• DOLAR 34.661
  • EURO 36.383
  • ALTIN 2931.036
  • ...

Pandemi sürecinden en çok etkilenen kesimlerin başında gelen esnaflar, yeni normalleşme dönemiyle birlikte dükkânlarını açmaya başladılar.

Açtılar açmasına ama işlerinin pek de rayında gittiğini söylemek zor olsa gerek.

Zira hala insanlar zaruri ihtiyaçları haricinde alışveriş yapmamaktadırlar. Bunu, normalleşme sürecinden sonra iş yerlerini açan esnaflar söylemektedir.

Özellikle küçük esnaflar, hükümetten, mülki amirlerden, yerel yönetimlerden destek beklediklerini muhtelif vesilelerle dile getirmektedirler.

Esnafa destek verilmesi gerekirken maalesef ki beklenilen destek şu ana kadar verilmemiştir.

Özellikle uygun şartlı teşvikin ya da faizsiz kredinin olmamasından dolayı hassasiyet sahibi esnafın yeni normalleşme sürecinde de sıkıntı çektiğini söyleyebiliriz.

Esnaf mevcut sıkıntılarını henüz aşamamışken, kimi yerlerde polisin bir kesim esnafa kaçak cep telefonu iddiasıyla baskın yapması, esnafa yönelik orantısız güç kullanması, var olan mağduriyetleri çok daha fazla artırmıştır.

Gazetemizin internet sitesinde de verildiği üzere, iki gün önce Batman’da şehrin en işlek caddelerinden biri olan Gülistan Caddesi’nde bulunan cep telefonu mağazalarını kaçak telefon iddiasıyla basan polis, işyerlerine baskın yaptı ve orantısız güç kullandı. Aynı zamanda haklarını savunmak isteyen esnafı da darp ederek gözaltına aldı.

Haberi okumak isteyenler şu linkten (https://dogruhaber.com.tr/video/haber/14721-esnaf-ve-vatandaslardan-orantisiz-guc-kullanan-polise-tepki) okuyabilir, videoyu da izleyerek polisin esnafa yaptıklarını görebilirler.

Allah aşkına, esnafa baskın yapan emniyet görevlileri neden daha makul, daha insanî bir strateji izlemiyorlar?

Günlük maişetlerini çıkarma peşinde olan esnafa hakaret etmek, tüm komşularının gözleri önünde rencide edip gözaltına almak, onlarla diyalog yolunu tamamen kapatmak, doğru bir işlem midir?

Orantısız güç kullanıp insanları provoke etmek, kime ne fayda sağlayacaktır?

Polis hakaret etmeden, esnafı darp etmeden, orantısız güç kullanmadan görevini daha uygun şekilde yerine getiremez mi?

Bölge insanı zaten yıllar boyunca güvenlik görevlilerinden baskı görmüş, azar işitmiş, hakarete ve haksızlığa maruz kalmış... Bu gerçeği herkes biliyor.

Ki bunu yani devletin bölge insanına yönelik yapmış olduğu baskı ve haksızlıkları, bugün devleti idare edenler de ifade etmiştir defalarca.

Hatta Sayın Erdoğan bile artık halkın devletin demir gibi sert olan yüzünü değil yumuşak yüzünü göreceğini ifade etmişti daha öncelerde.

Ancak kimileri söylenenin tam zıddını yapmaktadır. Eskiden vatandaşa nasıl davranılıyorsa şimdi de aynı şekilde davranılmaktadır. Eskiden nasıl üstten bakılıyorsa, şimdi de aynı şekilde vatandaşa üstten bakılmaktadır.

Eğer öyle olmasaydı, 15 Temmuz Darbe Girişimi yıldönümünde, esnafa baskın yapılır mıydı? Hadi baskın yapıldı diyelim, esnafa bu şekilde kaba ve sert davranılır mıydı? Basit adli bir işlemden dolayı esnaf gözaltına alınırken tekme tokat dövülür müydü?

Uzun yıllardır, devlet yetkilileri tarafından ayırım gözetilmeksizin tüm vatandaşlara eşit muameleler yapılacağı ifade edilmiş ancak gereği bugüne değin yerine getirilmemiştir.

Son dönemlerde vatandaşa yönelik artan orantısız güç kullanımı, bu tespitin açık bir göstergesidir. Yetkililer bu soruna ivedi bir şekilde çözüm bulmalıdır.

Zaman geçirilmeden devlet vatandaşıyla barışmalıdır. Devlet adına görev yapan memurlar, her işte vatandaşa insanî davranmalıdır. Bu onların öncelikli görevi olmalıdır.

Zira devlet de devlet adına görev yapan kişiler de “insan” için vardır. Devletin görevi, vatandaşına hizmet etmek, vatandaşının sorununu çözmektir. Bu hakikatin unutulmaması gerekmektedir.