• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Geçtiğimiz günlerde Adana’da HÜDA PAR İl Başkanlığı’na 72 yaşındaki biri tarafından bıçaklı bir saldırı gerçekleşti. Bıçaklı saldırıda İl Başkanı Salih Demir yaralanırken İl Sekreteri Sacit Pişgin ise şehid edildi. Allah-u Teâlâ şehid edilen güzel insan Sacit kardeşimizin şehadetini kabul eylesin, mekânı cennet, makamı âlî olsun.

Namazdayken şehid edilmek, her insana nasip olmayan bir mertebedir. İsmiyle müsemma Sacid kardeşimize Rabbimiz namazda şehadet şerbetini içmeyi nasip etti. Demek ki layık bir insanmış. Gerçi hayatı boyunca yaptığı İslami hizmetlere baktığımızda gerçekten de layık biri olduğunu görüyoruz. Gayretli kardeşimiz zaten şehid gibi yaşamış, Allah da ona şehadeti nasip etmiş.

İslami hizmet yolunda şehid edilen diğer arkadaşları Yasin, Turan ve Aytaç gibi Sacidimizin de kanı İslami davanın önünü daha fazla açacaktır. Çünkü şehidlerin kanı berekettir. Şehadet bir kayıp değil bilakis kazançtır.

Evet, Sacidimizin gidişine üzüldük, mazlumca şehadetine gözyaşı döktük, geride bıraktığı çocuklarına baktığımızda hüzne boğulduk; ama eminiz ki bu gidiş beraberinde birçok güzelliği de, birçok kazancı da getirecektir. Bundan sebep biliyoruz ki Sacid kardeşimiz kazandı, dava kazandı, İslam ve Müslümanlar kazandı.

Mübarek olsun Sacid kardeşimizin şehadeti bir kez daha. Yolu yolumuz, davası davamızdır. Bize düşen; emanetlerine sahip çıkmaktır, davasını sürdürmektir, iyilik tohumları ekmeye devam etmektir, yolunu kaybetmişlere yol göstermektir.

Evet, yaklaşık bir haftadır bu saldırıyla ilgili çok muhtelif yorumlar yapılıyor; kimi bu menfur saldırının münferit olduğunu, kimi ise bu saldırının derin bir bağlantısının olduğunu söylüyor. Herkesin merak ettiği ve bir an önce açığa çıkmasını istediği konu bu. Saldırı ile ilgili detaylar ve katilin bağlantıları tam olarak öğrenildiğinde bazı hususlar da netleşecektir muhakkak.

Katil ifadesinde söyledikleriyle hiç kimseyi inandırmış değildir. Dolaysıyla bu saldırının bağlantılarına, oluş şekline ve en önemlisi de bu saldırının yapılmasına sebep olduğu düşünülen gelişmelere bakmakta fayda vardır.

Hatırlarsınız; 14 Mayıs seçimleri sürecinde CHP, Zafer Partisi gibi partiler başta olmak üzere kimi siyasetçi ve yazar-çizerler HÜDA PAR’ı kriminalize ederek söylemler geliştiriyordu. Toplum nezdinde olumsuz algılar oluşturarak HÜDA PAR’ı milletin gözünde suçlu gösterme çabasındaydılar.

Millet İttifakı’nın ana partisi CHP seçim kampanyasının tamamını neredeyse HÜDA PAR üzerinde şekillendirdi. Öyle ki kullanılan dil beraberinde HÜDA PAR’a yönelik saldırıları getirdi. Seçim sürecinde HÜDA PAR’ın Mersin’de kurmuş olduğu seçim standına silahlı saldırı gerçekleşti. Aynı şekilde Trabzon’da da kurulan HÜDA PAR standına saldırılar oldu.

Tüm bunlar sorumsuz siyasetçilerin kullandıkları sorunlu dilden kaynaklandı. HÜDA PAR’A yönelik nefret ettirici, kimi zaman da şeytanlaştırıcı dil seçmenlerin ayrışmasına ve düşman görülmesine sebep oldu.

HÜDA PAR ısrarla şiddeti teşvik eden nefret dilinin toplum üzerinde olumsuz davranışlara neden olduğunu ve olacağını belirterek siyasetçilerin sorumlu ve kucaklayıcı bir üslup kullanmaları gerektiğini tembih etti. Ama, “amaca ulaşmak için her yol mubahtır” anlayışında olan siyasetçiler bu uyarı ve hatırlatmalara sarf-ı nazar etti.

Adana’da yaşanan menfur saldırı siyaset kurumu başta olmak üzere toplumun tüm bileşenlerine çatışmacı ve düşmanlaştırıcı dilin ve anlayışın derhal terk edilmesi gerektiğini hatırlattı. Çünkü ne yazık ki siyasi popülizm gereği kullanılan çatışmacı dilin bedelini mazlumlar ödüyor.

Bu hakikatin farkında olunarak ilkeli bir siyasetin, sorumlu ve birleştirici bir anlayışın siyaset kurumunda hâkim olması için tüm duyarlı siyasilere ciddi anlamda sorumluluklar düşüyor.

Umarım bu anlayışı hâkim kılmak için tüm siyasi partiler üzerine düşen mesuliyeti yerine getirir ve böylece Adana’daki gibi menfur bir olay bir daha yaşanmaz.

Bu vesileyle Şehid Sacid kardeşimizi bir daha rahmetle anıyorum. Ve inşallah en kısa zamanda bu menfur olay tam anlamıyla aydınlanır, detaylar ve ayrıntılar ortaya çıkar ve herkes hak ettiğini bulur.