• DOLAR 34.577
  • EURO 36.26
  • ALTIN 2969.698
  • ...

Türkiye’de üç gündür televizyon kanallarının ana gündemi, ABD seçimleri.

Efendim, Trump mı kazanacak yoksa Biden mi?

Trump kazanırsa, ABD’nin Türkiye ile ilişkileri daha olumlu düzeyde seyredermiş.

Kimi derin (!) analizcilere göre ise Biden’in kazanması Türkiye için daha iyi olurmuş.

Cumhuriyetçilerin adayı kazanırsa dolar yükselmeye devam edecekmiş, demokratların adayı kazanırsa doların ateşi sönebilirmiş…

Ve bu yorumlara ilaveten binlerce yorum daha…

Allah aşkına, ulusal televizyon kanallarına çıkarılan yorumculardan bir tanesi de, neden “ABD seçimlerinde kimin kazanacağının önemi yok!” demiyor.

Özelde Türkiye ve İslam Coğrafyası, genelde ise tüm dünya için ABD başkanlarının değişmesinin bir öneminin olmayacağını bilmiyorlar mı?

ABD seçimlerini takip etmeyelim, seçimlerle ilgili bir haber vermeyelim şeklinde bir düşüncem yok.

Haberciler elbette ABD seçimlerini takip edecekler, gelişmeleri abonelerine ve kamuoyuna duyuracaklar.

Ama bunun bir dengesi, bir seviyesi olmalı.

Şimdi gelelim bizim düşünceye; biz ABD seçimlerine nasıl bakıyoruz.

Bizce önemli olan ve değişmesi gereken ABD’nin emperyal sömürge sistemi.

ABD emperyal politikalarına devam ettiği sürece, kimin başkan olduğunun bir ehemmiyeti yoktur.

İster Trump devam etsin, ister Biden kazansın; ikisi de yeni dönemde İslam Coğrafyası üzerindeki şeytanî emellerine devam etmeyecek mi?

İslam ümmetinin kalbine saplanmış paslı bir hançer olan terör rejiminin çıkar ve menfaati için politikalar geliştirmeyecekler mi?

Trump, İslam ümmeti için çok önemli bir mesele olan Filistin ile ilgili son dört yıldır neler yaptı, bir hatırlayalım.

Seçilir seçilmez ilk iş olarak israil’e sınırsız destek vereceğini ilan etmedi mi? Başkanlık süreci boyunca işgal rejimi için adımlar atacağını söylemedi mi?

Sonrasında, Kudüs’ü işgalcilerin başkenti ilan etmedi mi, ABD büyükelçiliğini Kudüs’e taşımadı mı, Yüzyılın Anlaşması diye pimi çekilmiş bir bombayı ümmetin evlatlarının arasına bırakmadı mı?

Küresel haydut ABD, Trump’ın başkanlık sürecinde birçok İslam beldesinde tonluk bombalarla katliamlar yapmadı mı?

Türkiye’ye ekonomik ambargolar Trump zamanında uygulanmadı mı? Papaz Brunson krizinde Türkiye’ye karşı paket paket yaptırımlar uygulayan Trump başkanlığındaki ABD değil miydi?

Türkiye basını ne zamandan beri Trump yanlısı oldu; bu güzellemeler, bu övgüler neyin nesi?

Türkiye basını bir ara Barack Hüseyin Obama’yı da barış ve Müslüman yanlısı göstermeye çalışmıştı. Obama kazanınca zulüm ve haksızlıklara uğrayan herkes sevinmişti. Sevinenler arasında Müslümanlar da vardı.

Peki, ne oldu sonra? ABD’nin izlediği politika değişmedi, aksine Obama döneminde İslam coğrafyasında kan, gözyaşı ve savaş eksik olmadı. Aynı dönemde İslam coğrafyasında ekilen fitne tohumları, Müslümanları birbirlerinden uzaklaştırdı ve düşman haline getirdi.

Joe Biden’e gelince… Trump’tan ne farkı var bu 78 yaşındaki bunamışın. Ne demişti; “Yahudi değilim ama siyonistim.” Sanırım Biden’in bu açıklaması, kazanması durumunda nasıl bir strateji izleyeceğinin kanıtıdır.

Şu aday bu aday kazansın diyenler bilmeli ki, ne Trump’ın ne de Biden’in, ne Türkiye’ye ne de İslam dünyasına herhangi bir katkısı olmayacak.

ABD’de başkan değişse de, terör rejimi israil’in güvenliğini esas alan siyaset değişmeyecek.

Başkanlık koltuğuna oturan kişi, ABD’nin sömürgeci, yayılmacı, baskıcı, çıkarcı ve İslam ülkeleri ile ilgili izlenilen sinsi politikalarına hizmet edecek.

İslam coğrafyasında yaşanan zulüm ve katliamlar azalmayacak, bilakis artacak.

İç siyasette ise, ABD’de hayatını idame ettiren Müslümanlar ve ABD’de bulunan yabancılara ve zencilere yönelik baskı ve hukuksuzluklar daha da artacak.

ABD, yeni dönemde İslam coğrafyasını dizayn etme hedefine ulaşmak için etnik ve mezhebi fitneler ekmekten ve savaşları yönetmekten geri durmayacak.

Tüm bu gerekçeleri göz önünde bulundurarak şunu diyebiliriz ki, Trump ve Biden’in Amerikan politikalarını icra etme açısından birbirlerinden hiçbir farkı yok.

Açıklamalarını ilgiyle takip ettiğim bir siyasetçinin söylediği gibi, al birini vur ötekine…

Kalın sağlıcakla.