• DOLAR 34.644
  • EURO 36.387
  • ALTIN 2920.681
  • ...
Ülkede yıllardır bitmeyen sorunlar hala devam etmektedir. Sorunların çözümü için gösterilen çaba ve gayretlerin yeterli olmadığı da, gündemi takip edenlerin malumudur. Özellikle devletin etkili ve yetkili idarecileri, sorunları mutlak çözüme kavuşturma düşünce ve isteklerini sürdürmektedir.

Sorunların mutlak çözümü, sadece düşünülen plan ve projelerde kalmamalıdır. Zira plan ve projeleri hayatta doğru bir şekilde uygulama, tatbik etme önemlidir. Bunun yanında sorunların çözümünde sadece beşeri stratejiler izlenmemeli, İslam`ın öngördüğü/tavsiye ettiği çözüm önerileri de dikkate alınmalıdır.

Böyle olmadığı takdirde, somut olarak uygulanan plan ve projelerin hiçbir getirisi olmayacaktır; aksine daha öncelerde olduğu gibi verdiği zararlar çok daha fazla olacaktır.

Peki, bunun önüne nasıl geçilebilecek?


Malum Kürt sorunu, terör sorunu yıllardır devam etmektedir. Vatandaşlar bu sorunlar yüzünden daima huzursuzluk ve endişe yaşamaktadır. Bu sorunları çözmek için çoğu zaman adımlar atıldı, açılımlar yapıldı, değişik projeler üretildi. Bazen gizli anlaşma ve görüşmeler bile yapıldı. Ama maalesef mutlak bir sonuç elde edilmedi. Yani sorunlar olduğu gibi karşımızda durmaktadır.

Şimdilerde bu sorunların çözümü noktasında bazı gelişmelerin olduğu/olacağı, Başbakan Erdoğan`ın alışılagelmişin dışındaki açıklamalarından anlaşılmaktadır. Ancak izlenecek yolun/stratejinin nasıl olacağı konusunda kafalardaki sorular hala cevabını bulmuş değildir. O yüzden kafalardaki soru işaretleri cevap bulmadan atılan ya da atılacak olan adımların nihai bir faidesi olmayacaktır.

Buradan şunu ifade etmek gerekir ki, bu sorunlar (Kürt sorunu ve Terör sorunu) sadece bir halkın/Kürt halkının sorunu değildir. Bu sorunlar ülkenin öncelikli halledilmesi gereken en önemli sorunlarıdır. Yani bu sorunlar Kürt halkını yakından ilgilendirdiği gibi, Türkleri de ilgilendirmektedir.

Dolaysıyla hiç kimse bu düşünceleri menfi bir mülahazayla yorumlamaması gerekir. Daha öncelerde, sorunların çözümü yolunda yapılan hata ve yanlışların bir daha olmaması için hassasiyet göstermelidir. Sorunların mutlak çözümünü isteyen herkes, tüm kesimlerin çözüm politikalarına müspet yaklaşmalıdır.

Özellikle, Kürt halkının içerisini ekilmek istenen nifak tohumlarının filizlenmesine yardımcı olacak açıklamalardan şiddetle kaçınılmalıdır. Tabi bu tarz açıklamaları Ak Parti milletvekillerinden de duyduk, BDP milletvekillerinden de duyuyoruz. Elbette bu açıklamalar topluma fayda vermediği gibi çözüme de katkı sunmamaktadır. Bunun iyice bilinmesi ve bu doğrultuda hareket edilmesi gerekmektedir.

Bir proje var ise, ‘çözüme ne derece katkısı olacaktır` noktasında kafa yorulmalıdır. Projede izlenecek stratejinin eksikliği ve yanlışlığı tespit edilmelidir. “Kürt sorununu Ak Parti, yani biz çözdük. Biz çözdüğümüz için de baskı ve şiddete maruz kalıyoruz” ifadeleri, sorunlara bardağın dolu tarafından bakmak anlamına gelmekte ve çözüme katkı sunmamaktadır.

Elbette Ak Parti hükümeti döneminde, birçok güzel gelişme oldu, birçok meselede başarı elde edildi. Bunlar inkâr edilemez. Ancak Ak Parti`nin Kürt sorunu ve terör sorununun çözümü konusunda başarılı olduğu söylenemez. Zira sorunların çözüm arayışı zamanında yapılan hata ve yanlışlar, başarısızlığın açık resmidir.

Yanlışlara devam edilmemelidir!

Eğer ki, Başbakan`ın dile getirdiği “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi”nde de daha önce yapılan hata ve yanlışlar tekrar edecekse; sorun sadece birileri muhatap alınacak şekilde çözülmeye çalışılacaksa, ikinci bir Oslo vakıasına ev sahipliği yapılarak birileri gaza getirilecekse, terör ve Kürt sorunu aynı görülüp tek bir stratejiyle çözülmeye çalışılacaksa, “Gerekirse Öcalan`la da görüşülür” düşüncesi hayata geçirilecekse…

Özellikle de, yıllardır sorunların çözümü konusunda inisiyatif alabilecek olmasına rağmen görmezden gelinen camiaya karşı yürütülen “görmezden gelme” politikası devam edecekse hiç kimse kusura bakmasın! Şimdiden söylenecek tek şey vardır: Sorunların mutlak çözümü için vücuda getirilmeye çalışılan “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi” maalesef başlamadan bitmiştir.