• DOLAR 34.597
  • EURO 36.673
  • ALTIN 2916.184
  • ...

Coronavirüs salgınının, hayatın seyrini ve düzenini değiştirdiği konusunda hepimiz hemfikiriz.

Daha önce hiç alışkın olmadığımız kadar yeni gelişmelerle karşı karşıyayız.

Vakalardaki artış, vatandaşları tedirgin etmeye devam ediyor.

Bu süreçte, insanın elinden tedbir almaktan başka çok da bir şey gelmiyor.

Tedirginliğe mahal vermeden bilim insanlarının uyarılarına kulak vermek ve bunları harfiyen yerine getirmek gerekir.

Bu süreci elbette atlatacağız. Önemli olan, bu süreci en az hasarla atlatmak, salgın tedbirleri neticesinde oluşan boş zamanı en güzel ve en faydalı şekilde değerlendirmek ve ayrıca tüm bu yaşananlardan dersler çıkarmak.

Yaşananlar, hiçbirimizin istediği şeyler değil. Ve hepimiz bu sürecin bir an evvel bitmesini istiyoruz.

Ancak takdir yüce Rabbimizindir. İnsanları imtihana tabi tutan Âlemlerin Yegâne Sahibi Aziz ve Kerim Olan Allah’ındır.  

Hamd olsun bizler bunun bilincindeyiz. Bu yaşananların bir imtihan gereği olduğunun idrakindeyiz.

İnsanlık, tarih boyunca nice musibetler yaşamış, muhtelif badireler atlatmıştır.

Seller, depremler, heyelanlar, fırtınalar, hortumlar, salgınlar, kuraklık, kıtlık vs. Birçok şekilde Rabbimiz insanoğlunu imtihana tabi tutmuştur.

Kimi zaman insanoğlu yaşanan doğal afetlerden dersler çıkarmış ve sonrasında hayatına çeki düzen vermiştir. Kimi zaman da sıkıntılar bittikten sonra yine insanoğlu Rabbinin istediği bir hayattan uzak bir yaşam sürdürmeye devam etmiştir.

İnsanoğlu pek nankördür. Yerlerin ve göklerin sahibi olan Allah’ın kudret ve kuvvetini, azamet ve yüceliğini pek az tefekkür etmektedir.

Oysa akıl ehli olanlar, hayata hikmet nazarıyla bakanlar, yaşananlardan ders ve ibretler çıkarmışlardır. Onlar, hayatın düzeninin Allah’ın elinde olduğunun idrakiyle yaşamlarını sürdürme gayretinde olmuşlardır.

Çağın insanları, bugünkü yaşananlardan dersler çıkarmışlar mıdır?

Gözle dahi görülemeyen küçücük bir virüse karşı aciz kaldıklarını itiraf edip yüce dergâha yönelmişler midir?

Yaptıkları yanlışlardan, hatalardan, haksızlıklardan, zulümlerden dolayı pişmanlık duyup tövbe kapısına başvurmuşlar mıdır?

Zalimler, zalimlere meyledenler, zulme taraf olanlar, masumların üzerlerine bombalar yağdıranlar, milyonlarca insan katledilirken ve evlerinden edilirken ses çıkarmayanlar, rahatlarından ödün vermeyip tüketim konusunda birbirleriyle yarışıp israf edenler, fakir ve muhtaçları hor görenler, ölümün kapı kapı dolaştığı bugünlerde ne düşünüyorlardır; her insanın ölümü tadacağı ve yaptıklarından hesaba çekileceği hakikati akıllarına geliyor mudur acaba?

Bu süreç, bütün insanlık için bir fırsattır aslında. Her insan kendi durumu ve ihtiyacına göre bu salgın sürecinden dersler çıkarıp, hayatını yüce Allah’ın razı olacağı şekilde düzenleme fırsatı yakalamıştır.

Tövbe kapısı açıktır, Allah tövbeleri kabul edendir. Henüz geç olmadan tövbe kapısını çalmak ve Allah-u Teâlâ’nın eşsiz merhametine sığınmak gerekir.

Ne mutlu, musibetlerden dersler çıkarıp hayatını rıza-i ilahi doğrultusunda düzenleyenlere... Ne mutlu, bu salgın sürecini hayırlı ve faydalı işlerle geçirenlere… Ne mutlu, her hal ve şartta hayatın imtihan olduğunu unutmayıp duçar kaldığı hastalıklara karşı sabredenlere…