• DOLAR 34.335
  • EURO 36.36
  • ALTIN 2837.93
  • ...
  1. Öcalan Liderlik Yolunda-3

Önceki yazımızda Öcalan’ın Mazlum Doğan’ı rakip olarak gördüğü için cezaevinde onu infaz ettiği yönünde ciddi delillerin olduğunu söylemiş bu delillerden bazılarını vermiştik. Aynı zamanda Mazlum Doğan’ın öldürülmesi ile alakalı iki iddianın olduğundan bahsetmiştik. Mazlum Doğan’ın intihar ettiği veya kendini yaktığı ile alakalı çelişkili beyanların olduğunu söylemiştik. Bu çelişkili beyanları biraz somutlaştıralım.

PKK’nin yayın organı Serxwebûn Mayıs 1982 sayısında Mazlum Doğan’ın ölümü ile alakalı şunları yazıyor:

“Serxwebûn’a ulaşan bilgilere göre katliam şöyle gerçekleştirilmiştir: Zindandaki direnişi örgütlediği, çeşitli işkence uygulamaları ile ilgili bilgileri dışarıya sızdırıp yayınlattığı gerekçesiyle PKK Merkez Komite üyesi Mazlum Doğan, Mart ayının ikinci haftası ile birlikte yoğun bir işkenceye alınmış 21 Mart’a kadar süren akılalmaz işkencelere rağmen direnişini sürdürmesi üzerine hücresinde boğularak hunharca katledilmiştir.

PKK’nin yayın organının yukarıdaki ifadesine göre Mazlum Doğan kendisi intihar etmemiş cezaevi yönetimi tarafından boğularak öldürülmüştür.

Haberin verilme şeklini derginin küpüründen okuyunca haber metninin tamamen algı üzerine oluşturulduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Haber kurgusuna Mazlum Doğan ile beraber çok sayıda PKK’li militanın beraber öldürüldüğü izlenimi verilmektedir. Halbuki habere konu olan diğer ölümler farklı zamanlarda gerçekleşmiştir.

Bu defa PKK’nin resmi haber ajansı ANF’nin Mazlum Doğan’ın ölümü ile alakalı vermiş olduğu habere bakalım:

“5 Nolu” olarak bilinen Diyarbakır zindanına gönderilen Mazlum Doğan, tarih yazacak direnişi daha ilk günden hedefine koymuştu. Türk devletinin mahkemelerinde amansızca PKK hareketini savunan Mazlum Doğan, faşist cunta rejiminin uyguladığı vahşetin doruğa çıktığı günlerde 21 Mart 1982’de üç kibrit çöpüyle Newroz’u kutlayarak yaşamına son verdiğinde hem içeride hem de dışarıda özgürlük hareketinin en kritik eşiğinde direniş geleneğini başlattı. 1

Serxwebûn Mazlum Doğan’ın öldürülmesinden iki ay sonra olayı anlatırken “cezaevi idaresi tarafından öldürülmüş” olarak anlatıyor PKK’nin haber ajansı “kendisini yakarak öldürdüğünü” söylüyor. Önceki yazımızda bilerek ve isteyerek PKK’nin Mazlum Doğan’ın öldürülmesini 21 Mart’a denk getirdiğini ve “kendisini yakarak öldürdü” yalanını ortaya attığını belirtmiştik.

Mazlum Doğan’ın bu şekildeki bir ölümü örgüt mensuplarına kan verecek, “Newroz Ateşi” Mazlum Doğan’ın şahsında örgüt mensupları için daha anlamlı hale getirilecekti. Kaldı ki sonraki yıllarda Newroz ateşi ilk olarak Mazlum Doğan’ın memleketi Karakoçan’da yakılacak ve bu gelenek haline getirilmeye çalışılacaktır.

PKK ve siyasi uzantıları, yıllarca Öcalan tarafından infaz emri verilen Mazlum Doğan’ı “kendisini yakarak Kürt halkının sembol ismi” haline getirmeyi başardı. Örgüt mensupları tarafsız bir şekilde daha doğrusu kendi ifadeleriyle “öz savunma” ile örgütün geçmişini örgüt kaynaklarıyla bile kurcalasalar bu hakikati göreceklerdir.

