• DOLAR 34.549
  • EURO 36.642
  • ALTIN 2919.093
  • ...

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı doğal olarak tüm dünyayı etkiliyor. Savaşın başladığı günden bu yana gündemin en çok konuşulan, tartışılan konusu Ukrayna’da yaşanan gelişmeler. Türkiye’de de gündem genel olarak Rusya-Ukrayna savaşı ancak aynı zamanda siyasi gelişmeler de olmuyor değil. Bu gelişmelerden biri, 6 muhalefet partisinin dört gün önce Ankara’da yaptığı toplantı.

Toplantıda 6 muhalefet partisi Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metnini kamuoyuna açıkladı ve sonrasında bu metne parti genel başkanları birlikte imza attı. Hedefleri, Haziran 2023’te yapılacak olan seçimleri kazanmak ve mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçmek.

Muhalefet partileri, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemini ilk günden bu yana çok ciddi bir şekilde eleştiriyor. Bu sistemin Türkiye’yi derin bir siyasi ve ekonomik krize sürüklediğini ve sorunlara kalıcı bir çözüm üretemediğini, yürütme, yasama ve yargının bağımsız bir biçimde hareket edemediğinden dolayı kişisel bir iktidar yapısının ortaya çıktığını ve bunun da Türkiye’yi krize sürüklediğini söylüyorlar.

Bu sebeplerden ötürü sıklıkla Parlamenter Sisteme geri dönülmesi gerektiğini dile getiriyorlar. 6 Muhalefet partisinin oluşturduğu Millet İttifakı’nın başarılı olup olmayacağını söylemek şimdilik zor olsa gerek. Mutlak ifadelerle, bu ittifak seçimlerde başarı elde edecek diye bir söylem kullanılamıyor. Tabi bunun nedenleri var. Dile getirilen ya da getirilmeyen bazı faktörler söz konusu.

Mesela Saadet Partisi faktörü. Kimileri soruyor; Saadet Partisi’nin Millet İttifakı’nda bulunması ne kadar doğru? Erbakan Hoca’nın Milli Görüş geleneğinden gelen siyasi bir partinin CHP gibi bir partinin öncülüğünde kurulan ittifakta ne işi var? Millet bunu sorguluyor, bildiğimiz kimi Saadetliler bu birlikte hareket etmeyi hala içlerine sindirmiş değiller. Her ne kadar gidişattan memnun değillerse de, Erdoğan’ı çok sert eleştiriyorlarsa da, Saadet’in yerinin CHP’nin, İYİ Parti’nin yanı olmadığını söylüyorlar.

Millet İttifakı bileşenlerini bir araya getiren en önemli faktör, herkesin de malumu olduğu üzere Erdoğan karşıtlığıdır. Bunu çok da saklama ihtiyacı hissetmiyorlar, siyasi yorum ve analizlerde bulunurken bilinçaltlarında bulunun düşüncelerini dışa vuruyorlar. Derinlemesine bir yaklaşımda bulunulduğunda, bu partilerin zihniyet ve düşünce bakımından ve sosyolojik açıdan birbirlerinden ayrı ilkelere sahip olduklarını görmek mümkündür. Ancak Erdoğan karşıtlığı, aralarında bulunan farklılıkları ve ayrılıkları görmelerine engel oluyor.

Muhalefet, uzunca bir metinden oluşan çalışmada neden Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçilmesi gerektiğini açıklayarak bu metindeki maddeleri şimdiden işlemeye, millete götürmeye başladı. Haziran 2023’te yapılacak olan seçimlere kadar bu mutabakat metnini çok sıkı bir şekilde gündemde tutmaya ve bunu millete benimsetmeye çalışacaklar.

Öyle görülüyor ki muhalefetin seçim hazırlığının ilk aşaması tamamdır. Diğer taraftan AK Parti, muhalefetin bu seçim hazırlığına karşı henüz bir cevap vermiş değildir. Başka partileri ittifaka dâhil ederek ya da farklı formüller ortaya koyarak kimi kitlelerin desteğini alarak yoluna devam edeceği düşünülen AK Parti’nin de muhalefete karşı dile getireceği söylem ve çalışmaları olacaktır muhakkak. Nasıl bir söylemle, nasıl bir çalışmayla cevap verecekler, bekleyip görmek gerek. Son durumlar, son gelişmeler, yayınlanan son anket sonuçları AK Parti açısından hiç de iç açıcı değil. Halkın yaşadığı ekonomik sıkıntı ve sorunlar zaten almış başını gidiyor. Halk bu konudan çok şikâyet ediyor.

Bu gelişmelerin AK Parti’ye puan kaybettirdiği bir gerçek. Muhalefet bunu çok iyi kullanıyor. Bundan dolayı AK Parti her şeyden önce yani 2023 seçim manifestosunu açıklamadan evvel milletin ekonomik sıkıntısına çare bulmalıdır. Ekonomik sıkıntılara, hayat pahalılığına, akaryakıt ve gıda zammına, yüksek elektrik ve doğalgaz faturalarına bir çözüm bulmadan ve aynı zamanda milletin ve memleketin çıkar ve maslahatını önceleyen hak ve hakkaniyet üzere olan plan ve stratejiler geliştirmeden, seçimler için halkın huzuruna çıkarsa, halkın vereceği cevap AK Parti’yi memnun edecek bir cevap olmayacaktır. Bunun şimdiden hesap edilmesi gerekmektedir.