Gazze için ne yapabiliriz?
“Aksa Tufanı” operasyonunun üzerinden 21 gün geçti.
Bu operasyonda zir u zeber olan Siyonist işgalci çetenin ordusu hala kendine gelmiş değildir.
Kuduran işgalci çete, o günden beri hıncını çocuk, kadın ve sivillerden alıyor.
Kara harekâtına bir türlü cesaret edemeyen işgalci çete, yaptığı birkaç hamlesinde de bozguna uğradı. Önce çizilen karizmasını düzeltmek için rehineleri kurtarma girişiminde bulundu. Bu girişimde ağır yenilgi alan çete üyeleri mücahitlerce etkisiz hale getirildi. Daha sonra muhtelif girişimlerde bulunsalar da hep ürkekçe geri kaçmak zorunda kaldılar.
En son dün Gazze’ye sızmaya çalışan işgalci askerler yine bozguna uğradılar. İzzeddin el-Kassam Tugayları, işgalci çetelerin iletişimlerini ellerindeki sinyal kesicilerle kestikten sonra bir kısmını cehenneme gönderdiler bir kısmını da esir aldılar.
Dolaysıyla 21 gündür devam eden Gazze saldırıları işgalci çetenin bütün teknolojik imkânları ve emperyalist ülkelerin desteklerine rağmen askeri olarak yenilgi üzerine yenilgi yaşıyorlar.
Gazze halkına yapılan soykırım girişimine rağmen, binlerce çocuk ve kadın başta olmak üzere katledilen on bine yakın sivile rağmen, bombalanan cami, okul, hastane ve mülteci kamplarına rağmen psikolojik olarak direniş guruplarının üstünlüğü devam ediyor.
Kısacası Gazze’deki direniş grupları ve Gazze halkı yapması gerekeni yapıyor. Şöyle ki; direniş grupları gece gündüz teyakkuzda ve ebabil olmak için çağımızın Ebrehe ordusunu bekliyorlar. 2,3 milyon Gazze halkı ise topraklarını terk etmeyerek izzetli bir duruş sergiliyor.
Rabbim mücahitleri muhafaza etsin, attıklarını tuttursun ve Siyonist çete ile emperyalist ülkelerin planlarını başlarına geçirsin. Gazze halkına da dayanma gücü, sabır ve sebat nasip etsin inşallah.
Şimdi gelelim bize.
Ümmetin bir parçası olarak biz ne yapıyoruz?
Ya da Gazze için ne yapabiliriz?
Doğrusu hem halkı Müslüman devletlerin hem STK ve cemiyetlerin hem de kişilerin yapabilecekleri çok şey vardır.
Öncelikle şu hususu belirtelim; Siyonist işgal rejiminin Gazze’de yaptığı soykırım girişimi, halkı Müslüman ülke liderleri için hem bir fırsat hem de bir imtihandır. Hangi lider cesaretle safını netleştirip Siyonist çeteye karşı askeri müdahale dâhil her türlü seçeneği masaya yatırırsa, Müslüman halklar onun liderliğini kabul edecek ve Allah’ın izniyle muzaffer de olacaktır. Bu durumda Kudüs ve Mescid-i Aksa hem dünyada hem de yevmü-l mahşerde o lideri aziz edecektir. Dolaysıyla halkı Müslüman devlet idarecilerinin yapacakları bellidir.
STK ve cemiyetler tüm il ve ilçelerde meydanları terk etmemelidir. Ciddi bir kamuoyu oluşturup iktidarları adım atmaya zorlamalıdır.
Müslüman halklar ise; gevşeklik göstermeden STK ve cemiyetlerin etkinliklerine katılmalı alanları boş bırakmamalıdırlar.
Bu çerçevede özetle Gazze için şunları yapabiliriz;
1- Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın Müslümanlar için kutsiyetini, tarih boyunca Yahudilerin kaypaklıklarını ve Siyonist çetenin işgalci zihniyetini sağlam kaynaklardan okuyup çevremize anlatmalıyız.
2- Gazze’deki Mücahitlerin sıradan bir toprak parçası için değil ümmetin üçüncü haremi olan Mescid-i Aksa için direndiklerini ve bunun için her türlü desteği hak ettikleri konusunda toplumu bilinçlendirmeliyiz.
3- Siyonist işgalcilerin sözden değil kuvvetten anladıkları için direniş gruplarına her türlü yardımı yapmak için seferber olmalıyız.
4- Hem Siyonistlerin hem de Siyonizm’e hamilik yapan emperyalist ülkelerin mallarını boykot etmeliyiz.
5- İktidarların Siyonist çeteye karşı tavır alması ve adım atması için kamuoyu oluşturmalıyız.