Toplumsal Birlikteliğe İhtiyaç Var
Covid-19 pandemisinin devam ettiği bu süreçte, toplumu çok ciddi manada etkileyen gelişmelerin yaşanması bazı hakikatlerin ortaya çıkmasına sebebiyet verdi.
Ülkede yaşanan toplumsal sıkıntılar sonrasında vatandaşlar, siyasiler ve iktidar en azından bazı hususlarda yani toplumu bir bütün olarak etkileyen sel, afet, yangın gibi konularda aynı yerde durup meseleye hassasiyetle yaklaşıyor olmaları gerekirdi.
Ancak son yıllarda siyaset kurumunda top koşturan aktörlerin çekişmelerinden ve hatta kimi zaman kavgaya varacak hal ve davranışlarından dolayı her toplumsal meselede taraflar çok farklı düşünmeye, gerginlik oluşturacak açıklamalar yapmaya, olayları sadece kendi pencerelerinden değerlendirmeye başladı.
Bu da maalesef sorunların çözümsüzlüğüne, toplumun kutuplaşmasına ve huzursuzluğa yol açıyor.
Zaten ülkede bir muhalefet sorunu var. İster doğru olsun ister yanlış, fark gözetilmeden muhalefet, iktidarın her iş ve işlemini eleştiriyor.
Bu yaklaşım, halka fayda sağlayacak bir yaklaşım değil, olamaz!
Muhalefetin, olayları vatandaşın gözüyle değerlendirmesi gerekir. Yapılanların, söylenenlerin vatandaşın faydasına mı değil mi diye ele alması gerekir.
İcra makamında olan iktidarı harekete geçirecek güç, muhalefettir.
Muhalefetin yapılan yanlışlara karşı eleştirisi, iktidarı doğru işler yapmaya yönlendirecektir.
Yıllardır söyleniyor ancak bugüne değin Türkiye’deki muhalefet anlayışında olumlu manada değişim söz konusu olmamıştır.
Tabi şunu da söylemek icap eder; Türkiye’de muhalefet sorunu olduğu gibi iktidar sorunu da vardır.
İktidarda bulunanlar da meseleleri adaleti gözeterek ele almaları gerekir. Halka dayalı, halkın yararına olacak, toplumsal birlikteliğe katkı sağlayacak bir siyaset anlayışını benimsemeleri gerekir.
Ülkede bir sorun ve sıkıntı ortaya çıktığında onu çözmek yerine üstünü örtmek, doğru bir yöntem değildir. İktidarın görevi, sorunların üstüne örtmek değil çözüme kavuşturmaktır.
Ortaya çıkan sorunun çözülmesi için muhalefetin iktidarı sıkıştırması doğaldır, olması gerekendir.
Bugün ülkenin en fazla ihtiyaç duyduğu husus, kutuplaşma değil toplumsal meselelerdeki birlikteliktir. Bu birliktelik şuanda çok eksiktir. Çünkü toplumun kavga ve kargaşaya değil, kardeşliğe ihtiyacı vardır.
Siyaset kurumunun, özellikle de meclis çatışı altında faaliyet yürüten milletvekillerinin söylem ve davranışlarıyla topluma örnek ve toplumsal meselelerdeki birliktelik ve duyarlı bir dil kullanma konusunda da öncü olmaları gerekmez miydi?
Bugün birileri yaşanan meseleler üzerinden toplumda gerginlik oluşturmaya, toplumu kutuplaştırmaya, provokasyon yapmaya gayret gösteriyor. Gerçekleri saklayarak algılar oluşturuyor ve böylece milletin birlik ve beraberliğini yıkmak istiyor.
Buna müsaade edilmemelidir. Toplumsal kaostan beslenen şer güçlerin ortaya koymak istediği sinsi planlara alet olmamak için çok hassas davranılmalıdır.
Bundan ötürü, siyaset kurumu başta olmak üzere herkes sorumlu vatandaşlık görevi doğrultusunda hareket etmeli, söylediklerine, yazdıklarına, hal ve davranışlarına ve bahusus üslubuna dikkat etmelidir.