• DOLAR 34.484
  • EURO 36.39
  • ALTIN 2956.285
  • ...

Eyy dizlerimize derman! Eyy bülbülün zârı! Hayatımızın tadı, ey yürek yangınımız! Güneşi ışıtan, ayı parlatan nur hüzmesi. Nicedir arıyoruz seni. Yokluğun bir yetimin gözyaşı gibi deler yüreğimizi.

Eyy diriliş muştusu! Ey güllere rengini veren, neredesin ey aşk! Sesler kısıldı, yüzlerde yapay tebessümler var sen gideli. Ötelere sevdalı, yüreği delice çarpan yiğitler azaldı sen gidince. Zamanın garibi olan, dünyalıklara tama etmeyen sana sevdalı yiğitler yeşerten yağmurun artık yağmaz mı? Ferhatlara dağları deldiren, mecnunları çöllere düşüren ve eyy Hüseyinleri Kerbela çöllerinde kılıçların altında susuzca Rabbine kavuşturan sevda! Nicedir tutuşmuyor gönüller, söndü mü yoksa? Sen gideli sözler yavan kalıyor, tutuşturmuyor gönülleri ham kelimeler. Nerede hutbelerle kitleleri uyandıran hatipler? Nerede duyduğunu hayatına hemen geçiren sahabe yürekliler?

Ey gönlümüzü gülşene çeviren bahar! Açmaz mı gülistanda güller? Tarihe mi karıştı adına adanmışlık, hicretler, kutlu seferler bitti mi? Zalime baş eğmeyi zül bilen yiğitler senin sevdanla kelebek misali ateşine koşardı. Her biri şehadetle nişanlıydı yiğitlerin. Soğudu mevsimler, yapraklar soldu sen gideli. Saba rüzgarları esiyor sokaklarda.

Gel eyy aşk! Ey diyar diyar belde belde yaya olarak İslam’ı götüren Hüseyni sevda! Gel ey camileri Kur’an sadasıyla çınlatan! Kur’an dersi vermek için yarışırdı gençler, henüz 15’inde 20’sinde yiğitler. An olur siyer an olur fıkıh öğretirlerdi, bir davanın tohumlarını yüreklere serperdi. Aişeler, Fatımalar, iffet abidesi hanımlar evinde aşını erkenden pişirip çoluk çocuğuyla koşardı ders halkalarına. Bir gönle dokunmak, ilim öğrenip öğretme aşkıyla durulmazdı evlerde. Dillerde sahabenin hayatı, yaşantıda Peygamberî metot uygulanırdı. Engel, tehdit, şantaj, işkence. Hiçbiri bu aşkın önüne set çekemezdi.

Sen vardın eyy aşk! Evlerin her biri ders halkasıydı, dillerde İslam davası, gönüllerde Kur’an aşkı. Terk mi ettin bizi ki; saflarımız seyrek ve dağınık, sohbet halkalarından her gün eksilen simalar, gezi, park ve eğlencelere kurban edilen sorumluluklar. Bitmeyen atalet, beyinler beş yıldızlı otellerin hayaliyle her dem tatil modunda. Düğünlere ve gezilere gösterilen rağbet heyhat Allah’ın adının anıldığı halkalara gösterilmiyor. Askıya alınan sorumluluklar, bitmeyen bahaneler... Öncelikler hep dünya. İş çok kişi çok ama yapacak gönüllü şahıs yoksa sen bizi terk ettin ayy aşk! Evlerde temizlik, bitmeyen yemek telaşesi, ellerden düşmeyen telefonlar, izlenen sayısız dizi, tefekkür az, alınlardan silinmeye başlayan secde izi. Namazda kafamızda dünyalık telaşlar bırakmaz bizi. Nasihat kar etmiyor ölüm, ecel terk mi etti bizi?

Eyy Selahaddinleri seferlere koşturan, Eyy Aytaç’ın uykusunu kaçırıp gençlere koşturan, ey Yasin’i 16’sında kurban olmaya götüren sevda! Senin izini sürüyoruz nicedir. Öğrendik ki tenhalara gitmişsin. Seyrek cami saflarındasın, bazen nadide gençlerin Kur’an dersi verdiği halkalardasın. Bazen garibe umut olan yardımları götüren kervanlardasın. Bazen evine az uğrayan dava delilerinin gönlünde çarparsın. Hizmette sağına soluna bakmadan, kim yapmış, kim yapmamış bakmaksızın koşan hizmet aşıklarıylasın. Ümmetin derdini, davanın yükünü omuzlayanlarlasın.

Eyy aşk! Bize de uğrar mısın bir seher vakti? Ey diriliş çığlığı uyandır bizi gafletten! Tat ver hayatımıza ihlas ol amellerimize, şevk ol sönmüş yüreklerimize. Sen konuş biz susalım. Sen anlat dinleyelim. Yoğunluktan, zorluklardan ve engellerden dem vuranlara inat, bahaneler, küskünlükler, beklentiler kuyusunda sessiz kalanlara inat gel ve koştur bizi, yor ve yoğur. Taa ki pişelim. Çünkü Allah’a ulaşmanın kolay bir yolu yoktur. Hira’lar hep sarp ve engebeli. İnziva düşmemişse payımıza bari Hira’lara yemek taşıyan olalım Hatice(r.a) misali. Ya örümcek olalım hakkın müdafaasında ya güvercin. Rahat ve konfor düşkünlerine inat Mehmet Sudan gibi hasır üzerinde sabahlayalım Kur’an dersinin azmi için.

Ey aşk! Gözümüzde yaş ol, secdelerde huzur ol. Ey tan yerini ağartan bizi aşka meftun eyle!

Ey aşk sen hala buralardasın! Gönüller kurumaya yüz tutarken şehadet kokulu secdelerde hatırlatırsın kendini! An olur Sacit’çe secdelerde, huzur-u ilahîde görünürsün bizlere. Terk etmezsin bizleri. Ya Rabbi bizi aşksız, aşıksız bırakma! Bizi şehadetten ve şehitlerden ayırma. Ta ki aşka dönüşsün varlığımız...

Yazarın Diğer Yazıları