• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

“Öğretmenler Günü” ile ilgili farkındalık çalışmalarının yapıldığı bu günlerde bir muallim olarak gönderilen Hz. Peygamber (sav)’i konuşmak, hayatından kesitler sunmak, eğitici yönünden örnekler vermek gerekmektedir. Çünkü O tarihte iz bırakmış, gönüllere nakşolmuş en önemli ve en sevilen eğitimcidir.

Nasıldı peki O’nun eğitim metodu, insani ilişkileri nasıldı, öğrencilerini yetiştirirken ve onlara bir şeyler anlatırken nelere dikkat ederdi, neler yaptı da kısa sürede ortaya koyduğu anlayış topluma ve dahi kıtalara hâkim oldu? 

O’nun eğitim metodunda gönle dokunmak vardı. O’nun sözleri yüreklere işliyordu. Bu yöntemle insanların kalplerini, zihinlerini aydınlattı. Karanlık bir dönemde olan topluma, ilahi mesajları götürerek onları aydınlığa çıkardı. Benimsemiş olduğu nebevi eğitim anlayışıyla dünyaları değiştirdi, İslam’ın sesini ve mesajını kıtalara duyurdu.

Bedevi bir topluluktan medeni bir nesil çıkardı. İnsani tavır ve davranışlar sergilemekten uzak, birbirlerine düşmanlık eden, cehalet bataklığında olan bir toplumu eğiterek onları örnek bir toplum haline getirdi.

O sadece bir kesime öğretmenlik yapmadı, O sadece bir kesimi yetiştirmedi, O sadece kendi yaşıtlarına, kendi akranlarına eğitim vermedi. O, kadınıyla erkeğiyle, genciyle ihtiyarıyla toplumu bir bütün olarak eğitti.

O, hem küçüklerin hem de büyüklerin öğretmeniydi. O, hem bayanların hem de erkeklerin eğitmeniydi. O, hem merhametli babalar yetiştirdi hem de cenk meydanlarında düşmana emân vermeyen cengâverler yetiştirdi.

O, bir taraftan Fatıma, Hatice, Zeynep gibi İslam kadınlarını yetiştirirken diğer yandan nebevi anlayıştan uzak kalmış topluma önderlik ve rehberlik edecek hareket adamları yetiştirdi. O’nun yetiştirdiği öğrenciler yaşantılarıyla o cehalet devrini “saadet devri”ne çevirdi.

O, çağın insanlarına ilahi mesajları anlatarak onlara hem dünyada mutlu olmanın hem de ebedi âlemde saadete ermenin yollarını gösterdi. İlahi kelama sarıldıkları ve sırat-ı müstakimden ayrılmadıkları müddetçe necata erişeceklerini anlattı.

İnsanlık ailesinin daha huzurlu ve daha mutlu bir hayat sürmesi için erdemli davranışlarının neler olduğunu bir bir anlattı. Bunları anlatırken aynılarını kendi hayatında uyguladı. Zaten en önemli özelliği buydu. Sadece anlatmakla kalmıyordu, anlattıklarını evvela kendi yaşıyordu.

Yaşantısı ve kucaklayıcı öğreticiliği, O’nun herkes tarafından sevilmesine vesile oldu. Yaşarken öğretiyordu, öğretirken eğitiyordu, eğitirken sevdiriyordu. Sert, kaba ve asık suratlı değildi. Tebessüm eden, tahammül eden, müsamaha gösteren nazik, naif ve nezaketli idi.

Yanlış yapana karşı çok sabırlı ve hoş görülüydü. Eğitirken ceza vermek, tarzı ve anlayışı değildi. Müminin yitik malı olan ilim ve hikmet, hayatının bir parçasıydı. Her işinde hikmetle davranıyordu. Bu metotla yanlış yapanlara doğrusunu öğretiyordu.

Güzel üslubu, yumuşak huyluluğu, sabırlı oluşu, muhatabında iz bırakan ahlakı, eminliği, dürüstlüğü; O’nu toplumda emsalsiz kılıyordu. Bu açıdan O en çok aranan, en çok başvurulan, en çok tercih edilen kişiydi. Büyüklerin sevdiği, küçüklerin saygı duyduğu ve herkesin kendisinden emin olduğu bir şahsiyetti O.

Öğretmek, eğitmek, yönlendirmek O’nun has özelliklerindendi. Eğitim metodunda kolaylaştırmak, sevdirmek vardı. Zorlaştırarak insanları bıktırmanın doğru olmadığını düşünüyordu. Doğru yapanı, çok çalışanı, olumlu davranışlar sergileyeni taltif ediyor, ödüllendiriyordu.

İnsanların seviyesine iniyor, herkesi durumuna göre değerlendiriyordu. Empati duygusuyla hareket ederek insanların halet-i ruhiyesine göre davranışlar ortaya koyuyordu. Anlaşılır ve yalın bir dil kullanarak eğitim görenleri yetiştiriyordu. Bu yöntem, eğitim ve öğretimde niteliği ve başarıyı artıran bir stratejiydi.

Kimi zaman soru sorarak muhataplarının dikkat ve ilgisini çekiyordu. Soru sorarak öğretme metodu, uyguladığı bir yöntemdi. Amacı, öğretmek olduğu için en faydalı yöntemler hangileriyse o metotları uygulayarak muhatabında değişimi bekliyordu.  

Mükemmel ve eşsiz bir şahsiyet olduğu için O’nun tedrisinden geçen öğrenciler de O’nun gibi tarihe iz bırakan kişiler oldu. O’nun yetiştirdiği öğrenciler gittikleri memleketlerde ortaya koydukları eğitim metoduyla nebevi bir iklimin yaşanmasına ve toplumun eğitim seviyesinin yükselmesine vesile oldu.

Bu yazılanlar, O’nun eğitimci yönünün bilinmesi açısından ehemmiyet arz etmektedir. Bundan sebep, tüm zamanların en iyi öğretmeni olan Hz. Muhammed (sav)’in eğitim metodunun çağımızda da uygulanmasına son derece ihtiyaç vardır. Nitelikli, ahlaklı, erdemli, şahsiyetli bir nesil yetiştirilmek isteniyorsa, mutlaka o eşsiz muallimin yaşantısının ve eğitim metodunun örnek alınması gerekmektedir.