PKK Avukatı Hüseyin Yıldırım’ın Mazlum Doğan ile ilgili Verdiği Demeç

PKK yayın organı Serxwebûn, Kasım 1982 sayısında o zaman PKK avukatlığını yapan Hüseyin Yıldırım’ın bir demecini yayınlıyor. Demeçte Mazlum Doğan ile alakalı bölümde şu ifadelere yer veriliyor:

“Sömürgeciler, yaşamasına daha fazla tahammül edemedikleri PKK önderlerinden Mazlum Doğan’ı 21 Mart 1982 günü uyguladıkları işkencelerden sonra boğazlayarak katlettiler. İsmi hala tespit edilemeyen birkaç kişi oldukları bilinmeyen birçok PKK militanını da kurşuna dizdiler.”  

Mazlum Doğan’ın Kendini Astığı İddiaları Üzerine

Yukarıda Serxwebûn dergisinin ve PKK’nin o dönemdeki avukatı Hüseyin Yıldırım’ın Mazlum Doğan’ın cezaevi idaresi tarafından öldürüldüğü ile alakalı beyanatlarını paylaştık. Peki, Mazlum Doğan’ın kendini astığı iddiası nereden çıktı?

Öcalan, 1996 yılının Mart ayında Newroz ile alakalı değerlendirme yaparken Mazlum Doğan’ın kendini astığı iddiasını ortaya atıyor. Verdiği demeçte şu ifadeler geçiyor:

“Biri kendini asarak(Mazlum Doğan), dördü kendini yakarak(Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner), diğer dördü de kendini kurutarak(ölüm orucu) cevap oldular.”

Öcalan’ın verdiği demeçte ilk defa Mazlum Doğan’ın kendini astığı iddia ediliyor. Aradan 14 yıl geçmesine, PKK’nin o dönemdeki en bilinen yayın organı Serxwebûn dergisi haberlerine ve PKK’nin o dönemki avukatının beyanlarına rağmen Öcalan tarafından Mazlum Doğan’ın kendini astığı belirtiliyor.

Aradan geçen yıllardan sonra ne hikmetse bu defa Mazlum Doğan’ın kendini yaktığı yalanı ortaya atılıyor. Özellikle PKK’nin siyasi kanadı her Newroz’da Mazlum Doğan’ın kendisini yaktığını ve Newroz ateşini daha da anlamlı hale getirdiğini söylüyor. 

Bazı Sorular

İşin özü burada kaynak olarak sadece PKK’nin resmi dergi, kitap ve ajansını verdik. PKK’nin resmi kaynaklarındaki bu kadar tutarsızlığın nedeni ne olabilir?

Özellikle Öcalan, ilk yıllarda Mazlum Doğan ile alakalı neden demeç vermekten çekiniyor? Mazlum Doğan’ın infazından sonra uzun yıllar boyunca neden verdiği demeçlerde “Diyarbakır Direnişi” diyerek Mazlum Doğan’ı anmıyor?

Aradan geçen uzun yıllardan sonra avukatının “cezaevi idaresi tarafından boğularak öldürüldü” demesine rağmen Mazlum Doğan’ın kendisini astığını söylüyor?

Kurduğu akademiye “Mazlum Doğan Akademisi” adını gelecek tepkileri ortadan kaldırmak veya Mazlum Doğan olayının irdelenmemesi için mi veriyor?

İşin özeti, Öcalan kendisi için en büyük rakip olarak gördüğü iki isimden birini bir şekilde cezaevinde infaz etti. Bu infazı gizlemek için Mazlum Doğan’ı kahramanlaştırdı. Mazlum Doğan’ın çelişkili ölümünü zamanla değiştirerek aralanma ihtimali olan sır perdelerini bu şekilde ortadan kaldırdı.

Mazlum Doğan önceki yazımızda da dile getirdiğimiz gibi PKK’ye “Apocular” denilmesinden rahatsız olmuş, Öcalan’ın örgütü Marksist-Leninist fikir çizgisine taşımasını kabul etmemiş ve Öcalan’ın MİT bağlantısı ile alakalı şüpheleri olduğundan dolayı Mazlum Doğan’ın infaz etmiştir.

Öcalan’ın siyasi olarak başardığı önemli hususlardan biri hiç şüphesiz örgüt içi infazlardır. Hem bu infazları yapıp hem de infaz ettiği kişileri kahramanlaştıran bir başka örgüt yoktur. İlerleyen yazılarımızda bunun somut örneklerini göreceğiz. Köyleri basıp çocuk, kadın demeden katledecekler, halka “biz yapmadık” diyecekler. Fakat resmi yayın organlarında “hainler infaz edildi” şeklinde vereceklerdir. Herhangi bir değer yargısı olmayan bir örgütten başka bir şey beklemek beyhudedir…

Devam edecek…

Kaynaklar:

1) https://anfturkce.com/guncel/newroz-sehitleri-taslak-168343