• DOLAR 34.612
  • EURO 36.646
  • ALTIN 2905.707
  • ...

Kovid-19 salgını sebebiyle dünya ülkelerinin çok ciddi tedbirler aldığı hepimizin malumudur. Türkiye’de sıkı tedbirler alındı ancak Haziran itibarıyla tedbirlerin bir kısmı gevşetilerek yeni normal yaşama geçildi.

Salgın sürdüğü için de yeni normal yaşamda uyulması gereken tedbirlerin uygulanmasına devam ediliyor. Öyle öngörülüyor ki, bir müddet daha maskeyle yaşamaya devam edeceğiz.

Bakalım, pandemiyle yaşamaya alışmak zorunda olduğumuz yeni yaşam, hayatımızda ne gibi gelişmelere sebebiyet verecek.

Malum olduğu üzere, pandemi sürecinden en fazla etkilenen ekonomi oldu. Pek çok sektörde üretim ya tamamen durdu ya da çok önemli ölçüde azaldı.

Pandeminin ilk zamanlarında insanların işten çıkarıldıklarını duyduk ancak sonralarda hükümetin işten çıkarma yasağı önlemleri kapsamında işten çıkarmalar durdu, yerine esnek çalışma, izinli sayılma, yarı zamanlı çalışma gibi modeller getirildi.

Son açıklanan İstihdam Kalkanı Paketi’nde 17 Temmuz’da sona ereceği daha önce açıklanmış olan işten çıkarma yasağının üç ay daha uzatıldığını da bu arada söylemiş olalım.

Hükümet, pandemi sürecinde ekonominin az etkilenmesi için kendince bazı tedbirler aldı. Bir taraftan Maliye ve Hazine Bakanlığı, diğer taraftan Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, ekonominin istikrarı için bazı teşvik paketleri açıkladı.

Hükümetin bu tedbirlerinin neticelerinin nasıl olacağıyla birlikte, en fazla merak edilen konuların başında işsizlik oranları geliyordu.

İŞKUR, yaptığı açıklamada son dönemde işsizlik ödeneğinin 2 katına çıktığını kamuoyuna duyurdu. Bu da işsizlik oranlarının yükseldiğinin göstergesi olarak okundu.

Aslında bu normaldi ve beklenen bir gelişmeydi. Zira pandemi sürecinde dünyanın hemen hemen her ülkesinde işsizlik oranlarında çok ciddi artışlar yaşandı. Milyonlarca insan işinden oldu, işsiz kaldı.

Bundan ötürü Türkiye’de de işsizliğin artması, beklenenler arasındaydı. Kamuoyu artık ‘Mart Dönemi’ olarak bilinen dönem için TÜİK’ten yapılacak açıklamayı merakla bekliyordu.

Acaba işsizlik oranı kaç olacaktı? İşsizlik verilerinde ne gibi değişiklikler olacaktı? Salgın döneminde dünyada milyonlarca insan işsiz kalırken, acaba Türkiye’de kaç insan işsiz kalacaktı? Bunlar merak edilenler arasındaydı.

Vatandaşlar tarafından merakla beklenen açıklama iki gün önce Çarşamba günü geldi. TÜİK işsizlik verilerini kamuoyuyla paylaştı.

TÜİK’in açıkladığı Mart ayı iş gücü istatistiklerine göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2020 yılı Mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 573 bin kişi azalarak 3 milyon 971 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,9 puanlık azalış ile yüzde 13,2 seviyesinde gerçekleşti.

Bu açıklamaya göre işsiz sayısında 573 bin azalma olmuş. Aynı zamanda işsizlik oranı 0,9 puanlık azalış ile yüzde 13,2 seviyesine inmiş.

Normalde bu sevindirici bir gelişme. TÜİK’e göre yeni dönemde 573 bin kişi daha iş sahibi olmuş ve artık bu insanlar evlerine ekmek götürebilecekler. Buna elbette sevinmek gerek!

Ama işin hakikatinin böyle olduğunu düşünmek gerçekten zor. Çok sıkıntılı pandemi sürecinde dünyada işsiz sayısı artarken, İŞKUR işsizlik ödemelerinin iki kat arttığını açıklarken, üretim normal zamanlara göre çok çok azalmışken, ithalat ve ihracat durmuşken, bazı sektörlerde işler durma noktasına gelmişken, TÜİK’in açıkladığı veriler hiç de inandırıcı gelmiyor maalesef.

Peki, TÜİK ne yapmaya çalışıyor, kâğıt üzerinde rakamlarla oynayarak acaba algı mı oluşturuyor? Etrafımıza bakıyoruz, esnaflar ve iş insanlarıyla görüşüyoruz, ekonomi gündemini yakından takip ediyoruz; vatandaşların çoğunun bu süreçte işlerinden memnun olmadığını ve işsiz oldukları için sıkıntı yaşadıklarını görüyoruz.

Bu süreçte istihdama katkı sağlayacak iş alanları ve fabrikalar açıldı da bizler mi görmedik? Hayır, öyle bir şey yok. Salgın sürecinde istihdamı artıracak hiçbir şeyin yapılmadığı herkesin malumu.

İstihdam azalmış, bazı iş yerleri kapanmış, işsizlik ödeneği alan insan sayısı iki katına çıkmış, İŞKUR’un önünde kuyruklar oluşmuş ama tüm bunlara rağmen işsizlik oranlarında azalma olmuş. Doğrusu TÜİK’in verileri kafaları karıştırıyor, çelişkiler oluşturuyor.

Sözün hülasası; TÜİK, vatandaşların doğru bilgiyi elde etmesi için şuan yaptığı çalışmadan daha kapsamlı bir çalışma yapmalıdır. İşsizlik ve istihdam konusunda iş gücüne dâhil olmayan nüfusu görmezden gelmeden, gerçek sayıları gizlemeden ve özellikle de siyasi düşünmeden vatandaşların anlayacağı şekilde açıklamalar yaparak gerçek misyonunu yerine getirmelidir.