• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.825
  • ...

Dünya Kudüs Haftası, Dünya Müslüman Âlimler Birliği ve Filistin Âlimler Birliği’nin ortak girişim ve kararıyla geçen yıl ilan edildi. Geçen yıl bu hafta münasebetiyle bazı etkinlikler yapıldı. Her yıl Recep ayının son haftasında yapılacak etkinliklerle Dünya Kudüs Haftası idrak edilecek. Bu yıl da 25 Şubat – 4 Mart tarihleri arasında birçok yerde muhtelif etkinlikler yapılacak. Hayırlara vesile olsun. Dileriz ki yapılacak etkinlikler, âlem-i İslam arasında Kudüs bilincinin oluşmasına ve ümmetin vahdetinin tesis edilmesine vesile olsun. Öncülük edenlerden ve destek verenlerden Allah razı olsun.

Her Müslümanın Kudüs ve Mescid-i Aksa ile ilgili yapılacak etkinliklere çok ciddi anlamda destek vermesi gerekmektedir. Çünkü bugün Kudüs’ümüz siyonist çetenin işgali altındadır. Mescid-i Aksa’mız terör rejimi askerlerinin murdar postallarıyla kirletilmektedir. Orada yaşayan Müslüman kardeşlerimiz her geçen gün daha büyük zulümlere, saldırılara, ablukalara maruz kalmaktadır. Bu İslam âleminin, izzetli Müslümanların kabul edebileceği bir durum değildir. Bu durumun son bulması için dünya Müslümanlarının Filistinli kardeşlerimize yardım etmesi elzemdir.

Küfür ehli son noktaya gelince bir olmakta, birlikte hareket etmekte ve birbirleriyle yardımlaşmaktadır. Bunu Müslümanlar neden başaramamaktadır? İslam âlemi, neden Müslümanların birlik ve beraberliği için adımlar atamamaktadır, neden vahdeti sağlayamamaktadır? Müslümanların parçalanmışlığı, zalimlere ve işbirlikçi hainlere güç vermektedir. Bu zillet halidir. Bu zillet halinden kurtulmak ve onurlu bir direnişle yeni bir dirilişe adım atmak gerekmektedir.

Âlem-i İslam’ın bu halinden en büyük gücü siyonist işgal rejimi almaktadır. Siyonist rejim, sözde topraklarını her geçen gün genişletmektedir. Filistin toprakları 1917’de İngilizler tarafından işgal edildi, 1948’de ise Yahudilere peşkeş çekildi. Yani o tarihlere kadar israil’e ait hiçbir toprak parçası yoktu. Ancak bugüne baktığımızda siyonist rejime ait topraklar büyümekte, işgal genişlemektedir. 1967’de fiili olarak başlayan Kudüs’ümüzün işgali de hala devam etmektedir.

Dünya Müslümanları yıllardır Filistin davasında üzerlerine düşen gerçek mesuliyeti maalesef yerine getirmemişlerdir. Eğer dünya Müslümanları, İslam ülkeleri işgal rejiminin zulüm, katliam ve işgaline gerçek anlamda ses çıkarmış olsaydı, bugün durum böyle mi olurdu! Eğer dünya Müslümanları bir olup Filistinli kardeşlerimize yönelik yapılan zulüm ve katliamlara karşı onurlu bir duruş sergileyip işgalcilere anladığı dilden mukabelede bulunsaydı, bugün durum böyle mi olurdu. Hayır, kesinlikle durum böyle olmazdı.

Maalesef dünya Müslümanları bugün Kudüs davasına gerçek anlamda sahip çıkmadığından dolayı işgalciler Filistin’deki kardeşlerimize ve kutsallarımıza yönelik her türlü hakareti ve saldırıyı yapıyorlar. İşgalciler, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya istedikleri zaman saldırıyor, camiyi postallarıyla kirletiyor, Müslümanları darp ediyor, halkı evlerinden çıkartıp yerlerine yahudi aileleri yerleştiriyor, uluslararası hukuku hiçe sayıp kazı çalışmalarını sürdürüyor. İşgalcilerin zulmü, işgali bitmiş değil. Zulüm ve işgal devam ediyor ancak ne yazık ve ne acı ki İslam âleminden ise herhangi bir tepki gelmiyor. Aksine siyonist rejimle “yeni bir dönem” ve “normalleşme” konuşuluyor.

Siyonist rejim ile normalleşme olursa, umutlar kırılmış olacak ve Filistin davası büyük bir yara almış olacaktır. Bundan sebep, siyonist rejim ile yeni bir sayfa yeni bir dönem başlatılmamalı, normalleşme olmamalıdır. Biz, Filistin davasına, Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya gönül vermiş Müslümanlar olarak bir avuç kalsak bile siyonist rejimi meşru görmeyeceğiz. Kudüs davası için Filistinli kardeşlerimizin yanında bulunmaya, onları elimizdeki güç ve imkânlarla desteklemeye, toplumda Kudüs bilincini oluşturmaya devam edeceğiz. Bizim amacımız, Kudüs’ün özgürlüğe kavuşmasıdır. Bizim davamız, Kudüs’ün özgürlük davasıdır. Bu açıdan, Kudüs’ün kurtuluşu ve özgür olması için imkânlarımızı seferber etmeye hazırız. Çünkü biliyoruz ki Kudüs özgür olursa ümmet özgür olur, biliyoruz ki Kudüs kurtulursa ümmet kurtulur. Ümmet kurtulursa insanlık huzur bulur. Kudüs’ün özgür olduğu günlere kavuşmak dileğiyle…