• DOLAR 34.591
  • EURO 36.296
  • ALTIN 2985.05
  • ...

 Bismi Teâla

Yahudiler ile Müslümanlar arasında çıkan ilk savaşın sebebinin bir Müslüman kadının tesettürü olduğunu biliyor muydunuz?...

1.dünya Savaşı yıllarında memleketimizin güneyi küresel güçlerce işgal edildiği sıralarda, Maraş`ta ‘`Sütçü İmam`ın`` Fransız askerlerine gösterdiği silahlı tepkinin asıl gayesinin Müslüman kadınların tesettürüne yapılan saldırıdan ötürü olduğunu galiba bilmeyenimiz yoktur…

Yakın zamanda Türkiye`de 28 Şubat ‘`post modern darbeyle``, Eğitim kurumlarında genç kızlarımızın tesettürleriyle amansız şekilde savaş verdiklerini 30 yaşından büyükler pekâlâ bilir… 

Ayrıntılarına fazla girmemekle birlikte bu gibi hadiseler pek çoktur.

Küresel güçlerin tesettüre olan savaşının nedenleri nelerdir? Asıl murat edilmek istenen nedir?

Bu güçlerin Allah`ın emirlerine savaş açmaları öncelikle başta gelen hedefleridir. Zira İslam`ın şiarlarında son derece rahatsızlık duymakta, kendilerince özgürlükleri önünde engel görmektedirler. Başka bir deyişle kadının tesettürsüzlüğünü özgürlük hamlesi olarak görmektedirler. Güya toplum mühendisliğine soyunan bu zihniyet sahipleri, toplumun merkezinde yer alan kadın mevhumunun özgürlüğünü isterler. Sormak lazım;

Özgürlük, şehvetlerin esiri olmak mıdır?  Sınırsız haz almak mıdır? Dişiliği öncelik kılmak mıdır?..

Yoksa iradeyi nefsin hesabına tüketmemek midir? Kişiliği, onuru öncelik kılmak mıdır?..

Demek oluyor ki tesettürsüzlük şeytan hesabına yapılan bir yatırımdır. Zira ilk insanın hayat öyküsünü Kur`an`ı Kerim çok çarpıcı ve ibret alınacak şekilde konu edinir şöyle ki;

“Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi.

Ve onlara: Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim, diye yemin etti. Böylece onları hile ile aldattı. Ağacın meyvesini tattıklarında ayıp yerleri kendilerine göründü. Ve cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar… (A`raf,20)

Yaklaşım tarzı güya insan severlik ve ardından özgürlük!.. Hedef tesettürsüzlük!!!

Tüm inancımla şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki, Şeytanın ideolojisini devralan zihniyetlerin, güçlerin, sistemlerin, akımların değişmeyen yüzü budur. Parolaları tarihten bu yana hep bu olagelmiştir. ‘`Özgürlük(!),hümanizm(!)``

Görünüşte sihirli sözcüklerin varlığı fakat sonu hüsran ve kayıpla neticelen bataklık…

Tesettüre savaş açan bu zihniyet sahipleri bir yandan tesettürsüzlüğü yayarken bir yandan da tesettürü yozlaştırmanın uğraşını vermektedir. Daha önceki yazılarımda da değindiğim gibi ‘`modernzim`` ismi altında tesettür moda haline getiriliyor, getirilmeye çalışılıyor. Neticede ha öyle ha böyle bu uğraşlar tesettürsüzlükte birleşivermiyor mu? Peygamber efendimizin kimi sözlerinde belirttiği öngörüsü ortaya çıkmaktadır. Ümmetinin kendisinden yıllar sonraki halini müşahede etmiştir.

“Ümmetimin son dönemlerinde giyimli fakat çıplak bir takım kadınlar olacak, bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi olacaktır. Onlar cennete giremez, cennetin kokusunu bile alamazlar.” (Ebu Davud, Libas 125, Cennet 52)

Müslüman kadınlar açısından durum böyle endişe verici bir hal iken maalesef tesettür yozlaştırmasına ilişkin başlatılan bu saldırılara doğrudan/dolaylı muhataptır. Bedenini teşhir eden ince, şeffaf, albenili giyim şekilleri ‘`Giyinik çıplaklık`` konumuna girmiyor mu?..

Başörtülü fakat boyundan aşağısı dar, renk cümbüşüyle cazibedar olan giyim şekilleri, sahibini ‘`giyinik çıplaklık`` konumuna sevk etmiyor mu?..   

Tesettüre savaş açanlar erkek kıyafetleri üzerinde de sinsi çalışmalar yapmaktadırlar. Geçenler bir akrabamın taziyesi için batı illerimizden bir şehre gitmiştim. Taziyede gençlerin kıyafetleri dikkatimi çekmişti. Hani malumunuz erkeklerde diz ile göbek arasının açık olması haram bölgeler olarak belirlenmiştir. Güya giyim mühendisleri  özellikle erkeklerin pantolonlarında da diz üstü ve yukarısında yer yer açık gedikler açıp ‘`moda`` ismi altında yaptıkları bu tür faaliyetler, gençlerin mahremiyetlerine saldırı amaçlı değil mi?..

Tesettürlü toplum ile tesettürsüz toplumun karşılaştırmasını bir seyahat sırasında bir ağabeyimiz şöyle bir tasvir yapmıştı. Tam da taşıtla karayolunda seyir halindeyken sağlı sollu sıralı iki dağ yamacına dikkatlerimizi çekmişti. Gerçekten de bir yamaç ağaçlarla örtülü vakarlı duruşu ne kadar heybetiydi. Öte yandan diğer yamaç ağaç örtüsünden yoksun adeta çıplak bir şekilde sırıtıyordu…

Tesettürlü toplumlar ile tesettürsüz toplumlarda böyle değil mi?..  

Sonuç olarak Müslüman bireyler şunu iyi bilmeli ki günümüzde tesettür düşmanlığı bir hayli fazladır. Bu mukaddesatları yozlaştırmayı hayat felsefi gören zihniyetlerin kesinlikle niyetleri halis değildir. Sömürü odaklıdır. Aynen bu gün İsrail terör güçlerinin Mazlum Kudüs`e yaptıkları işgal gibi..

Tesettür teferruattır diyenler nasıl ki kahrı perişan oldu ise İslam`ın şiarlarına saldıranlar da elbette utanmaz yüzleri ortaya çıkacaktır. Üstadın deyimiyle; ‘`Tükürün zalimin utanmaz(arsız) yüzüne``…

Sağlıcakla kalınız