Tarihin tekerrürü ve ders alınmayışı
“Tarih tekerrürden ibarettir derler. İbret alınsaydı hiç tekerrür eder miydi tarih”.
Esasında tarihin tekerrür etmesi, yaşanan olaylara bağlanan sonuçların tekerrür etmesidir. Yoksa yaşanan olayların bire-bir tekrarlanması değildir. Hakikaten, tarihte yaşanan hadiselerin neden, niçin, nasıl denklemine baktığımızda ciddi anlamda benzerlikler olduğu görünmektedir.
Günümüzde yaşanan hadiselere ve bu hadiselere bağlanan sonuçlara baktığımızda, benzer hadiselerin ve sonuçların geçmişte de yaşandığını görebiliyoruz.
Tarihin tekerrür etmesinin nedeni ise insanların akıl etmemesidir. Nitekim insanoğlu yaşadıklarını ve yaşattıklarını unutan bir varlık olduğu sürece de tarih tekerrür etmeye devam edecektir. Tarihin tekerrürü, insanoğlunda, hatalarından ders almak ve/veya akıllanmak gibi bir opsiyon bulunmadığı sürece de devam edecek bir önermedir.
Bu önermenin tarafları olan mazlum ve zalim tarihten ders çıkarmamaktadır. Tarihin tekerrürü önermesine zalim ve mazlum açısından yaklaştığımızda;
Gerçekten zalimlerin akıllanmadığına her dönem şahit oluyoruz.
Geçmişte yaşanmış hadiselere ve sonuçlarına baktığımızda zalimin zulmünün devamlı olmadığı ve zalimin er ya da geç yenilgiye uğradığını görüyoruz. Aynı zamanda diktatörlerin tarihin çöplüğüne gömüldüğüne, mazlumların ahı tuttuğunda da dikta rejimin sahiplerinin yalnız bırakıldıklarına tarih şahitlik etmektedir. Yine dikta rejimlerin müddeti geçtiğinde, diktatörlerin de korkunç sonla yalnız bırakıldıklarına şahit olmaktayız.
Bugünün zalimleri akıl etmediklerinden, zulümlerin daimi olacağını zannediyorlar. Zalimlerin tarih boyunca kendilerini güçlü zannederek mazlumlara her saldırdıklarında ağır hezimet yaşadıklarını görmelerine karşın bundan hiç ders almadıkları görünmekte.
Günümüzün Firavunu olan Sisi`nin firavunlaşarak yapmış olduğu katliamlar ve son minvalde Mursi`ye idam cezası verdirmesi de son Yüzyılda yaşanan zulmün nirvanasıdır.
Zulümlerin nirvanası aynı zamanda sonun da başlangıcı olmaktadır.
Madalyonun diğer yüzü olan mazluma baktığımızda ise;
Zalimler kadar mazlumların da tarihten ders almadığını görüyoruz. Zaten tarihte ders almak sadece zalimlere has bir olgu değildir.
Mazlumun tarihten ders alıp geçmiş dönem mazlumlarının yapmış oldukları hataları yapmamaları lazım.
Bugün Mısırda yaşananlar dâhil olmak üzere dünyanın mazlum bölgelerinde yaşanan zulümlerin devam etmesinin bir nedeni de mazlumun da akıllanmayıp tarihten ders almayışıdır.
Zalimlerin karakterinin zulüm olduğu tarihten çıkarılması gereken en önemli ders olmasına rağmen; mazlumlar, zalimleri dün olduğu gibi bugün de tanı(ya)madı. Mazlumların tarihten ders almayışlarıyla hem kendileri mazlum oldular, hem de başkalarına mazlumiyeti yaşattılar. Bundan dolayı, Mısır başta olmak üzere mazlum coğrafyada zalimlerin zulmüne uğrayan mazlumların tarihe bakmaları ve tarihten ders almaları gerekir.
Neticede Mısır`da verilen idam kararları, zulmün karakterinin de değişmez olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.
Nihayetinde ise şehitler ümmetin kazanımları olmakla birlikte, mazlumların da bu karakterleri yakından tanımalarına ve bir kez daha bunun farkına varmalarına vesile olacağını umut ediyoruz. Her bir idamın, mısır firavununun tahtını alttan oyan bir tahta kurdu olacağı da şüphesiz tarihten edinen bir tecrübedir.