• DOLAR 34.661
  • EURO 36.373
  • ALTIN 2929.745
  • ...

Tüm dünyayı etkisi altına alan coronavirüs salgınıyla yaşamaya alıştığımız bugünlerde en fazla muhtaç olduğumuz, en çok ihtiyaç duyduğumuz hakikattir dua.

Her zorluktan sonra, başımıza gelen her felaketten sonra, duçar kaldığımız her musibetten sonra sarılıyoruz duaya.

Açıyoruz ellerimizi yüce Yaradan’a; bizi yoktan var eden, El-Halık olan Allah’tan yardım ve inayet diliyoruz.

Bu süreçte, ebedi hayat olan ahiret daha fazla aklımıza geliyor, dolaysıyla ebedi hayat için daha çok hazırlık yapma derdinde ve hedefinde oluyoruz.

Namazlarımıza eskisinden daha fazla dikkat ediyoruz. Sünnetlerimizi kaçırmamaya gayret ediyoruz. Sosyal hayattaki ilişkilerimize daha fazla ihtimam gösteriyoruz. Ailemiz ve çocuklarımıza karşı daha fazla ilgili oluyoruz.

Zevkleri körelten ölüm aklımızdan çıkmıyor bugünlerde. Günün belirli saatlerinde bütün dünyevi düşüncelerden sıyrılıp tefekküre daha fazla zaman ayırıyoruz.

İnsan olarak kendimizi tanıma çabamız sürüyor sürekli. Ne kadar aciz olduğumuzun farkına varıyoruz bir kez daha.

Kendimizi tanıdıkça, azamet sahibi Allah’ın güç ve kudretinin nasıl da sonsuz olduğunu öğreniyoruz. Kendimizi tanıdıkça, bizi yaratan Rabbimizi daha iyi tanıyoruz. 

Ve, dünyanın dengesini değiştiren küçücük corona karşısında ne kadar da zayıf ve çaresiz olduğumuzu anlıyoruz.

Rabbimizi tanıdıkça, beşeri bir akılla tam idrak edemediğimiz sonsuz gücünün farkına vardıkça, insan olarak acziyetimiz ve mahcubiyetimiz artıyor.

Evet aciziz, mahcubuz Allah’ım! Bizi yoktan var ettin, bizi sevgili Resul’ünün ümmetinin bir ferdi olarak dünyaya gönderdin, dünyada bize sayısız nimetler verdin, bizi güçlü kıldın, imkân sahibi yaptın. Ama biz kıymetini anlayamadık, değerini bilemedik bize verdiğin nimetlerin.

Zengin olduk, fakiri görmezden geldik. Makam sahibi olduk, garibana üstten bakmaya başladık.

Camiler yaptık, yaptığımız camileri lüks halı ve zengin desenlerle donattık, ama camileri dolduramadık, gençlerimizi cafe ve sokaklardan alıkoyamadık.

Savaşlardan dolayı evlerini terk etmek zorunda kalıp kapımıza gelen muhacirlere ensar olmamız gereken yerde onlara potansiyel suçlu muamelesi yaptık.

Zalim emperyalistler, mazlumları katlederken, İslam coğrafyasının zenginliklerini sömürürken bizler olanlara seyirci kaldık ve ne acı ki içimizdekilerden kimileri savunmasız insanların üzerlerine bomba yağdıran küresel güçlere destek verdi.

İfsat ediciler batıl düşünce ve fikirleri toplumumuza empoze ederken, gençlerimizin değerlerinden uzaklaşması için gece gündüz planlar yapıp çalışırken, bizler ise sessiz kaldık, topumun ıslahı konusunda sorumluluklarımızı yerine getiremedik.

Değerini bilemedik Allah’ım bize verdiğin imkânların, kıymetini bilemedik Allah’ım bize verdiğin nimetlerin.

Şimdi geriye dönüp bakma zamanıdır, şimdi yaptıklarımızdan ve yapmamız gerekip de yapmadıklarımızdan pişmanlık duyma zamanıdır.

Şimdi, bizleri yoktan ver eden, varlığından haberdar eden ve bize bu dünyada sayısız nimetler veren Allah’ın yüce dergâhına sığınma zamanıdır.

Şimdi, acizliğimizi, mahcubiyetimizi, zayıflık ve çaresizliğimizi itiraf edip yerlerin ve göklerin yaratıcısı olan Allah’a kulluk vazifemizi en güzel şekilde yerine getirme zamanıdır.

Şimdi ellerimizi açma ve gözyaşları içinde yüce Allah’a münacatta bulunma zamanıdır.

Şimdi dua zamanıdır; Ey Rabbimiz! Bizi bağışla, bizi affet, bize merhametinle muamele et. Bizi doğru yoldan ayırma, bizi hayatı boyunca Kur’an ve sünnete tabi olanlardan eyle. Duçar kaldığımız sıkıntı ve zorluklara karşı sabır ve metanetimizi artır. Ey Rabbimiz! Milletimizi, memleketimizi, İslam beldelerini ve bütün insanlık ailesini her türlü afetlerden, musibetlerden ve salgın hastalıklardan muhafaza eyle!