• DOLAR 35.443
  • EURO 36.354
  • ALTIN 3063.15
  • ...

Bismihi Teala.

    Devlet erkanı 2025 yılını Aile Yılı” ilan etti.

Geçen yılın sloganı “Emekliler Yılı”ydı.

Emeklilere sormak lazım:

Acaba 2024’ü nasıl değerlendirecekler?

En azından kendi açılarından parlak bir yıl geçirmediklerini

rahatlıkla söyleyebilirim.

   Aile kurumuna ciddi saldırılar öteden beri var olagelmiştir.

Özellikle son yıllarda daha da artmış durumdadır.

İstatistikler bariz şekilde doğurganlık hızının düştüğünü

net şekilde gözler önüne seriyor.

Elbette bunun pek çok sebebi vardır.

Bu, başlı başına ayrı bir yazının konusudur.

Oraya girmeyeceğim.

Evlilik, aile, ebeveynlik, çocuk gibi kavramların her biri

ciddi eğitim konusudur.

Nihai hedef aklın ve kalbin tatmin olmasıdır.

Talim Terbiye Kurulu ortaokul ve liselerde

 “Türk Sosyal Hayatında Aile” dersini

seçmeli dersler kategorisine aldı.

Çok merak ediyorum.

Sahiden aileler bu dersin varlığından haberdar mı?

Okullar farkındalık oluşturuyor mu,

öğrencilere yeterince rehberlik ediyor mu?

Tüm bunların açıklığa kavuşturulması lazım.

Oysa aile dersinin programı kapsamlı hazırlanmış.

Bunun ciddiye alınması okullara ve ebveynlere düşer.

Eğitim çağındaki bireylerin ciddiyeti,

okul ve ailelerin ciddiyetine bağlıdır.

Öğrenmenin hızlı ve kalıcı olduğu bu yaşlar önemsenmedi mi,

sonraları dizini dövmenin,

ahlanıp vahlamanın bir getirisi olmayabilir.

Ev kurmanın, aile olmanın dayandığı sütunlar sağlam olmalıdır.

Zira ayakta kalması taşıdığı değerler kadar güçlüdür.

Büyük düşünür, pedagog Gazali’nin önemli tespitleri vardır.

“Aile kurma çocuk sahibi olmanın yanı sıra

şehvet duygusunun dinin buyruklarına uygun olarak

kullanılmasına olanak sağlamaktadır.”

Görülüyor ki asıl gaye çocuk sahibi olmak, neslin devamını sağlamaktır.

Bu yolla akraba ve yakınlarının çoğalması fena mı?

   Güçlü referanslar İslam Dini’nin etkili dinamizmlerinde mevcuttur.

Bunların iyi işlenip, müfredata aslı neyse serpiştirilmesi lazım.

Mesela Evlenen kimse dinin yarısını yerine getirmiş olur.”

Hadisi şerifin maksadını iyi işlediniz mi, akıl ve kalp ikna oldu mu,

var mıdır başka söze hacet?

   Mademki eğitimin odağı ailedir. Güçlü toplum güçlü aileyledir.

O halde bu kuruma halel getirecek hiçbir dizi film; sanat ismi altında sinema, tiyatral gösterimlere prim verilmemeli…

Yıllarca aile kurumuna dinamit koyan Uşaklıgil’in “Aşk-ı Memnu” romanını okutmak galiba yetmedi. Dizi film serisi biçiminde balandıra balandıra TV ekranlarında halen yerini korumuyor mu?

    Bugünlerde giderek yurdun her yerine sıçrama manevrası gösteren “Karımın Kocası//Evlilik Komedisi” tiyatrosu Devlet Tiyatro sahnelerinde büyük marifetle(!) sahneleniyor.

Galiba “Aile Yılı”nın marifeti bu?

Kalın sağlıcakla…