Vahşetin Yıldönümü
Bundan 7 yıl önce, Doğu ve Güneydoğu bölgesinde tarihte benzerine az rastlanan olaylar yaşanmıştı. İnsanlıktan nasibini almamış barbar bir güruh Kobané’de yaşananları bahane ederek sokaklara inmişti. Sokaklara dökülen barbar çeteler, her yeri yakmış, yıkmış ve harabeye çevirmişti. Hedeflerinde, bölgede güvenli liman olarak görülen HÜDA PAR camiasını tasfiye etmek vardı.
Batman, Diyarbakır, Mardin başta olmak üzere onlarca HÜDA PAR binalarına, sakallı ve tesettürlü diye birçok Müslüman şahsiyete saldırmışlardı. Tarih böyle bir vahşete daha önce şahit olmamıştı. Sokaklara dökülen çeteler, kana ihtiyaç duyan vampirler gibi Müslümanların kanına dökmeyi hedeflemişlerdi.
Diyarbakır o gün bir başkaydı. O gün benzersiz bir zulüm ve vahşet vardı Diyarbakır’da. Gözü dönmüş vahşiler İslam’ı hedeflerine koyup tüm Müslümanlara yönelik bir katliam girişiminde bulunmak istemişlerdi. İnsanlıktan nasipsiz barbarların hedefinde bu kez Kobané’den gelen fakir ve yoksullara kurban eti dağıtan Müslüman gençler vardı.
Yasin ve arkadaşlarından oluşan gençleri bir binaya sıkıştırdılar gözü dönmüş yüzlerce mahlûk. Kalleş mahlûklar için, tarihte benzerine rastlanmamış vahşete imza atmak an meselesiydi artık! İradelerini batıl bir ideoloji sahiplerine teslim etmiş kanlı örgütün yüzlerce elemanı, önce silah ve kesici aletlerle 4 mazlumu vahşice şehid etti.
O mazlumları şehid ettikten sonra da devam ettiler barbarlık ve vampirliklerine. 4 şehidin mübarek bedenine eziyet çektirdiler, işkence ettiler, üçüncü kattan aşağı attılar, mübarek bedenlerini tekmelediler, yerlerde sürüklediler, üzerlerine benzin döküp yaktılar, tanınmaz hale getirmek için taşlarla kafalarını ezdiler.
Yetmedi vahşiler için bu benzersiz katliam. Arabayla mazlum şehidlerin mübarek bedenlerinin üzerlerinden geçerek alçaklık, barbarlık, vahşilik ve canavarlığın en alasına imza attılar. Etrafta bulunan binalarda oturan vahşi çetelerin sempatizanları da zılgıt çekerek benzersiz vahşete ortak olmuşlardı.
Diyarbakır’ın Müslüman halkı bu tarihi, tarih bu vahşeti unutur mu? Yasin ne yapmıştı, Hasan ne suç işlemişti, Riyad, Hüseyin ne zarar vermişti onlara? Ya Cumali, Turan ve diğer azizler! Bu masum ve fedakâr insanlar unutulur mu?
Bizler, yollarından yürüyenler, ne onları ve ne de onlar gibi canlarını Rabbe kurban eden yiğitleri unutmayacağız. Ey aziz şehidler! Sözümüz olsun ki yolunuzu sürdüreceğiz, ardınızdan yürüyecek, davanızı davamız bileceğiz. Sizler davanın gonca gülleriydiniz, şimdi de aziz şehitleri oldunuz. Şehadetiniz mübarek olsun.
Sen ey güzel yüzlü, mütebessim çehreli Yasin! Ne de bereketli oldu şehadetin. Seni unutmak değil mümkün! Seni ve seninle birlikte şehadet şerbetini içen azizleri, şehadetinizin sene-i devriyesinde yad ediyoruz yeniden. Sizleri unutmayacağız, sizleri her daim rahmetle anacağız. Sizlerin yolunu takip eden gençlerimizi sizin hayat felsefenizle yetiştireceğiz.
Ey aziz şehidler! Sizleri unutmayacağımız gibi 6-8 Ekim vahşetini işleyenleri, vahşetin emrini verenleri ve sessiz kalanları da unutmayacağız. Tarih sizi katledenleri unutmayacak asla! Sizleri katledenler lanetle anılacaklar daima.
Size rahmet, katillerinize lanet olsun.