PAR, kuruluşunun üzerinden henüz beş yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen adından ciddi anlamda söz ettiren kilit bir parti konumuna geldi.
Vereceği her karar gündem olmakta.
Sadece kendisine yakın kurum ve kuruluşların değil muhalif yapıların gündeminde de kendisine geniş yer bulmakta.
Çünkü HÜDA PAR çıkış olarak İslam'ı referans almakta, dolayısıyla öfke ve hiddet yerine hikmetle hareket etmekte.
Bu yüzden öfke ve hiddetine yenik düşen, akıl ve inanç yerine duyu ve duygularıyla hareket edenlerin HÜDA PAR'ı anlaması beklenemez.
Böyle özellikleri olan birey veya toplumların HÜDA PAR'ı anlamak için fazla kasmalarına da gerek yoktur.
Irkî taassuba bulanmış bireyler HÜDA PAR'dan dil için imanını terk etmesini beklerken, din aromalı muhafazakâr bir kitle de yanlış din anlayışıyla din için dilini inkâr edip iktidara biat etmesini beklemektedir.
HÜDA PAR, dini bir yaşam biçimi, dili de o yaşamın Allah tarafından bahşedilmiş bir armağanı olarak görür.
Ne dili için dinini ne de dini için dilini inkâr eder.
Bu hastalıklı anlayışı da reddeder.
Seçim Alanlarından
Hızlı treni yavaşlatanından mı başlasam, TRT`yi satıp seçmene dağıtma vaadinde bulunandan mı?...
Yoksa Kanal İstanbul projesini rafa kaldırıp, yerli otomobile ihtiyacımız yok diyeninden mi?
Önce Demirtaş`ı sonra Eyüp Sultan`a giden muhafazakâr ailenin devrimci çocuğundan mı? Hangisinden başlayacağıma bir türlü karar veremedim.
Neyse yerim dar ve editörün “hocam” diye başlayacak uyarısının korkusuyla kısa geçeyim.
Muharrem İNCE, son günlerde iyice dinden imandan söz etmeye başladı. Hatta o kadar ileri gitti ki “ayete`l kürsi`yi ilk ezberleyen bendim, benim için hafız olur diyorlardı.” diye iri iri laflar da etmeye başladı.
Ta ki elinde ters tutup poz verdiği “elif” tablosuna kadar…
Ters tuttuğu tabloyu yandaşlarının düzelt(e)memesi, yakınındaki kitlenin de seviyesini gösteriyor.
Eee büyüklerimiz boşuna cehalet belirtisi için “elifi mertek sanmak” deyimini söylememişler.
Meral AKŞENER, meydanlarda seçim vaadi olarak “tülbent müzesi yapacağım” deyince “eyvah!” dedim. Başörtüsü yine müzelik bir duruma düşecek.
Dolayısıyla Meral Hanım`ın ifadesinden dolayı korkum benim on beş yıldır iktidarda olan AK Parti`nin başörtüsünü yasal bir güvenceye dayandırmaması noktasındaki tutarsızlığına götürdü.
Öyle ya on beş yıldır iktidardasın ve başörtüsüne yasal bir güvence yoksa Meral Hanım da tülbendi müzelere kaldırır.
Pervin BULDAN ve Sezai TEMELLİ`nin katıldığı, FOX TV`deki bir programda Pervin BULDAN, HDP`nin Kürt partisi olmadığını söyledi.
Sözün aslı iki hafta önce Kandil`deki Mustafa Karasu`ya ait…
Yani bu sözü BULDAN`dan önce KARASU söyledi.
İşin aslına bakarsanız, bu sözü çok daha önce ben söyledim, sen söyledin, biz söyledik.
Ben, sen ve biz bu sözden dolayı kiralık beyinlerce hain diye yaftalandık.
Pervin Hanım`ın bu sözünde keramet belleyen zevatın bu öngörümüzden dolayı bize bir özür, bir alkış ve bir de oy borcu vardır herhalde.
Sadece kendi oyları yeter, sevgililerinin oyunu istemiyoruz üstelik.
Oyu kime mi verecekler?
#DoğrusuHÜDAPAR