• DOLAR 34.612
  • EURO 36.43
  • ALTIN 2930.92
  • ...

İnsanlık tarihi boyunca tevhid inancı uğruna nice muvahhid şahsiyet mücadele etmiştir. Bu isimler aziz dava uğruna her türlü sıkıntı ve zorluğu göze almış, duçar kaldıkları musibetlere göğüs germiş ve ilahi mesajların topluma ulaşması ve insanlığın selameti için çaba ve gayretlerini aralıksız sürdürmüşlerdir. Zalim ve diktatörlerin dünyevi tekliflerini hiçbir zaman kabul etmemiş, ilke hedeflerinden taviz vermemişlerdir.

Onlar için en önemli gaye, yaşayışlarıyla Allah’ı razı etmek olmuştur. Bu yüzden çektikleri eziyetler, maruz kaldıkları zulümler ve başlarına gelen musibetler onları davaya hizmetten alıkoymamıştır. Bu isimlerin, dar-ı bekaya irtihallerinden sonra da İslami çalışmalara çok ciddi katkıları olmuştur. Zira hayatları boyunca yaptıklarıyla, gelecek nesiller için numune-i imtisal olmuşlardır. Allah onlardan ebeden razı olsun.

Günümüzde de İslam âlemi içerisinde çok değerli dava adamları yaşamaktadır. Bunlar da Rablerine verdikleri söze sadık kalarak yaşamlarını sürdürmüş, hüküm sahiplerinin yaptıkları teklifleri kabul etmemiş ve çağın zalimleri önünde diz çöküp boyun eğmemişlerdir. Bu aziz şahsiyetlerden biri de Mısır’ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Sayın Muhammed Mursi’dir.

Muhammed Mursi, 2012’de yapılan seçimlerden galip çıkmış ve Mısır’ın ilk meşru Cumhurbaşkanı olmuştur. Göreve başladığı gibi İslam’a ve şeriat kanunlarına vurgu yapması, Batı’nın küresel şer güçlerini ve yerli işbirlikçilerini memnun etmemiş ve bu şer güçlerin darbeyle Muhammed Mursi’yi devirmek için muhtelif planlar yapmalarına sebebiyet vermiştir. 

Göreve başladığı 17 Haziran 2012 tarihinin üzerinden henüz bir yıl geçmeden Batı’nın destek verdiği yerli uşaklar, 3 Temmuz 2013’te Muhammed Mursi’ye darbe yapmış ve onu alıkoyarak görevinden uzaklaştırmışlardır. Darbe sonrası barışçıl gösteri yapan Muhammed Mursi taraftarlarına yönelik kanlı katliamlar yapan darbecilere ikiyüzlü Batı sürekli destek vermiştir. Sonraki süreçlerde haksız ve hukuksuz tutuklamalar olmuş, mahkemelere çıkanlara ise idam cezaları verilmiştir.

Mısır’da İhvan-ı Müslimin Cemaati mensuplarına yönelik baskı, şiddet, katliam ve hukuk dışı uygulamalar günümüze kadar devam etmiş ve halen de devam etmektedir. Zulüm ve katliamlarını aralıksız sürdüren Sisi cuntası, cürümlerine bir yenisini daha eklemiştir. İlk seçilmiş meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin dar-ı bekaya irtihaline sebep olmuştur. Muhammed Mursi, Sisi’nin firavun zindanlarındayken ve esaret altındayken şehadet şerbetini içerek Rabbi Rahman’a göçmüştür. 

Darbecilere karşı izzetli ve onurlu duruşuyla bildiğimiz Muhammed Mursi’nin şahadetiyle İslam ümmeti aziz bir şehid daha kazanmıştır. İslam ümmetinin mazlum bir şehidi olan Muhammed Mursi, adını tarih sayfalarına silinmez bir şekilde yazdırmıştır. Gelecek nesiller onu daima yapmış olduğu iyi ve faydalı çalışmalar ve zalimlere karşı dik duruşuyla hatırlayacaktır. Onun mazlumca vefatı, zalimlerin saltanatlarının yerle yeksan olmasına ve ümmetin birlik ve beraberliğine vesile olacaktır.

Zalimler, Muhammed Mursi’nin ebedi âleme gidişiyle kazandıklarını ve rahat edeceklerini sanmamalıdırlar. İslam ümmeti içerisinde Peygamber takipçisi Muhammed Mursi’lerin sayısı oldukça fazladır. Yeryüzünde Sisi’ler var oldukça, Mursi’ler zalimlere boyun eğip diz çökmeyeceklerdir. Boyun eğmek, diz çökmek, teslim olmak ve davadan taviz vermek, Muhammed Mursi’nin yolunu takip eden Müslümanlar için asla söz konusu değildir. Zira Müslümanlar, aziz İslam için haddi aşan zalimlere karşı mücadele etmeyi bir görev bilmişlerdir.

İman sahibi yiğit bir Müslüman olan Muhammed Mursi’nin mazlumca şehadeti, yeryüzünde fitne peşinde olan zalim ve işbirlikçilerinin sonunu getirecek ve mustazafların uyanışına vesile olacaktır. Ve inanıyoruz ki bugünkü gelişmeler karşısında sevinen zalim ve işbirlikçi küresel şer güçler, aziz şehidin kanında boğulacaklardır. Zira biliyoruz ki Allah-u Teâlâ mazlumların yüreğini acıtan zalimlerin yaptıklarının cezasını erteleyebilir ancak kesinlikle ihmal etmez.