• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Bismihi Teâlâ

Cumhuriyet’le bağdaştırılan her ne varsa, değer atfedildi, kutsandı…

Çağdaşlığın alamet-i farikası görüldü.

En ağdalı söyleyişlerle gündemde tutuldu.

Belirli gün ve haftalarla kalıplaştırıldı.

Zamanla basmakalıp haline geldi.

Günümüzde bilen, bilmeyen herkes bir şekilde ilgili günleri bakiyesine alır.

Açıkçası çok da bilinçli davranıldığını düşünmüyorum.

Yani  ‘dostlar alışverişte görsün’ misali.

24 Kasım da ilgi gösterilen günlerden.

Sorsan bunun muhtevasını bir iki cümle cevap alamazsın.

Anlaşılan ‘Böyle gelmiş böyle geçer.’ tutumudur ağır basan…

24 Kasım;

  1. K. Atatürk’e başöğretmenlik unvanının verildiği gündür.

1981’de, 1881’in üzerinden 100 yıl geçmesinin hatırasına,

Kenan Evren tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak, kutlama listesine alınır.

Evren’in ilk kutlama mesajı kayıtlarda,

‘’Sevgili Öğretmenler,
24 Kasımlar sadece Öğretmenler Günü olarak anılmasın,

Bugün aynı zamanda en büyük öğretmen Atatürk'ün ideallerinin gerçekleşmesi günü de olsun.

Ayrıca bu gün; birlik, beraberlik ve bütünlük içinde yarının Türk çocuklarının Atatürk'ün özlediği şekilde yetiştirildiklerinin de ant günü olsun…’’

24 Kasım’ın ülküsü galiba bundan daha yalın ifade edilemez.

Her 24 Kasım günü yaklaştığında Milli Eğitim(öğretmenler) acaba bir sürpriz olur mu diye beklenti içerisine girer.

Bu da bir bakıma züğürt tesellisi…

Medya da haber portalına ‘ne kadar yönlendirme yaparım’ hesabının içerisine girer.

Ailelere özellikle kadınlara  ‘’öğretmene hediye’’ heyecanı ve telaşı basar...

Belki de öğretmeni her şeyden üst; saygı, hürmet ve sevgi razı eder.

Çocuk yalın şekilde duygu ve hislerini doğal bir biçimde mısra, satır, ses ve görsel yollarla ifade etse daha tutarlı olmaz mı?

Ailelerin bu kadar vara yoğa karışmaya lüzum var mı?

Bireyin bugününü ve yarınını; dünya ve ahiretini inşa etmek için çalışan öğretmen arkadaşlarıma sevgi ve muhabbetlerimi sunarım.

Kalın sağlıcakla.