• DOLAR 34.309
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...

Bismihi Teala.

Bakanlık geçen hafta bayramdan aldığı icazetle

 ilk dersimiz “Cumhuriyet’e doğru”

isimli tiyatro gösterimini gururla sahneledi.

Alafranga müzikle başlatılan sinematograf,

Cicili, şirin görünme sentetize sahnesinden kendini alamadı.

Ne diyelim, bize “elem tere fiş kem gözlere şiş” demek düşer…

Tiyatro filminin bir bakıma ‘Cumhuriyet’in izindeyiz.’ diyenlere

taş çıkartır türden kurgulandığını söyleyebilirim.

Kemalistlerin, cumhuriyetçilerin takdirini alıp almadıkları beride kalsın,

tek kelimeyle belki de kıskandırdı.

Galiba nöbet el değiştirdi.

Önceki cumhuriyetçiler sol, halkçı geçinen zihniyetti.

Şimdinin yeni modası muhafazkar, milliyetçiler…

Biraz da işin içine dini argümanları serpiştirdin mi,

tadına doyum olmaz.

Vatan size minnettar, varolun, sağolun(!)

Galiba sözkonusu övüngen tutumlar esin kaynağını,

“Cumhuriyeti biz kurduk, onu koruyacak ve yaşatacak olan sizlersiniz.”

kehanetinden almıştır…

Cumhuriyetle taçlanan macerada tiyatro projenin şah damarı olmuştur.

İhraç alınan bu sanatla devrimlere zemin hazırlanmadı mı?

Açık anlatımla tiyatro;  

düşünsel dönüşüme, batıcı kimliğin oluşmasında  önemli rol oynamıştır.

1 Kasım 1928’de Yunan’dan ithal edilen latin harflerin miladıdır.

Eğer halen miadını doldurmamışsa alfabe büyük şeydir.

Alfabe, seslerin tecüssüm bulmuş halidir.

Harflerin şematik olarak vücut bulduğu zemin,

kültürün taşıyıcısı ve karekodudur.

Velhasılı Arap harflerinin kaldırılmasıyla,

yörünge değişmesi, eksen kayması olmadı mı?

İbre harice bakmadı mı?

Can alıcı şey nedir diye sorarsanız,

Bana göre eğitimin, kültürün amentüsü değişti.

Göbek bağı kesildi.

Osmanlıcadan, Arapçadan eser bırakmama vaadi varlık buldu.

Cumhuriyetle teminat altına alınan projeler bir bir uygulama sahası buldu.

“Türk övün, çalış güven” , “Ne mutluTürküm diyene” klişeleri zikri zebun edildi.

Bu klişeler mektebe, kışlaya, sokağa, dağ yamacına büyük puntolarla kazındı.

Ki adeta dağ, taş dile gelsin, övünedursun.

Tek  ağızla “Sesimizi yer, gök, su dinlesin; sert adımlarla her yer inlesin!.. desin

 Bakanlık galiba Haldun Taner, Ferhan Şensoy gibi yazarların

Cumhuriyete dair değerleri sahneye koyuvermelerini kifayetsiz görüyor.

Kalın sağlıcakla…