• DOLAR 34.545
  • EURO 36.169
  • ALTIN 2980.009
  • ...

Terör şebekesi katil israilin yedi ayı aşkın bir süredir Gazze’ye yönelik saldırıları, Refah kentini kapsayacak şekilde genişletildi. Küçücük bir alana sıkıştırılan bir buçuk milyondan fazla insanın üzerine her gün karadan, havadan, denizden yağdırılan bombaların sebep olduğu katliam görüntüleri önümüze düşüyor. Tüm bu katliamlar, yıkımlar, soykırımlar İslam dünyasının kalbi sayılan bir yerde gerçekleştiği halde cesetten ses çıkıyor, ama İslam dünyasından ses çıkmıyor.

Enkaza dönen yapılar, buradan çıkarılan parçalanmış bebek ve çocuklar, anaların yürek parçalayan feryatları, babaların gözyaşları İslam dünyasının kör gözlerini açmaya yetmiyor. Cılız tepkiler, kınamadan öteye geçmeyen siyasi açıklamalar, kırmızı çizgi tanımlamaları vs. katillerin katliamlarını durdurmak bir yana yavaşlatmayı bile başaramıyor. Gücün kullanılmadığı bir yerde bağırıp çağırmanın, tehdit etmenin, ‘kırmızı çizgimizdir ha’ demenin hiçbir anlam ifade etmediği her gün ispatlanıyor. Katil Siyonistlerin güçten başka anladıkları bir dil yok ve İslam dünyasını temsil eden devletler, bu dili unutalı yıllar oldu ne yazık ki…

İslam dünyası, sadece devletler nezdinde değil halklarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla, sanat dünyasıyla, üniversiteleriyle de sınıfta kaldılar Gazze meselesinde… Batı halkları, milyonları bulan gösteriler yaparak “Özgür Filistin” diye sloganlar atarken, İslam dünyasında Yemen ve Ürdün hariç, on binleri bulan gösteriler bile yapılamadı henüz… Kolombiya, Brezilya, Güney Afrika vb. ülkeler terör şebekesine karşı fiili adımlar atarken, zaten diplomatik ilişkileri olmayan birkaç devlet dışında İslam ülkelerini temsil eden devletlerden herhangi bir yaptırım kararı gelmedi ne yazık ki… Batı üniversiteleri Filistin’in özgürlüğü, Gazze’ye yapılan saldırıların durdurulması, nehirden denize Filistin devletinin kurulması için eylemler yapıp bu uğurda polis şiddetine maruz kalırken, İslam ülkeleri üniversitelerinde bu çapta herhangi bir kıpırdama olmadı şimdiye kadar… Batılı sanatçılar, en prestijli ödülleri aldıkları esnada terör şebekesini telin edip Filistinlilere destek veren açıklamalar yaparken, bizden görünen, ama bir Yahudi’den daha Yahudi olan sanatçılarımız söze HAMAS’ı kötüleyen, Yahudi çocuklara acıdığını gösteren girizgahlar yaparak başlamaktadırlar konuşmalarına…

Her ne kadar terör şebekesinin katliam ve soykırımları tüm insanlığı ilgilendiren bir mesele olsa da özelde bu mesele İslam dünyasının bir meselesidir ve terör şebekesinin elini kırıp başını ezme görevi de İslam dünyasına aittir. İslam ülkeleri yöneticilerinin sessiz kalmalarını gerektirecek, Gazze’yi fiili destekten yoksun bıraktıracak ve terör şebekesine karşı askeri güç kullanmaktan geri bırakacak hiçbir haklı gerekçe ve mazeret kalmamıştır. Çünkü bu savaş, Yahudileri temsilen Siyonistlerin İslam’a karşı açtıkları bir savaştır. Çünkü bu savaş, israil denen terör şebekesinin Filistin ve Gazze’nin şahsında tüm İslam ülkelerinin onuruna, şerefine, haysiyetine yönelik açtığı bir savaştır. Çünkü bu savaş, terör şebekesinin İslam’ın kutsallarına, Müslümanların izzetine, haysiyetine, namusuna, ırzına, iffetine karşı açtıkları bir savaştır. Taraflar belli olmasına rağmen, İslam dünyasının liderleri korkakça, rezilce ve zelilce bir tavır takınarak temsil ettikleri ülkeleri taraf olmaktan alıkoymaya devam etmektedirler. Korkunun ecele faydası yoktur. Öyle ya da böyle Gazze’nin ateşi, adım adım her yana sıçrayacaktır. Öncesinden tarafını belli edenler izzeti, geri duranlar da zilleti tadacaklardır.

Katil israilin anladığı tek dilin askeri ve silahlı güç olduğu aşikardır. Bu gücün kullanılması ertelendikçe, Gazze’den katliam görüntüleri önümüze düşmeye devam edecek, barbar Siyonistler buradan cesaret alarak İslam coğrafyasını adım adım Gazze’ye çevirecek ve hepi topu yirmi milyonu geçmeyen Yahudilerin, iki milyarlık İslam dünyasına galebe çalmasını kanıksamış gözlerle izlemeye devam edeceğiz. Allah muhafaza!