#HemİşsizHemBorçlu
İki gün önce Hür Ekip Sosyal Medya Platformu #HemİşsizHemBorçlu hashtag çalışmasıyla, KYK borçlarından dolayı mağduriyetler yaşayan öğrencilerin seslerini duyurmaya çalıştı.
Yaklaşık 5 milyon öğrenciyi ilgilendiren bu önemli konuyu gündeme taşıyan Hür Ekip yetkililerine teşekkür etmekle başlamak istiyorum.
Malumunuz bir öğrencinin geliri ailesinden aldığı harçlık, burs ve öğrenim kredisidir.
Pek çok aile çocuklarına ekonomik katkı sağlayamadığı için öğrenci, ya aldığı burs ya da aldığı öğrenim kredisi ile yetinmeye çalışıyor.
Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) bursu sadece belli sayıda öğrenciye verilirken, KYK öğrenim kredisi her yıl bir milyonu aşkın öğrenciye verilmektedir. Ancak öğrenim kredisi devlete borç niteliği taşıdığı için mezun olduktan iki yıl sonra geri ödemesi başlamaktadır.
Geri ödeme yapılırken KYK’nın verdiği miktara TUİK’in belirlediği Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE)’ndeki artış da eklenerek geri ödemesi yapılıyor.
Örneğin bir öğrencinin üniversite okuduğu yıllarda 40 bin TL öğrenim kredisini aldığını düşünürsek, bu öğrenci devlete geri ödemesini 50-55 bin TL olarak yapmak durumundadır.
Dolayısıyla öğrenim kredisi alan her öğrenci devletin borç mükellefleri olarak kayda geçmiş oluyor. Bu da demektir ki istikbalimiz olan gençlerimiz borçlu olarak hayata atılıyor ve bu stresle bir düzen kurmaya çalışıyorlar.
5 milyon kişinin öğrenim kredisi borcu olan Türkiye’de, 280 bin öğrenci de borcunu ödeyemediği için haciz işlemleriyle karşı karşıya kaldı.
Peki, geleceğimiz olan bu gençler nasıl mutlu bir hayat kuracaklar?
Her platformda “Sosyal Devlet” ve “Adalet” vurgusu yapan siyasi iktidar bu sorunun çözümü için daha neyi bekliyor?
Öğrencilik hayatında aldığı kredi ile zar zor ay sonunu getiren bu gençlerimizden faiziyle beraber geri ödemesini istemek adaletin neresinde vardır?
...
Üniversite mezunu olan bir gencin iş bulmak için çektiği sıkıntılar hepimizin malumudur. Muhtemelen hepimizin çevresinde çok sayıda işsiz genç vardır. Zira her dört gençten biri işsiz ve her dört işsizden biri de üniversite mezunudur.
Bütün bu gerçekler ortadayken bu konuda yetkililerin üç maymunları oynamaları, sorunu müzminleştirmekten başka bir sonuç doğurmaz.
Öncelikle adil olunmalı ve borcunu ödeyemediği için haciz işlemleriyle karşı karşıya kalan 280 bin öğrencinin mağduriyetleri ivedilikle giderilmelidir.
Şirketlere ve firmalara sağlanan aflar öğrenim kredisi borcu olan milyonlarca gencimizi de kapsamalıdır.
Evet, Türkiye u/mutsuz gençler ülkesi olmaktan çıkarılmalı ve siyasi iktidar bu soruna bir hal çaresi bulmak için sağlam bir irade ortaya koymalıdır.
Unutmamalıyız ki, istikbalimiz olan gençlere yatırım yapanlar hep kazanacak ve hep hayırla yad edilecekler.