Kerbela tarihi bir destanın yazılış sahnesidir
Bugünlerde İslam tarihinin en acı olaylarından olan Kerbela hadisesini konuşuyoruz. Uzun yıllardır her Muharrem ayı geldiğinde gündem konularımızdan biri Kerbela hadisesidir. Bu ay boyunca özellikle de Aşura gününde Kerbela’yı konuşuyor, Hz. Peygamberin torunu İmam Hüseyin’in Kerbela çölünde ortaya koyduğu onurlu mücadeleyi ve bu mücadeleden alınması gereken dersleri anlatıyoruz.
İmam Hüseyin neden ölümü göze alarak Yezid’e karşı bir mücadele ortaya koydu, kıyamının sebepleri neydi, hareket metodu nasıldı? Kufe halkının kendisine ihanet edeceğini, Yezid ve askerlerinin kendisine ve ailesine hayat hakkı tanımayacağını bilmiyor muydu? Kerbela denince akıllara sadece Hz. Hüseyin ve yarenlerinin şehadetleri mi gelmelidir? Eğer sadece şehadet akıllara gelmeyecekse, peki Kerbela denince akıllara başka neler gelmelidir?
Evet, bugünler İmam Hüseyin’i, Kerbela’yı anlama günleridir. Kerbela olayından nice dersler çıkarma günleridir. Bu açıdan bugünlerde tüm ehl-i imanın Kerbela’yı anlaması için yoğun bir arayış ve çaba içinde olması gerekmektedir. Bundan dolayı her şeyden evvel Kerbela’yı anlamak için Hz. Hüseyin’in yola çıkış sebebini, hareket metodunu, neden zillet bizden uzaktır dediğini bilmek gerekir.
Hz. Hüseyin’in mücadelesi ve yola çıkış sebebi, dedesi Hz. Muhammed (sav)’in önderliğini yaptığı aziz davaya sahip çıkmak içindi. İmam Hüseyin gördü ki, dedesinin getirdiği davanın adil nizamını birileri kendi çıkar ve menfaati için kullanıyor ve aziz İslam’a çok büyük zararlar veriyor. Bunun için eğer İmam Hüseyin, Yezid’e karşı kıyam etmeseydi, İslam’ın pak ve temiz mesajları toplum tarafından tam olarak anlaşılmayabilirdi. İmam’ın yola çıkış sebebi, mal, makam, zenginlik, tanınırlık değildi, onun mücadelesi aziz davanın selameti, mesajlarının gerçek anlamda topluma ulaşması içindi.
O, dünyevî tüm teklifleri elinin tersi ile itti. Hiçbir teklifi kabul etmedi. Ona boyun eğmeyi teklif ettiler, kabul etmedi. Ona dünyalık teklif ettiler, kabul etmedi. Ona davasından ve değerlerinden taviz vermek için tekliflerde bulundurlar, kabul etmedi. Sevgili dedesi gibi davası için tavizsiz oldu. Zillet altında yaşamaktansa, izzetli ve onurlu bir şekilde Allah yolunda ölümü seçti.
Bu açıdan şehitlerin serveri, Resul-i Zişan’ın göz nuru, Ali’nin ciğerparesi, Fatıma’nın gülü İmam Hüseyin’in kıyamında, mücadelesinde ve Kerbela çölünde ortaya koyduğu hareket metodunda nice misaller, nice örnekler ve nice dersler vardır. Çağın Hüseynîlerine düşen, bu örneklikleri kendi hayatlarında uygulamak, yolundan yürümek, bıraktığı mirasa ve davasına sahip çıkmaktır. Çünkü Kerbela’yı anlamak, Hz. Hüseyin’in davasına sahip çıkmayı gerektirir.
Hz. Hüseyin gam ve keder sahrası Kerbela’da ortaya koyduğu kıyamla, günümüz Müslümanlarına çok önemli bir mesaj bırakmıştır. Mesajı, zalime ve zulme hiçbir zaman boyun eğilmeyeceği gerçeğidir. Sayıca az olunsa bile İslam’ın selameti ve aydınlık geleceği için feda olmaktan, bedel ödemekten geri durulmayacağı hakikatidir. İmam Hüseyin tüm bunları göze alarak kıyamını gerçekleştirdi, Yezid’e ve zihniyetine teslim olmadı.
İmam Hüseyin Kerbela’da Yezid’e teslim olsaydı, o güne kadar İslamî değerleri yozlaştıran, cahiliye devrinin uygulamalarını geri getiren, Hz. Peygamberin aziz İslam ile şereflendirdiği temiz toprakları cehaletin pisliğiyle kirleten ayyaş Yezid’in yaptıklarını onaylamış olacaktı. Ama o teslim olmayı aklından bile geçirmedi. Zulme ve zalime, cahile ve cehalete, kaosa ve kargaşaya, yanlışa ve yozlaşmaya, ifsada ve bozgunculuğa sarf-ı nazar etmedi, yapılan siyasi oyunları görmezden gelmedi. Kanıyla büyük insanlık ailesine destansı bir mücadele tarihi bıraktı.
Bundan sebep, Kerbela bir mekteptir, bir üniversitedir, baş hocası Hz. Hüseyin olan bir medresedir. Kerbela, Hüseyince yaşamak, Hüseyince ölmektir. Kerbela, şehadetle dirilmek, ölüme meydan okumaktır. Kerbela, Kur’an ve sünnet uğruna her şeyden vaz geçmek, serdengeçti olmaktır. Kerbela, tarihi bir destanın yazılış sahnesidir, zalime başkaldırının ve direnmenin adıdır. Şairin dediği gibi, “Kerbela, yeryüzünde bir daha Kerbelalar yaşanmasın diye Yezid’lere başkaldırmaktır.”