Teşekür Az Gelir Peygamber Sevdalılarına

Hamd olsun, Âlemlerin Yaratıcısı Allah`a, Salât ve selam olsun, Âlemlerin Efendisi Muhammed Mustafa`ya, Salât ve selam olsun, O`nun (s.a.v) pak ailesine, ashabına Ve selam olsun, kıyamete kadar O`nun (s.a.v) yolundan gidecek olan Peygamber âşıklarına.

Kutlu Doğum ayını kazasız/belasız bir şekilde geride bıraktığımız için ne kadar şükür etsek azdır, şanı yüce Allah`a, Mazlum ve mustazafların Muhammed-i bayramını, mazlum ve mustazaflarla beraber idrak etmeyi nasip ettiği için ne kadar şükür etsek azdır, mustazafların Rabbi olan Allah-u Teâlâ`ya.

Ülkenin dört bir tarafında Muhammed-i sedanın, bazen meydanlarda, bazen alanlarda, bazen konferans salonlarında ve bazen de stadyumlarda yükselmesine sebep olan Peygamber Sevdalıları Platformu yöneticilerine ne kadar teşekkür etsek, az olur teşekkürlerimiz.

Düzenlenen etkinliklerde hiçbir karşılık beklemeden, tamamen Müslümanlıklarının gereği ve Resulullah`a karşı olan sevgilerinden dolayı, yağmur/çamur dinlemeden, yakıcı güneşten çekinmeden, saatlerce ayakta kalmaktan imtina etmeden görev yapan ve etkinliğe iştirak eden Müslümanlara davranış ve duruşlarıyla örnek olan Peygamber Sevdalısı görevlilerine ne kadar teşekkür etsek azdır.

Bazen milyonların, bazen yüz binlerin iştirak ettiği etkinliklerde, zor ve zahmetli şartlarda en güzel ve en özel görüntüyü fotoğraflamaya çalışan basın mensuplarına, gazete ve internet sitelerinde haberlerini veren çalışanlara ve etkinliklerden sonra o coşku ve heyecanı doğru bir biçimde okuyucularına aktaran yazarlara da ne kadar teşekkür etsek azdır.

Ayrıca, uzak/yakın dinlemeden, güneşli/yağmurlu demeden, kadın/erkek, genç/ihtiyar hep birlikte etkinliklere katılan, gerektiğinde özel arabalarıyla insanları meydanlara taşıyan, defalarca sefer yapan ve saatlerce sıkılmadan programı takip eden kıymetli Peygamber Sevdalısı halkımıza ne kadar teşekkür etsek azdır.

Bizler ancak yazı ve söylemlerimizde kendilerine memnuniyetimizi bildirebilir, teşekkür edebiliriz. Gerçek mükâfatlarını Allah Sübhanehu ve Teâlâ verecektir muhakkak.

Yazımızın başında belirttiğimiz gibi Kutlu Doğum ayını geride bıraktık. Kutlu Doğum ayında bir Peygamber Sevdalısı olarak yaptıklarımız olmuştur. Etkinliklere katılmış, etkinliklerde hal, hareket, tavır ve davranışlarımızla üzerimize düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmişizdir.

Yerine getirdiğimiz yükümlülüklerin kalmadığını düşünüyorsak yanılıyoruz. Asıl görevimiz bundan sonra başlıyor. Çünkü bizler bir Peygamber Sevdalısı olduk. Artık bizlere bakan, Peygamber Efendimizi hatırlamalı. Bizler de yaptıklarımızla, Efendimizi anımsatmalıyız.

Peki, bundan sonra neler yapmalıyız?

Evet, kendimizi Peygamber Sevdalısı görüyorsak -ki görüyoruz inşallah- bundan sonra yaptığımız her işe pür dikkat etmeliyiz. Ticaretimiz, komşuluğumuz, aile ilişkilerimiz, arkadaşlığımız, konuşmalarımız, gülmemiz, yürüyüşümüz, saçımızı tarayış şeklimiz, giyim tarzımız, ahlakımız, tavırlarımız ve davranışlarımızın hepsi Peygamber Efendimiz (s.a.v)`e yakışacak bir şekilde olmalıdır.

Bunlara dikkat edip, ibadet, ilim, yardımlaşma, şefkat, merhamet ve güzel ahlakımızla da O`nun (s.a.v) gibi olmaya çalıştığımızda, gerçek bir Peygamber Sevdalısı olmuşuz demektir. Böyle de, olduğunda dünya ve ahret hayatında saadeti yakalamış olur, kıyametin dehşetli gününde de kurtuluşa yaklaşmışlardan oluruz.

Haydi öyleyse! Kurtuluşa erenlerden olmak için, huzuru, mutluluğu, aşkı, sevgiyi bulmak için Resulullah`ı takip etmeye, O`nun (s.a.v) gibi davranmaya, yaşamaya.

İslami ve insani görev ve sorumlulukları eksiksiz ve noksansız yerine getirip, kesintisiz ve sürekli nimetlere eren Peygamber Sevdalılarından olmak duasıyla.

Allah`a emanet olun.

Muhammet Şerif - Doğruhaber