Yeni Müfredatla İyi İnsan Yetişir mi?
Bismihi Teala
Son yıllarda sıkça eğitim sistemleri, modelleri deneniyor.
Yok mudur, her devir ve dönemde işlev gören?
Yani kemâle ermiş sistem yok mu, sahiden?
Davranışçı model dendi, uğruna methiyeler dizildi.
Zamanla gözden düştü, rafa kaldırıldı.
Ardından yapılandırmacı sistem dendi.
Zamanın yetkilileri ona da toz kondurtmadı.
Öve öve göklere çıkarıldı.
Adeta MEB’in ağzı kulaklarına vardı.
Şimdi de ‘’Bütünleşik Eğitim Sitemi’’ konuşuluyor.
Daldan dala konmak mı?
Damdan düşer gibi mi?
Bence ‘göklere çıkarma’ huyundan vazgeçmek lazım.
Dünyadaki gelişmeler içimize işleyebilir.
Bunun yadırganacak yanı olamaz…!
Yadırganacak olan ucunu kaçırmaktır galiba.
Onu yegane kılmaktır.
Yeni müfredatın sloganı iyi insan yetiştirmek…
Farkına varmak güzel.
Ama öncelikle çarpık anlayışın değişmesi gerekir.
Sonrası çapraşıklığı hale yola koymak…
Aslında zengin bir kaynağımız var.
Hem özgündür hem de ilahi yanı var…
Yani beşer sözü değil lakin beşer onunla paye bulur.
Merhum Akif(Allah rahmet eylesin) ne güzel dile getirmiş:
“Ya açar nazm-ı celilin [Kur’an’ın] bakarız yaprağına
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına
İnmemiştir hele Kur’an şunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için.”
İyi insan olmanın kodları, kodlamaları onda saklı.
Yeter ki içine gir!
Özüne in!
Fink atma!
Çark etme!
Her bilenin üstünde bir bilen yok mu?
Var. O da Kelam-ı Kebir’dir.
Ancak iyi insanı iyi müfredatla buluşturarak yetiştirebiliriz.
İyilik hanemize yazılacak olan da belki bu olacaktır…
Son olarak Akif’in iştiyakla söylediği dizelerle nokta koyalım.
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı
Asrın idrakine [anlayışına] söyletmeliyiz İslam’ı”
Kalın sağlıcakla…