Eğitim sisteminin zihin kodları değişmeli
Son 20 yılda Türkiye’de bazı alanlarda ciddi mesafe kat edildi ve müspet değişimler oldu.
Ulaşımdan sağlığa, sanayiden teknolojiye büyük atılımlar yapıldı. Bu atılımlardan dolayı Türkiye, hem doğu hem de batı ülkeleri nezdinde ciddi kabul gördü ve gözde bir ülke konumuna geldi.
Ne yazık ki eğitim başta olmak üzere bazı alanlarda aynı şeyi söyleyemeyiz.
Malumunuz iki gün sonra yani 11 Eylül Pazartesi günü 2023 2024 Eğitim Öğretim yılı başlayacak. Bu münasebetle Türkiye’deki çarpık eğitim sistemi üzerine bir değerlendirme yapmaya çalışalım.
Milli Eğitim Bakanlığı; 18 milyonu aşkın öğrenci, 1 milyon 250 bin civarı öğretmen olmak üzere 20 milyona yakın dev bir kadrodur. Ancak bu dev örgütlü kadro bir türlü toplumumuzun ruhuna uygun bir eğitim ortaya koyamadı.
Değişen her Milli Eğitim Bakanı “sistemi değiştireceğiz” dese de bir türlü bu alanda köklü bir adım atılmıyor. Ya derslik sayısını artırma, ya sınav şeklini değiştirme ya da okulların fiziki şartlarını iyileştirme gibi pansuman tedavilerde bulunarak çarpık eğitim sistemine devam ediliyor.
Bundan dolayı da sonuç değişmiyor ve çarpık sistem defolu ürün üretmeye devam ediyor. Böylece ne donanımlı nesiller yetişiyor ne de akademik başarılara imza atılıyor. Sistemin birer ürünü olan öğrencilerin maneviyatına ve ruhuna hitap etmek ise zaten yoktur.
Yüz yıldır devam eden çarpık eğitim sistemi bu şekilde devam ederse yakın bir tarihte büyük bir toplumsal enkazla karşı karşıya kalacağız.
Çözüm ise; eğitim sistemindeki zihin kodlarının temelden değişmesidir.
Bilindiği gibi talim ve terbiyenin, diğer bir ifadeyle öğretim ve eğitimin temel amacı inançlı, erdemli ve verimli insan yetiştirmektir. Bu amaç zamana, inanca, kültüre ve coğrafi bölgelerle sınırlı değildir.
Bu amaca matuf bir eğitim modelini hayata geçiren her toplum kısa bir sürede meyvesini toplamıştır. İslam tarihi başta olmak üzere dünya tarihi buna şahittir.
Bu amaç dışındaki esaslar üzerine kurulan eğitim modelleri kısa sürede iflas etmiş ve büyük bir sosyal enkaz oluşturmuştur.
Türkiye’deki eğitim sistemi de ideolojik temeller ve toplumu devlete itaat ettirme aracı olarak kullanıldığı için 20 milyonluk dev bir kadro çökme eşiğine gelmiştir.
- Kemal ve İnönü’nün batılılaşma yorumu üzerine bina edilen Türkiye eğitim sistemi, toplumu Batılılaşan devlete entegre etme aracı olarak kullandılar. O gün bu gündür adeta altı oku kutsallaştırmış Kemalist çizgi eğitim sisteminde hâkimdir.
Bu çizgi; Sözde uzman olan frenklerin hazırladığı raporları ölçü alarak çizilmiştir. Dolayısıyla toplumumuzun inanç, kültür ve medeniyetinden uzak bir çizgidir.
Bu çizgi değişmeden, diğer bir ifadeyle eğitim sisteminin zihin kodları değişmeden verimli bir sonuç beklemek en hafif ifadeyle saflık olur.
Müslüman toplumumuzun ruhuna uygun bir eğitim sisteminin hayata geçmesi temennisiyle…