“Dervişe Sormuşlar”
Sevincin ve acının, mutluluk ve hüznün birlikte yaşandığı hayatın ne olduğunu öğrenmek mi istiyorsunuz?
Kimi zaman sağlığın kimi zaman hastalığın vuku bulduğu hayat serüveninde en zor olanın ne olduğunu mu bilmek istiyorsunuz?
Zorluk ve zahmetin, sıkıntı ve problemin yoğun bir şekilde yaşandığı hayatta kişiyi dinleyen ve anlayan birinin olduğunda en güzele erişildiği hakikatinin idrakine varan tasavvuf ehli bir Sufî’den nasihatler mi dinlemek istiyorsunuz?
O halde gelin çok konuşmayan, boş konuşmayan, kem konuşmayan; sözleriyle düşündüren, eğiten, tefekküre yönlendiren Derviş’e kulak verin:
Sormuşlar dervişe; “Hayat nicedir?”
Demiş ki; “Hayat bilmecedir. Attığın her adım bir hece. Çözene gündüz, çözemeyene gecedir.”
***
Dervişe sormuşlar: “En zor olan nedir?” “Sözdür” demiş. “Anlatması da zor, anlaması da...”
***
Dervişe sormuşlar; “İnsanın başına gelecek en güzel nasip nedir?”
Derviş demiş ki; “Herkesin bir şeyler anlatmak istediği şu yalan dünyada, seni dinlemek isteyen birine rastlamaktır.”
***
Dervişe sormuşlar; “Nasıl olalım?”
Derviş dedi ki;
“Musibet karşısında; metanetli
Cehalet karşısında; marifetli
Husumet karşısında; mağfiretli
Kötülük karşısında; hayır sahibi
Kabalık karşısında; letafetli ol ki
Yaradan seni sabrından ötürü sevsin.”
***
Dervişe sormuşlar; “Evlilikte uzun yılları nasıl devirdiniz.”
Cevaplamış derviş; “O deli olduğu zaman ben veli oldum, ben deli olduğum zaman o veli oldu.”
***
Dervişe sormuşlar; “Nasıl insan oluruz?”
Derviş “Üç adım atmakla” diye cevap vermiş;
“Önce sana kötülük yapanlara kötülük düşünmemen gerekir. İnsanlığa attığın ilk adım işte budur. Sana kötülük yapanlara iyilik yapabildiğin an ise, ikinci büyük adımı atar ve hakiki insan olmaya başlarsın. Nihayet, sana iyilik yapanla kötülük yapan arasında bir fark hissetmeyecek hâle geldiğin zaman ise insan olursun.”
***
Dervişe sormuşlar “Arif kimdir?”
Derviş de demiş ki; “Derdini sade anlatan adam dertlidir. Güzel anlatan edebiyatçı, hâliyle anlatan âşık, tebessümüyle örten ariftir!”
***
Derviş’e demişler ki; “Bir adam senin hakkında konuştu.” ne dersin?
Derviş demiş ki; “Kendi sayfasıdır, istediği gibi doldurabilir.”
***
Derviş’e sormuşlar; “İnsan nasıl sabreder?”
Derviş dedi ki; “Unutursun sabredersin, bu en güzelidir. Kabul edersin sabredersin, bu en doğrusudur. Vazgeçersin sabredersin, bu en zorudur. Bir de işini Allah’a havale eder sabredersin, İşte bu, en yücesidir.”
***
Dervişe sormuşlar; “Huzuru nasıl buldunuz?”
Derviş cevap vermiş; “Rızkımı kimsenin yemeyeceğini anladım sakinleştim. Allah’ın beni her daim gördüğünü anladım hayâ ettim. İşimi kimsenin yapmayacağını anladım işe koyuldum. İşimin sonu ölümdür ona hazırlandım. İyilikleri çoğalttım, kötülükleri azalttım.”
***
Dervişe sordular; “Nasıl isteyelim?”
Derviş dedi ki;
“Bir şey istersen insandan isteme; verse minnettir, vermese zillettir.
Sen Allah'tan iste; verse nimettir, vermese hikmettir.”