Ey Kudüs!
Dün “Dünya Kudüs Günü”ydü.
Malumunuz yıllardır her Ramazan ayının son cumasını “Dünya Kudüs Günü” olarak kutluyoruz.
Virüs salgınından dolayı bu yıl meydanlara inemedik, meşaleli yürüyüşler yapamadık, “Kahrolsun israil” “Kahrolsun Amerika” diye haykıramadık. Fakat Kudüs Sevdalıları olarak, bu günü hem sosyal medyada gündem yapmaya çalıştık hem de Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın kudsiyeti ile Kudüs Günü’nün önemini ailemize ve çocuklarımıza anlattık.
Peki, Kudüs bizler için ne ifade ediyor?
Kudüs; Müslümanlar için sıradan bir şehir değildir. Mekke, Medine ne ise Kudüs de bizim için odur. Ümmetin haremidir. Rabbimiz Kudüs için “çevresini mübarek kıldığımız” mekân diye tabir ediyor.
Kudüs; akidedir.
Kudüs; mücadeledir, direniştir, mukavemettir.
Kudüs; kanayan yaramız, derdimiz, sevdamızdır.
Kudüs; Haçlı-Siyonist ittifakına karşı direnişin sembolüdür. Kıyam meşalesinin odak noktası ve Dünya emperyalizmine karşı cihadın merkez üssüdür.
Kudüs; İsra diyarıdır, izzetin diğer adıdır, direnişin merkezidir.
Kudüs; hak-batıl mücadelesinin ağırlık merkezidir, ümmetin ortak paydasıdır.
Kudüs; taşında, toprağında peygamberlerin izini taşıyan mukaddes şehirdir.
Sen gözbebeğimiz, davamız ve her şeyimizsin ey Kudüs!
Kudüs denilince sapanla tanklara direnen çocuklar gelir aklımıza.
Kudüs denilince iffetli ve izzetli mücahide bacılar gelir aklımıza.
Kudüs denilince Ümmetin kurumuş damarlarına kan pompalayan şehitler gelir aklımıza. Şeyh Ahmet Yasin, Şikaki, Rantisi, Musavi ve diğer nice şehitler…
Ey Kudüs! Sen yüreğimize akıttığımız gözyaşımızsın.
Ey Kudüs! Sen gizli hıçkırıklarımızsın.
Ey Kudüs! Sen her sohbette konumuzsun.
Ey Kudüs! Sen bütün hücrelerimize nakşolmuş sevdamızsın.
Sen özgürsen Ümmet özgürdür.
Sen azizsen Ümmet azizdir.
Senin durumun Ümmet durumunun aynasıdır.
Ey Kudüs! Bugün Ümmet bölük pörçük olmuş. Emperyalizmin ırkçılık ve mezhepçilik fitnesi bizi tarumar etmiş. Senin gibi nice ortak paydalarımıza rağmen vahdeti sağlayamamışız.
Ey Kudüs! Aşığın Selahaddin Eyyûbi demişti ki; “Dostlarıyla uğraşanlar düşmanlarıyla savaşamazlar.” Evet, Ümmet bugün dostlarıyla, kardeşleriyle ve dindaşlarıyla uğraşıyorlar. Bunun için düşmanlarıyla savaşamıyor ve seni azat etmek için hamle yapamıyorlar.
Ey Kudüs! Aslında sen bize değil biz sana muhtacız. Tespih taneleri gibi dağılmış Ümmete imame olmanı bekliyoruz. Çünkü sen Hz. Meryem’in inzivagahı, Hz. İsa (as)’ın gökyüzüne yükseltildiği yer ve Hz. Muhammed (sav)’in miraca çıkarken uğradığı mukaddes beldesin.
Ey Kudüs! Sen Müslümanların elindeyken herkes için huzur, barış ve selametin şehriydin. Ancak Haçlı veya Siyonistlerin eline geçtiğinde Müslümanlar için acı, kan ve gözyaşı mekânı olmak zorunda bırakıldın.
Ey Kudüs! Rabbim seni yeni Selahaddin’lerle yeniden kıyam ve izzet merkezi kılsın. Amin.
Özgür Kudüs’te buluşmak temennisiyle…