Seçim Ne olmalı?
Bismihi Teala.
Bugün itibariyle
Yerel seçimlere 45 günlük bir zaman kaldı.
Yani 1,5 ay.
Yerel idareler isterse var ya;
ne harikalar sunar!
Ne güzel hizmetler yapar!
Öyle ki yoksulu, gurebayı,
minnet altında bırakmadan himaye edebilir.
Evlenemeyecek bekarların evliliklerine fon ayırabilir.
Dahası; sanat, kültür vb. yönden eğitime ciddi katkı sağlayabilir.
Kısacası isterse müsbet yönden çok şey yapabilir.
Yeter ki kaynaklar çarçur edilmesin!
Peşkeş çekilmesin!
Tarumar edilmesin!
Rant devşirmekle oy ticareti paylamasına kapılmasın!
Halbuki kaynakları
İyiye, doğruya, güzele evirme yolu var.
Hem daha kolay, daha kazançlı…
Alana bakıyorum da adaylardan
eğitimi, kültürü, sanatı vadeden pek az.
Belki de bir elin parmağını geçemeyecek kadar.
Belediye kurumu formal olarak eğitim kurumu değil belki,
ama informal biçimde katkı sağlayamaz mı?
Tek kelimeyle yapabilir.
Kurumlarla protokoller yapmasının önünde kısıtlama mı var?
Niye olsun ki.
Zaten kurumlar arasında işbirliği esastır.
Yeterki “eğitim” gibi bir olgu gündemlerinde olsun.
Ne demişler;
“Kötülüğe ve fesatlığa niyet edersen kötülük.
Sevmeye niyet edersen sevgi.
Neye niyet edersen onu bulacaksın…”
Başka anlatımla büyük elçinin -selam O’na ve ehline olsun- deyişiyle,
“Kişinin niyeti ne ise eline geçecek olan odur.”
Peki, sahadaki resim bizde ne?
Deyim yerindeyse gör beni göreyim seni.
Ee, kaz gelen yerden tavuk esirgenmez(!)
Sahi seçimimiz neden yana…?
Yazgımız çalıp çırpmak adetine mi mahkum?
Bol keseden atıp tutanı bağrımıza mı basmak?
Sizi bilmem fakat bendeniz,
halefe, selefe bakmam!...
Hasıma, hısıma takılmam!...
İmhayı koz olarak kullananla arama setler çekerim!
İhyayı dert edinen,
eğitimi içselleştirene bakarım.
Kısacası umuma ait koltuğa göz dikenin nihai duruşuna bakarım.
Tebaanın maslahatı mı, benlik davası mı?
Peki, seçimin asıl kriteri…?
Kalın sağlıcakla…